Kardeş kıskançlığında önlemler ve tedavi
Değerli okuyucular, kıskançlık çocuğun güven duygusunu ve özgüveni tehdit eden bir hayalet gibidir. Çocuk bu duyguyla, ilk kez, küçük kardeşini annesinin kucağında gördüğü zaman tanışır. Artık “annemin şefkatli kollarında ben yokum o var” diye düşünür. Herkes az da olsa mutlaka kardeşini kıskanmıştır, bu zor duyguyla baş etmek zorunda kalmıştır.
Çocuklarda kıskançlık belirtilerine değinelim;
* Çocuk sinirli ve gergin olmaya başlar, davranışları değişir. Anneler bu durumu şöyle dile getirirler: “Ne oldu böyle anlayamıyorum, birden sanki farklı bir çocuk oldu.”
* Bundan sonra ne olacağını bilemediği için kendini korunmasız hisseder.
* Düşüncelerinin önemsenmediğini, kimsenin onu anlamadığını düşünür.
* Her şeyin kendisinden gizlendiğini, kimsenin ona değer vermediğini düşünür ve “Zaten kimsenin umurunda değilim” diye düşünmeye başlar.
* Bazen ne kadar seversek sevelim, daha çok sarılmaya şefkat gösterilmeye, olduğu haliyle sevilmeye ihtiyacı vardır.
* Çoğu şey için kendini suçlar, dışlanmış hisseder. Evde olumsuz bir durumla karşılaştığında kendini boş yere suçlar.
* Anne yeni doğan bebekle ilgilendiğinde, ilgiyi üstüne çekmek için her türlü tuhaf davranışı yapabilir.
Çocuğunuzun kardeşini patolojik boyutta kıskanmaması için daha bebek doğmadan alabileceğiniz önlemlere değinelim; Bebek doğmadan önce ebeveynlerin gün içinde ona özel zamanlar oluşturabilmesi gereklidir. Annem ve babam beni seviyor, benimle ilgileniyor düşüncesini hissedebilmesi gerekiyor. Bebek doğmadan önce çocuğunuzu dünyanın merkezi haline getirmemek, ona bağımlı yaşamamak, her zaman varlığınıza alıştırmamak önemlidir. Ayrıca çocuğunuzun her dediği yapılmamalıdır. “Sen benim için önemlisin, ama bazen sana sınır koymalıyım, bunun sana olan sevgimle bir ilgisi yok” mesajını verecek davranışları kardeşi doğmadan önce öğretmelisiniz. Çocuğunuz eğer 3 yaşından küçükse yapılması gereken davranış onu çok sevdiğinizi davranışınızla hissettirmek, inatlaşmaları ile onunla çok fazla mücadeleye girmeden uyumlu davranmaktır. Anne karnı belirginleştikten sonra bebeği sevme çalışmaları yapmak, bu çalışmaları yaparken onu fiziksel olarak yakınınızda tutmak ve ona dokunmaktır. Kardeşin ne demek olduğu ile ilgili bilgileri ona anlatmalı ve duygusal olarak aralarında bir bağın oluşmasını sağlamanız gereklidir. Kardeşi doğmadan önce yatağını ve odasını çoktan ayırmış olmanız gerekmektedir.
Doğum sonrası alınabilecek önlemler; doğum zamanı yaklaştıkça annenin artan yorgunluğu ve endişesinin çocuğa hissettirilmemesi önemlidir. Tüm bunların gelecek olan kardeşten kaynaklandığı düşüncesine yol açabileceğinden bu dönemde her şeyin normal olduğunun gösterilmesi gereklidir. Doğum sırasında hastane içinde değil de hastane bahçesinde güvendiği bir kişi ile birlikte olması, tercihen baba, kardeşi ile ilgili duygularının alınması, gelebilecek sorularına cevaplar verilmesi ve varsa endişelerinin giderilmesi gerekmektedir. Kardeşi ile karşılaştırılma anında bebeğin kendi yatağında olması onu biraz da olsa rahatlatacaktır. Kardeşten gelen güzel bir merhaba hediyesi ilk karşılaşmanın güzel geçmesini sağlayacaktır. Anne bebeği emzirme aşamasına geldiğinde bir kolunda bebeğin, aynı yakınlıkta da onun olmasına özen gösterilmelidir. Bir yandan emzirme olurken diğer yandan da onunla sohbet edilmesi çocuğunuzu rahatlatacaktır. Eve geldiğinde bebeğin ve onun odasındaki yeni eşyaların hediyelerin yerleştirilmesi birlikte yapılmalıdır. Anne bebekle ilgilenirken baba eskiden olduğu gibi oyun alanında birlikte oyunlar oynamalıdır. Evinize gelen misafirlerin bebeğe aşırı sevgi gösterisinde bulunmalarını engellemelisiniz. Kardeşin bakımı ile ilgili sorumluluk alması sağlanabilir, eğer bunu istemiyorsa zorlamamalıdır.
Kardeş kıskançlığında, düzenli olarak yapılan oyun terapisi seanslarıyla çocuklar olumsuz deneyimlerini, başa çıkamadıklarını, yaşadıkları sorunları ifade edemediklerini, risk alabilecekleri korunaklı bir alanda deneyimleyebilme ve çözümleyebilme becerilerini geliştirirler.
Çocuğun oyun odasında terapistin kendini koşulsuz kabul ettiğini görüp, duygu ve davranışlarını istediği gibi göstermesine karşılık engellenme olmadan orda var olduğunu algılaması terapistle karşılıklı güven ilişkisini de yapılandırmasıyla beraber terapi süreci sağlıklı şekilde ilerler. Bu noktadan sonra da, dış dünyadan farklı olarak bu odada kendini istediği gibi deneyimleyen çocuk, gerçek hayatında başa çıkmakta zorlandığı, kendini yetersiz, değersiz hissettiği becerilerinde de kendini deneyimlemeye başlar. Oyun terapi odasında başlayan özgüven ve olumlu deneyimlemeler bir süre sonra çocuğun bu yaşantılarını gerçek hayatında uygulaması için zemin teşkil eder. Tabi ki bu süreçte bu aşamalara destek olması amacıyla aile bilgilendirme görüşmeleri ve işbirliği çalışmaları da oyun terapisiyle birlikte sistemli şekilde ilerler.
Çocuklarınızı özgüvenli mutlu yetiştirebilmeniz duasıyla Allah (c.c)’a emanet olunuz.