FETÖ dâvâları..
2018’de, bugüne kadar açılan ve şu günlerde açıklanacak olan FETÖ darbe ve FETÖ terör örgütü davalarının tamamının tamamlanması bekleniyormuş. Bu iyi bir haber. Biliyorsunuz birtakım davalar sonuçlanırken, bir kısmı da yeni açıldı ve mart sonuna kadar da hemen hemen bekleyen davaların hepsinin iddianameleri hazırlanmış olacak..
Yargılaması bitenler istinafa, oradan Yargıtay’a, tashihi karar, AYM süreci derken yargı süreci iç hukukta tamamlansa bile, AİHM de devam edecek.
Ve tabii bir yandan da yeni davalar açılacak. Kamu davaları bitecek, bireysel hukuk ve ceza davaları başlayacak, bazı eski mahkeme kararları için yargılamanın yenilenmesi talebleri gündeme gelecek.
Geçenlerde İstanbul 23. Ağır Cezada sonuçlanan bir dava var. Hani şu AK Parti İl Başkanlığına yönelik operasyon davası. Mahkeme gerekçeli kararını yayınladı. Başka sonuçlanan davalar da var ama geçen gün Silivri’de 15 Temmuz köprüsü davasının duruşmasına katıldım. O vesile ile 23. Ağır Ceza Başkanı ile tanıştık. Ondan aldım gerekçeli kararı ve tamamını okudum.
Tabii yargılama ve yargılama sonunda verilecek karar iddianame ile sınırlı. İddianame olayla sınırlı.
Gün geçtikçe bunlarda da çözülmeler oluyor.. ABD’den gelen haberler onlar için içaçıcı değil. Pensilvanya’dan gelen kehanet haberlerinin de hiç biri tutmadı.. Mahkemelerden arkası arkasına ağır cezalar gelmeye başlayınca dökülmeye başladılar.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün işgal girişimi ile Esenler Birlik Köprüsü’ndeki olaylarda 5 kişinin şehit olmasıyla ilgili aralarında tankın içinden çıkan eski Emniyet Müdürü Mithat Aynacı’nın da bulunduğu 23’ü tutuklu 67 sanığın yargılanması sırasında da ilginç bir durum yaşandı. eski Uzman Çavuş Ömer Kalın, “Yarbay Fatih Sönmez, ‘Ez’ dedi. Yüzbaşı Serdar Değirmendere de beni tehdit etti. ‘Gaza bas, hızlı’ diye bağırdı. Tehditlerin ardından tankı sürmek zorunda kaldım. Ben tankla araçları ezdim”. O arabaların içinde 4 insan vardı. Tankı kullanan Kalın, emri veren üstlerine şöyle dedi: “Fatih’le ikiniz işbirliği içindeydiniz. Elinizde silah var, ateş ediyorsunuz. Ben bir uzman çavuş olarak gerçeklerin ortaya çıkması için elimden geleni yapıyorum. Utanmadan bir de inkar ediyorsunuz. Hiç mi Allah’tan korkmuyorsun? Cezaevinden korkacağınıza Allah’tan korkun.”
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı davasının gerekçeli kararında, aslında birçok mahkeme kararında referans olarak kullanılacak birçok bilgi var. Özellikle de F. Gülen’in din öğretisi hakkında çok iyi bir özet var.
Aslında bu karara bakarken, Adalet Bakanlığının, 15 Temmuz sabahından başlayarak 17 Temmuz’a kadar, gün gün değil, saat saat, dakika dakika nerede ne olduğunun zaman, mekan, kişi ve olay koordinatlarında ayrıntılı olarak, kronolojik bir biçimde savcılıklara ve mahkemelere dağıtılmasının çok faydalı olacağını düşündüm..
Yine şu yapılamaz mı? Bütün sanıkların tek tek isimlerinin hangi iddianame, hangi olayda geçtiğinin indexlenmesinin olayların bir bütün olarak görmek açısından önemli olduğunu düşünüyorum.. Birçok dosyada, parça parça birçok bilgi var. Bunların UYAP’dan değil, ayrı, güvenilir bir merkezden, kaynakları ile birlikte ilişkilendirilmiş bir veri tabanı üzerinden izlenmesi gerek.
