Kıdem tazminatında ne kaybediyoruz ne kazanıyoruz
Geçtiğimiz haftaki yazımda 1936 yılından günümüze kıdem tazminatını ele almıştık.
Bu hafta da kıdem tazminatı fonu tartışmalarını etraflıca ele almak istiyoruz.
Son günlerde kıdem tazminatı yeniden gündeme gelince gerek mail ile gerekse de sokakta, markette, plazalarda gören işçiler yanıma gelip, “kıdem tazminatında ne kaybediyoruz, ne kazanıyoruz?” diye soruyor.
Kıdem Tazminatı Fonu
Öncelikle şunu söylemeliyiz. Bazı basın kuruluşlarında patronların isteği üzerine bu yasanın hazırlandığı ve çalışanların kıdem tazminatının kaldırıldığı gibi yalan-yanlış yazılar çıkıyor. Bu tamamen çalışanları yanıltmaya yönelik taraflı haberlerdir.
Kıdem tazminatı, başta küçük esnaf olmak üzere, apartmanlardan tutun da, marketlere, hastanelere, pastanelere ve hatta büyük fabrikalara kadar bütün işletmeler için ciddi sorunlara sebebiyet veren bir uygulamadır.
Kıdem tazminatında çalışanlar açısından hem lehte ve hem de aleyhte düzenlemeler söz konusu olabilecektir.
Biz tarafsız bir gözle çalışanlar açısından yapılacak düzenlemelerin hem işçiler ve hem de işverenler yönünden avantaj-dezavantajları olduğunu belirtmeliyiz.
Sistem esas itibariyle Kıdem Tazminatı Fonu adıyla yönetiminde işçi ve işverenlerin çoğunlukta olacağı bir sistemin kurulması ve bu sisteme işverenlerin yüzde 3-6 aralığında değişecek kıdem tazminatı primlerini SGK sistemi üzerinden yatırmak suretiyle toplanacak tutarın nemalandırılması ve işçinin belirlenecek koşulların gerçekleşmesi halinde tazminatını alması esasına dayanmaktadır. Burada işçilerin yüzde 92’sinin kıdem tazminatı alamadığı gerçeği dikkate alındığında en uygun çözümün fon sistemi olduğu görülmektedir.
Kıdem tazminatı fonunun işçi için avantajları:
-Özellikle özel ve kamu sektöründe temizlik, güvenlik gibi taşeronluk hizmetlerinde çalışanlar da kıdem tazminatına hak kazanacak,
-İstifa edenin kıdemi yanmayacak. İşçi istifa bile etse kıdem tazminatı birikecek ve hak ettiğinde bu süreler için fondan ödeme yapılacak,
-İşveren iflas etme veya ödeme güçlüğüne düşse bile işçinin kıdem tazminatı hakkı yanmayacak,
-Bir yıldan az çalışanlar da kıdem tazminatından yararlanacak,
-İşçi alamadığı kıdem tazminatı için mahkemelik olmayacak, dava masrafı ödemek zorunda kalmayacak,
-Kıdem tazminatı hakkı olmayan İş Kanunu kapsamı dışında kalan işçiler de kıdem tazminatından yararlanabilecek,
-İşçi daha iyi bir iş bulduğunda işini değiştirebilecek,
-İşverenden kıdem tazminatı alabilmek için işçiler diğer haklarından fedakarlık yapmayacak. Yani işçi işverenle kıdem tazminatı pazarlığı yapmayacak,
-İşçilere fazla mesai yaptırmak yerine yeni işçi alınacağından istihdam artacak, işsizlik azalacak.
Kıdem tazminatı fonunun işçi için dezavantajları:
-Sigortasız ve kayıtdışı çalışan işçiler kıdem tazminatı hakkından yararlanamayacak (Mevcut durumda da sigortasız çalıştırılanlara kıdem tazminatı ödenmiyor),
-Ücreti düşük gösterilenler düşük miktarda kıdem tazminatı alacağından mağdur olabilecek (Mevcut durumda da düşük ücretten kıdem tazminatı ödeniyor),
-Evlilik, askerlik, 15 yılı ve 3600 günü doldurup emeklilik yaşını bekleme gibi durumlarda kıdem tazminatı ödenmeyecek (Burada işsizlik sigortasından yararlanma şartları kolaylaştırılarak ve daha fazla ödeme yapılarak işçinin işten çıkarılması veya askerlik halinde geçimini kolaylaştıracak bir tutar ödenecek),
-Eğer işçinin bir yıl karşılığı 30 gün (aylık ücrette yüzde 8) yerine, daha az bir süre (aylık ücrette yüzde 3-4 gibi) kıdem tazminatı ödenirse hak kaybı yaşanacak,
-Ücretten fon için kesinti yapılacak tutar düşük belirlenirse; daha az kıdem tazminatına hak kazanılacak,
-Kıdem tazminatı fonunun kötü yönetilmesi halinde mağduriyetler olacak.
Görüldüğü gibi kıdem tazminatı fonunda işçi açısından kazanımlar daha fazladır. Mevcut durumda yüzde 8 aylık tutardaki kıdem tazminatının hangi oranda olacağının belirlenmesi önem taşıyor. İşçi sendikalarının burada SGK matrahının (kıdem tavanı dikkate alınarak) yüzde 5-6 civarında bir oranı almasına yoğunlaşması daha doğru olacaktır. Burada işçinin yüzde 5-6 aralığında bir oran üzerinden kıdem tazminatı tavanı alması halinde hak kaybı yaşanmayacaktır.