Kim, Nasıl Ant İçiyor?
Dünyadaki birçok ülkede okullarda öğrenciler, anaokulundan 12. sınıfa kadar her sabah derse başlamadan önce “bağlılık yemini” ediyor.
ABD’de çocuklar sıralarında ayağa kalkıyor ve sağ ellerini kalplerinin üzerine koyarak ant içiyorlar. Ülkede öğrencilerin birçoğu tarafından okunan ve 1892 yılında Francis Bellamy tarafından yazılan ant ise şöyle:
“Amerika Birleşik Devletleri’nin bayrağına ve onun temsil ettiği cumhuriyete bağlılık yemini ediyorum: Tanrının gözetiminde tek ve bölünmez bir millet, herkese özgürlük ve adalet.”
Meksika’da, anaokulundan ortaokula kadar tüm okullarda ve bazı liselerde haftada bir olmak üzere her pazartesi bir tören yapılıyor. Törende ülke bayrağı göndere çekilerek ulusal marş okunuyor. Bu törende öğrenci andı okumak da zorunlu. Öğrencilerin sağ ellerini göğüs hizasında tutarak andı okumaları gerekiyor.
“Meksika’nın bayrağı, kahramanlarımızın mirası, atalarımızın ve kardeşlerimizin birliğinin simgesi. Hayatlarımızı adadığımız anavatanımızı insancıl ve cömert bir bağımsız ülke yapan özgürlük ve adalet değerlerine sadık kalmak için ant içiyoruz.”
Filipinler’de her sabah (Genellikle Pazartesi, ama bazı yerlerde haftanın başka bir günü olabiliyor) ulusal marşın ardından ülke bayrağına “bağlılık yemini” etmek zorunlu. Yemin sırasında öğrenciler sağ ellerini omuz hizasına kaldırarak avuçlarını açıyorlar. Andın sözleri ise şöyle:
“Ben bir Filipinliyim. Filipinlerin bayrağına ve onun temsil ettiği ülkeye bağlılık andı içiyorum. Gurur, adalet ve özgürlüğün olduğu bir ulus için. Tanrı için. İnsanlar için. Doğa ve ülke için.”
Hindistan da zorunlu öğrenci andının olduğu ülkelerden biri. Her sabah toplanan öğrencilerin okuduğu ant ise şöyle:
“Hindistan benim ülkemdir. Tüm Hintliler benim kardeşlerimdir. Ülkemi severim ve onun
zengin mirasından gurur duyarım. Her zaman buna değer olmaya çalışacağım. Ebeveynlerime, öğretmenlerime ve tüm yaşlılara saygı duyup herkese hürmet edeceğim. Ülkeme ve insanlarıma bağlılık yemini ediyorum. Onların mutluluğu ve refahı benim mutluluğumdur.”
Singapur’da ilkokul ve ortaokul düzeyindeki tüm okullarda, dersler başlamadan önce toplanan öğrenciler her gün ulusal marşı ve ardından ulusal andı okuyor. Açık havada yapılan tören, her tür hava şartında gerçekleşiyor. Ant sırasında öğrenciler sağ yumruklarını kalplerinin üzerine koymak zorundalar. Singapur ulusal andının sözleri ise şöyle:
“Biz, Singapur vatandaşları, ırkımız, dilimiz ya da dinimiz ne olursa olsun, bir olmuş insanlar olarak adalete ve eşitliğe dayanan demokratik bir toplum yaratmak için ve aynı zamanda ulusumuzun mutluluğu, refahı ve ilerlemesi için ant içeriz.”
Öğrenci andı ya da Andımız, Türkiye'deki ilköğretim okullarında 1933-2013 yılları arasında her sabah öğrenciler derse girmeden okutulmuş olan anttır. Kuruluşundan beri KKTC'de okutulmaya devam edilmektedir.
Dönemin Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından hazırlandı ve 1933 yılında uygulamaya konuldu. Daha sonra 1972 ve 1997 yılında çeşitli değişikliklere uğrayarak bugünkü halini aldı.
Çözüm süreci kapsamında yapılan yasal değişikliklerle, HDP’nin de talebi doğrultusunda 2013'te Türkiye'de okullarda okunması uygulamasına son verildi.
Türk Eğitim Sen’in uygulamanın sonlandırılmasına ilişkin olarak Danıştay’da açtığı davanın sonucunda Danıştay 8. Dairesi, 2018 yılında oy çokluğuyla aldığı kararda, andı yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptaline karar verdi.
Ancak bu karar, yürütme tarafından uygulamaya alınmadı. Millî Eğitim Bakanlığı, kararı temyiz etti ve dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna geldi. Kurul, Mart 2021'de itirazı oy çokluğuyla kabul ederek, Danıştay 8. Dairesinin yönetmeliği iptal eden kararını kaldırdı.
Okullarda Andımız’ın okunmasının öğrenci davranışları üzerinde de önemli bir etkisi olduğunu düşünüyorum.
Sabah zilin çalmasıyla oyun, eğlence, koşuşturma yerini bir ciddiyete, dikkate bırakırdı. Bütün öğrenciler bahçede sıra olurlardı.
Sonra hep beraber Andımız okunurdu; başlar yukarıda, gözler çakmak çakmak...
“Türk'üm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene!”
Öğrencilerin yüzünde 'okuldayım, derslere hazırım' ciddiyeti ve mutluluğu oluşurdu.
Bu ruhla derslere girerdi öğrenciler. Öğretmenler de...
Şimdi mi?
Ne sen sor, ne de ben söyleyeyim.