İyi bir hafta sonu için çok pratik ve lezzetli öneriler
Bugün basit ama son derece lezzetli iki farklı kahvaltı alternatifine ne dersiniz? İki tarifi de sucukla 'süs'lemek istiyorum. Bugün niyetim, sucuğun hakkını vermek!
HatIrlIyorum da rahmetli babam çok eskilerde sucuğu kendisi yaptırırdı. Kasaba gider, eti seçer, başında bekler, karışımı hazırlatır, nemini aldırır ve kurutmak üzere arka balkonumuzda güneş görmeyen bir yere, iple asardı. Rengi, tadı bir başka güzel olurdu. Evde yapmadığım ender şeylerden biridir sucuk. Ve maalesef artık babamın hazırlattığı o sucukların tadı güzel bir anı olarak hafızamda kalacak. Çünkü ev tipi sucuk ciddi uğraş gerektirir ve kurutması ayrı bir derttir. Evde yapmayı bugüne kadar hiç düşünmedim. Belki bir gün yaparım, kim bilir?
Hazır sucuk kullanacağım bugün... Sanırım en sık rastladığım soru: "Hangi marka sucuk yiyorsunuz? Hangisini alalım?" sorusudur. Şaka değil, cidden bu bana en çok sorulan soru. Birçoğumuz, her ne kadar endişelerimiz olsa da en azından hafta sonu bir mangal partisinde veya pazar kahvaltısında sofrasında sucuğa yer vererek küçük bir çapkınlık yapmayı göze alır.
Pişirmeyi biliyor muyuz?
Mangal meraklıları bence en iyi sucuk pişirenlerdir. Kömür en yüksek seviyede ısı verirken ön arka cızırdatıp ekmek arası servis yaparlar. İster mangal ateşi ister ocakta, işte sucuk böyle pişirilir! Yani yüksek ateşte ve kısa sürede... Birçoklarının sucuğu pişirirken kuruttuğuna ve tadını yok ettiğine şahit olduğumdan biraz bu konudan bahsetmek istiyorum. Ve "sucuk nedir?" sorusu, sanırım pişirme şekline cevap vermek için önemli bir başlangıç.
Sucuk fermante edilmiş ettir. Türk tipi sucukta ise kırmızı et kullanılır. Et, sarımsak ve baharatla işlenir ve fermante olur. Yani bir anlamda bu baharatlar ve sarımsak eti pişirir ve yemeğe hazır hale getirir. Bu noktada kullanılan etin kalitesi, içine koyulan baharatların miktarı ve kurutma süreci, suyu ve yağı lezzet için çok önemlidir. Ama unutulmaması gereken sucuğun 'çiğ' et olmadığıdır. O yüzden ateşte çok tutmak, suyunu tamamen kurutur ve lezzetini gölgeler, hatta yok eder.
Bugün vereceğim her iki tarifte de sucuğu son dakika ekledim. Eğer bugüne kadar sucuğu uzun süre pişirdiyseniz, önerdiğim şekilde pişirince eminim siz de lezzet farkını göreceksiniz.
İyi kalite bir sucuğun görüntüsü az çok kendisini belli eder. Bir de gözlerinizi kapatıp pişirmeden küçük lokmalar alıp tadarsanız aslında alternatifler için de en iyisi hangisi bulabilirsiniz. Umarım kısa zamanda tüketiciyi rahatlatacak bir kontrol mekanizması hayata geçer. Böylelikle sucuk satın alırken tüketicinin bilinçli seçme şansı olur. Şimdi gelelim tariflere...
Mozarella ve adaçaylı omlet
BU tarif için büyük ve derin bir tava kullandım. Hazırlayacağım omleti pizza gibi kestim ve rahatlıkla altı dilim çıkardım. Bunun için dokuz yumurta kullandım. Yumurtayı biraz krema, tuz ve taze çekilmiş karabiber ile çırpıp tereyağı eritilmiş tavaya döktüm. Üzerine yarı kurutulmuş tuz oranı düşük domates ve taze mozarella dilimleri yerleştirdim. Ardından kapağını kapatıp biraz pişmesini bekledim. Üzeri henüz tam pişmemişken incecik dilimlenmiş sucuk dilimlerini yerleştirip kapağını kapattım. İki- üç dakika sonra ocaktan alıp uygun bir servis tabağına aktardım. Üzerine bolca ince kıyılmış adaçayı serptikten sonra dilimledim. Ve omletimiz servise hazır! Bu omlete gerçekten bayılıyorum!
Milföylü yumurtalı sucuk
Bu servis altı kişilik. O yüzden altı adet hazır kare milföy hamurunun kenarlarından bir santim içeride olacak şekilde keskin bir bıçakla kesik attım ki kenarları çerçeve gibi kabarsın. Altı yumurtanın sarısını ayırdım. Bir yumurta beyazı, üç kaşık krem peynir ve biraz katı kremayı iyice çırptım. Krema kıvamı olmalı. Ben katı bir krema kullanıyorum, eğer kremanız suluysa biraz un ekleyebilirsiniz.
İçine kurutulmuş biberiye ve ufalanmış beyaz peynir parçacıkları ekleyip karıştırdım (Peynir az tuzlu olmalı. Ya da tatlı lor kullanabilirsiniz.) Milföy hamurunun kenarlarına ayrıca bir adet yumurta sarısını fırçayla sürdüm, ortasına bu karışımı paylaştırdım.
Hamuru 200 derecede fırına verdim. Milföy biraz pembeleşince fırından çıkarıp incecik sucuk dilimlerini serpiştirip herbirine bir adet yumurta sarısını dikkatle yerleştirdim. Tekrar fırına verip üç dakika sonra pişirmeyi sonlandırdım. Üzerine maydanoz veya taze kekik dalları serpmek ise tercihe kalıyor!
Küçük bir hatırlatma
Eğer yumurta beyazlarını değerlendirmek isterseniz, pazar kahvaltısına lezzet katacak minik bezeler yapabilirsiniz. Bunun için ayırdığınız yumurta beyazlarını, toz şekerle köpürtüp krema torbasında şekil verebilir, sonra da 80 derecede fırınlayabilirsiniz.