Abdurrahman DİLİPAK

Abdurrahman DİLİPAK

Gülen bundan sonra..

Gülen bundan sonra..

Ve Gülen konusunu konuşmak üzere ABD’li yetkililer Ankara’ya geldiler.Yunanistan da iade konusunda yargı sürecinin beklendiği açıklamasını yaptı. Görünen o ki, Yunanistan önce ABD’nin ve AB ülkelerinin tavrını görmek istiyor..

Amerikalıların kulağına kar suyu kaçtı. Adalet Bakanlığı yetkilileri de ülkelerine döndüler. Biden ipe un serdi. Gülen’le ilgili karar ABD’de verilecek. Bu arada Ankara’dan sürpriz bir haber geldi. Erdoğan bayram sonrası 24 Eylül’de BM Genel Kurulu’na katılmak için Newyork’a gidecek.. Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan 15 Temmuz’u ve Gülen’i, dünyanın bu olay karşısındaki sessizliğini, Suriye’de olup bitenleri dünya liderlerine 1. elden anlatmaya gidiyor.

Bu arada Yunanistan’a giden helikopterin Yunanistan’a birkaç sefer yaptığı  söyleniyor. Trump’ın darbe günü Türkiye’de olan 13 CIA görevlisi ile ilgili açıklaması da bu arada bu konudaki sır perdesini daha da koyulaştırdı. Trump bu mesajını sosyal mediadan silse de, gelişmeleri izleyenler bu mesajı kopyalayarak not ettiler..

Türkiye örtülü bir savaşla karşı karşıya.. Bu asimetrik bir savaş, gayri nizami harp teknikleri uygulanıyor.. Halka, sivil hedeflere saldırıyorlar.. Bu savaşta bu örgütler en önde: FETÖ, PKK, PYD, DAEŞ.. Bunların arkasında bu örgütlere destek veren, silah, istihbarat, eğitim veren herkes var. “Topyekûn bir savaş” bu..

Son noktayı koyacaklardı, altın vuruşu o gece yapacaklardı, olmadı.

Peki, bundan sonra ne olacak. Nokta hedeflere saldıracaklar, kamikaze, canlı bomba, bomba yüklü araçlarla devam edecekler.. Ellerindeki bilgi ve belgelerle tehditler ve şantajlar yapacaklar. Siber saldırı planları yapıyorlar. Saldırıların birçoğu önceden haber alınıp boşa çıkarılıyor.. En çok merak edilen konulardan biri Gülen’in iade edilip edilmeyeceği.. Gülen’le ilgili ABD ikiyüzlü davranıyor. Yunanistan da, diğer batılı ülkeler de.

Sadece Gülen değil, yüzden fazla ülkede Türkiye’ye iade edilmesi gereken FETÖ üyeleri var.. Bunların üzerinde mal varlıkları var. Zaman içinde bunların içinde, üzerinde para ve kripto bilgiye sahip birileri, o ülkelerin istihbarat örgütleri ile işbirliği yapmayı kabul etmezlerse bir şekilde ortadan kaldırılır ya da tutuklanırlar. Ya da mesela Türkiye’ye teslim edilebilirler.. İşbirliği yapanlar Türkiye’ye karşı kullanmalarının ötesinde, feda edilecekler listesinde ucuz birer ajan olarak ömürlerini tamamlarlar.. Ya da yüzlerini, kimliklerini değiştirip dünyanın herhangi bir yerinde dönercilik filan yaparlar. Vietnam’dan ABD’ye gidenlerin yaşadıklarına bakmak gerek..

Peki Gülen ne yapacak? Alternatifler belli. Türkiye’ye iade edilir ya da edilmez. Edilirse, Apo’nun yanında ömür boyu yatar, asmaz, besleriz! Ya da zaten yaşlı ve sağlıksız. Gelir ve ölür. Ölmesi için, gönderirken gerekli müdahaleyi gönderenler yapabilirler.. Burada ölürse cenaze namazı kılınmaz. Kimsesizler mezarlığına gömülür. Bilinen bir mezar halkın öfkesine sebeb olabilir. Bir diğer ihtimal: Amerika Gülen’i iade etmez. Gülen Amerika’da yaşar ve ölür. Artık öyle ziyaretler, kabuller, canlı yayınlar, eskisi kadar kolay değil. “Ev hapsi” gibi bir hayat.. İç hesaplaşmalar, parasal ilişkiler sebebi ile huzursuz bir sürecin sonunda Gülen bu dünyaya veda edebilir. Belki kendine güzel bir anıt mezar yapabilirler..