Aslında olması gereken, bütün iddianame ve yargı dosyalarının UYAP dışında bir mirör üzerinden özel bir arama motoru ile zaman, mekan, kişi ve olay koordinatlarında sorgulanabilmesi gerekiyordu. Ama bu da olmadı.
Aslında FETÖ’nün incelenmesinde örgütün gaye ve yöntemlerinin, destek ve uzantılarının iyi araştırılması gerek. Kadrolaşma, insan kazanma ve kamuda örgütlenme stratejisi, gizlenme metodları, taktikleri, iç ve dış istihbarat kuruluşları ile ilişkileri, mali yapıları, ekonomik, sosyal, siyasal yapıları, öncelikleri, hiyerarşik yapıları gibi konularda bilgilendirici notlar ve suali mukadderlere cevap niteliğinde efradına cami, ağyarına mani bilgi notları hazırlanması gerekirdi..
Mahkeme Başkanı Ali Öztürk iyi bir çalışma yapmış, ama gerekçeli kararı okuyunca hemen anlaşılıyor ki, kararda yazılandan daha fazla bilgiye sahipler ama karar iddianame ile sınırlı. Keşke o bilgileri not etseler de, daha sonra hatıralarını mı yazarlar, başka türlü mü değerlendirirler, o bilgilerin kaybolmaması gerekir..
Aslında yargıda olmasa bile entelektüel dünyada BÇG ve FETÖ’nün birlikte değerlendirilmesi gerekir.. İkisi de aynı merkeze hizmet eden iki farklı projenin taşeronları. DAEŞ, PKK, PYD, FETÖ, DHKP-C arasındaki derin, karanlık, kanlı ilişkinin deşifre edilmesi gerek. Soğuk savaş döneminde sağ-sol kavgası da böyle bir şey değil mi idi! Aynı ülkenin çocuklarını sağ-sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk diye, her türlü farklılığı düşmanlık vesilesi sayan çevreler birbirine düşürerek onların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmiyorlar mı idi.
Önümüzdeki günlerde arkası arkasına birçok yeni dava açılacak ve mart başından itibaren de arkası arkasına mahkeme kararları açıklanacak..
Birileri Afrin’de TSK’nın köşeye sıkışacağını düşünüyordu, olmadı. Şimdi birileri suikastlar, canlı bomba ve sabotajlarla Türkiye’yi içeriden vurmaya hazırlanıyor sanki. PKK’nın, FETÖ’nün hayali de bu. Bir de AK Parti içinden birilerini bularak, özellikle eski siyasetçi ve bürokratlar, işadamları üzerinden yeni bir muhalefet cephesi açmaya çalışıyorlar.
Hedef belli, Türkiye, AK Parti ve Erdoğan.
CHP başarılı olamadı. Bir umut da vaad etmiyor. CHP’nin PKK ve PYD’nin siyasi uzantısı ile seçim ittifakı hayalleri onun elini-kolunu bağlıyor. HDP desen zaten TSK’nın Afrin’de savaştıklarının içerideki siyasi uzantısı gibi. İyi Parti 15 Temmuz sonrası başbakanlık hayalleri kuran “Yurtta Sulh” hareketi üzerinden FETÖ’ye mesaj gönderen bir hareket. %1’den daha fazla oy alması sözkonusu, bunlar dışında iki parti kalıyor. AK Parti ve MHP. AK Parti ile MHP bir şekilde ittifak yapacaklarına/yapmakta olduklarına göre, ilk seçimlerde iki blok karşı karşıya gelecek..
Bu seçimler, bugünkü FETÖ davası ve darbe davalarının gölgesinde gerçekleşecek.
Sahi, CHP ve müttefikleri, yani HDP ve İyi Parti neden bu darbe davalarına müdahil değiller. Kendileri darbecilerden yana oldukları için mi ya da darbecilerin kendilerine karşı olmadıkları için mi! Zaten CHP her zaman darbecilerden yana olmuş, darbecilerin avukatlığını üslenmiştir. Bu dün de böyle idi, bugün de. Selâm ve dua ile.