Kartlar yeniden karılıyor. Çok önceden beri yazıp duruyorum,  “ABD Avustralya mı olacak” diye. Yani Malthusçu’lar için, Yeni Darvinist’ler için yeni bir başlangıç açısından önemli bir ülkeden söz ediyoruz. Ve “Yeni Zelanda” tabii. Bu ülke Avustralya’nın beyni ve kalbi olabilir. Kuzeyinde Hindistan, doğusunda Endonezya. Sadece Hind ve Malay topluluğu olarak 2 milyar insan burnunuzun dibinde. “Ucuz emek” dersen, dünyanın en ucuz emeği burada. Pazar dersen, dünyanın en büyük pazarı, hammadde dersen, tek başına Avustralya bir kıta. 7.692.000 km². Avrupa 10.18 milyon km². ABD 9.834.000 km². Ama Kanada 9.985 milyon km². Rusya 17.1 milyon km².. Büyük Britanya İmparatorluğu sömürgeleri ile birlikte toplamda yaklaşık 33.700.000 km²’lik bir alanı yönetmiştir. Boşuna demiyorlar, üzerinde güneş batmayan imparatorluk diye.

“Yeni Dünya Düzeni”ni ABD ve İngiltere birlikte inşa edeceklerdi. Ama olmadı. Global çete kendi arasında anlaşamadı. İngiltere AB’nin bir üyesi olmaktansa, AB’yi kendine bağlı bir blok haline getirmek istedi. Fransa’nın başındaki adam İngiltere’nin adamı. Ve Fransa’nın başına gelenleri görüyorsunuz. Macron, sözde laik bir ülkenin lideri ama Hristiyan lobisini, Avrupalı ırkçıları başına toplamak için İslamofobi’yi, yabancı düşmanlığını kullanıyor. 

İlginçtir Biden İtalya’ya oynuyor. Almanya; ABD, İngiltere, Fransa triosu arasında paylaşılamıyor ama baskın güç İngiltere. Brexit aslında böyle bir senaryo için gerekli idi.

Göreceksiniz, İngiltere Çin yerine Hindistan’a yönelecek. ABD Çin’i mali açıdan çökertecek. Çin olmayınca Rusya konusu da acil değil ve büyük bir lokma.

Bir arkadaş soruyor: Peki İngiltere, Çin’in aldığı bu kararın neresinde? Geçtiğimiz Kasım ayı sonunda İngiliz hükümetinin aldığı “İngiltere’deki hücresel operatörlerin Eylül 2021’den sonra Huawei 5G ekipmanı kullanmalarının yasaklanması” kararı İngiltere - Çin ilişkileri açısından ne anlama geliyor? Sahi “Londra’yı Kuşak Yol’a katmak isteyen İngiltere” ile “Huawei’yi yasaklayan “İngiltere” aynı “İngiltere” mi, iki kutuplu dünya penceresinden bakınca.

Biz İHA/Azerbaycan konusu ile ilgilenirken dünyada çok önemli gelişmeler oldu. “5 Göz” 5G sürecinde yeniden yapılandırılıyor sanki, Yeni Zelanda üzerinden. Yakında Biden’la birlikte Trump sonrası ABD’deki, CIA, FBI,  INSA Intelligence and National Security Alliance ve Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (National Security Agecy / NSA), Askeri istihbarat alanlarında yeni normal dönemde bir koordinasyon öncesi yeniden yapılanma gündeme gelebilir.

Çin durup dururken, 2019’da başlattığı dış yatırım kredisi ve teşviği ve bu fon desteği ile yürüyen bazı projelerini askıya almadı. ABD-İsrail arasında polemik konusu olan Çin’in Hayfa Limanı’na yaptığı yatırım ne anlama geliyordu ve şimdi ne olacak? Hatırlarsanız bu süreçte İsrail, arkası arkasına Çin ve Hindistan’la yakın temaslar kurmuştu. Çin sadece İsrail’de liman yapmıyor, Körfezde de Kuveyt’ten Fav adasını 49 yıllığına kiralıyordu. Çin ile BAE arasında “hiperlup” kurulması konuşuluyordu. Pekin’den Londra’ya uzayan bir Kuşak Yol Projesinden söz ediliyordu. Çin’den Türkiye’ye on binlerce kişinin gelmesi ve Çin’in Türkiye’de montaj ve ambalaj tesisleri kurması sözkonusu idi. Çin her tarakta kendi bezini dokumak istiyordu. Afrika’ya inanılmaz yatırımlar yapıyordu. Hatta Afrika’daki yatırımlarını Türkiye üzerinden yönetmek istiyordu. Biliyorsunuz bir yandan Rusya, öte yandan İran ile yakın ve sıcak bir temas içindeydi. Peki Çin’den gelen yatırımların azalması Türkiye ve İran’ı nasıl etkileyecek? İpekyolu iptal edilirse bundan Türki Cumhuriyetler nasıl etkilenecekler?

En azından bugün Covid sonrası bu süreç fiilen durdu. Peki, D8’ler üzerinden, Endonezya’dan başlayıp; Malezya, Bangladeş, Pakistan, İran, Türkiye, Mısır üzerinden Nijerya’ya uzanan Baharat yolunda bir hareketlilik söz konusu olacak mı?

Şunu görelim, ASEAN’da hareketlilik artacak. Japonya ve Kore havzasında da. Çin ve Hindistan büyüyen Asya pazarında mevzi kaybetmemek için göreceksiniz ciddi hamleler yapacaklar. Yakın gelecekte Hindistan’ın gelişmiş beyinleri Avustralya’nın yolunu tutarsa şaşırmayın! Ve tabii “gereksiz”(!) kalabalıkların CoVID ile başlayan “Global Reset” sürecinde resetlenmesi de hiç zor olmayacaktır, Hindistan’da birileri için. Sahi ABD’de Kamala Harris’in başkan yardımcısı olmasının bu projeyle bir ilgisi var mı aceba!    

Evet, bir yandan “nükleer füzyon ve plazma reaktörü”nü çalıştırarak “yapay güneş”ini aktif hale getiren Çin, diğer yandan “kuantum üstünlüğü”ne ulaştığını açıklarken ve alternatif bir güç merkezi olarak iyiden iyiye küresel bir oyuncu olarak dünya sahnesine çıkarken; dünyadaki yeni gelişmeler karşısında nasıl bir adım atacak. Trump, Covid bahanesi ile Çin’e trilyonlarca dolar fatura kesip, sanal dolara geçerek, Çin merkez bankasındaki paralarını çöpe çevirirse Çin’in cevabı ne olacaktı. Çin buna karşı askeri güç kullanmayı deneyebilir mi. Bu yeni bir dünya savaşı olmaz mı! ABD Çin’i “Great Reset”le birlikte resetlemek istiyor olabilir mi? Herhalde İngiltere böyle bir savaşın içinde olmak istemiyor. Onun için de Çin’den sessizce uzaklaşıyor. Şimdi asıl soru şu: Acaba büyük bir savaş kapıda mı? Tabii, önce ABD seçimlerinin sonunu beklemek gerek. Yani Hristiyanların Noel kutlamalarının bitmesini bekleyeceğiz. 

2021’e fırtına gibi giriyoruz. Dilerim 2021, 2020’yi aratmaz. “Şüphesiz Allah her şeyi hakkı ile bilendir, hikmet sahibidir. “Kadere, rızga ve ecele hükmedendir O! Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. 

Selâm ve dua ile.