ABD’den ayrılır ya da gönderilir.. Gideceği yerler belli: Kanada, Avustralya, Çin, Avrupa’ya yakın Balkanlar’da bir yer, İsrail, Mısır, Güney Afrika.. Belki İngiltere.. Ama hiçbir yerde Amerika’daki kadar rahat hissetmeyecektir kendini.. Gülen’i alacak olan ülke başına bir bela alacak.. Bir ihtimal daha var. Gülen ortadan kaybolur. Onu bir yerlere gizlerler.. Herkes bir şey söyler. Nerede olduğunu kimse bilemez. Ama birtakım kişiler Gülen’le manevi alemde, ya da özel bir haberleşme sistemi ile temas kurulabilir. Gülen böylece Mehdiyet ve Mesihiyet öncesi “gaybet” dönemine geçebilir.. O ölse bile birileri onun yerine geçip örgütü yönetmeye devam edebilir.. Hatta bakarsınız Gülen ölse bile onun ruhaniyeti bir başkasına “hulul” ederek örgütü yönetmeye devam edebilir..

Gelen haberler Gülen’e, abilere, Gülen’in etrafındaki isimlere yönelik eleştirilerin giderek arttığı söyleniyor.. Cemaat içinde ciddi bir teolojik travma yaşanıyormuş.. İlk kez böyle bir durum yaşıyorlar.. Kimse geleceğinden emin değil. Herkes korku ve panik içinde, ne yapacağını bilmiyor. Yukarıdan bir haber de gelmiyor. Oryantasyon bozulmuş durumda.. Gelen bilgilere de güven duyulmuyor. Çünki kehanetlerin hiçbiri tutmadı.. Dualar karşılıksız, her gün yeni bir felaket geliyor.

Şimdi sınav sorularını çalarak göreve atananlar görevlerinden alınıyor ve geriye dönük borçlandırılıyorlar. Mal varlıklarına el konuyor.. Bu onlar için tam bir felaket.

Üniversiteye girişte ve KPSS sınavlarında cevap anahtarlarının çalındığı biliniyor. Bu anahtarların CIA üzerinden ya da doğrudan FETÖ tarafından PKK ve HDP’ye iletilmesi söz konusu. Hatta bu bilgiler başkalarına da servis edilmiş olabilir.. Bu kişiler kendi can derdine düşmüş durumdalar.. Aileleri de panik içinde.. Her şeylerini kaybedecekleri gibi bir de içeri girmeleri söz konusu. Bunların bugün Gülen’i düşünecek durumları yok.. İşadamlarının şirketlerine el konuyor. Dün iktidar hayali kuranlar bugün ayakta kalma mücadelesi veriyorlar..

Şimdi herkes kendini kurtarma çabasında.. Gülen, “Kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede.” NATO, ABD, AB, Cemaat, CIA Fuller, Mr. Henry herkes kendini kurtarma derdinde.. Gülen’in kullanım süresi doldu. Deşifre oldu ve omurgası kırıldı ve bu sürecin geri dönüşü yok. Oyun bitti. Kuklacı kuklalarını toplamadan son bir kez daha oyununu oynamak istiyor. Biraz da güvenli geri çekilme, zaman kazanma için buna muhtaç

Gülen artık sadece “ağlayan bir adam”. Ağlayacak, kendisi, geçmişi, bugünü, geleceği, cemaati için.. Ağlayacak; gözyaşları tükenene kadar.. Onun peşinde koşanlara ise tek bir mirası var onursuzluk, lanet, acı, utanç ve gözyaşı. Ettikleri lanet dönüp kendilerini vurdu..

Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. Şeytan onlara yeryüzünde bir cennet, ebedi bir hayat vaad etti, buldukları gerçek ise utanç ve lanet.. Sadece dünyalarını değil, ahiretlerini de kaybediyorlar.. Ne için dua ediyor iseler onu ebediyyen kaybettiler.

Görecekler, gelecek günler, onlara bugünlerini aratacak..

Eee, bu dünya etme bulma dünyasıdır. Eden bulur! Ne demişler, hep dediğim gibi, “alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste”. Bize denmedi mi, “Din büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin” diye ve denmedi mi, “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın”. Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Abdurrahman DİLİPAK Arşivi