Kimi gaflet, kimi dalalet ve kimi de ihanet içindeydi!
Din, vatan, can, namus, mal, makamlar gibi tüm mahlukat da, Yaratıcımız Allah’ımızın Müslümanlara emanetidir!
“Ey iman edenler! Sakın hak yolda mücadeleyi terk edip de, Allah’a ve Elçisine ihânet etmeyin; aksi hâlde, dininiz, malınız, aileniz, sağlığınız, insânî değerleriniz, doğal güzellikleriniz gibi, korumanız için size teslim edilmiş olan kendi emanetlerinize bile bile ihânet etmiş olursunuz!” (Nahl S.27) İlahi mesajının gereği emanetlere bilerek ihanet etmek Allah ve Resulü’ne ihanet etmektir!
Maddi-manevi sahalarda ve ahlaki değerlerde güçlü adil bir devlet olmadan emanetleri korumak ise mümkün değildir! Osmanlı Cihan Devleti tüm insanlığın can, namus, inanç ve mal emniyetini koruyan rakipsiz süper bir güç idi!
Ve son iki asırda; “… memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir” cümlesinde manasını bulan içimizde ki batılılaşma aşığı gafillerin, işbirlikçi dönmelerin gaflet, dalalet ve hıyanetleri sebebiyle bin yıldır ifa ettiğimiz dünya nöbetini, Roma- Haçlı merkezli vahşet medeniyetine terk ettik!
Siyonist İsrail’i kurma adına Osmanlı’yı yıkmak için en büyük engel gördükleri Halifemiz Sultan Abdülhamid’i Siyon-Haç İttifakıyla devirip Selanik’e mahkûm etmek için hareket ordularıyla yürüyenlerin kimisi gaflet, dönemin kimi yöneticileri dalalet, İttihat ve Terakki içinde kimileri ise ihanet içindeydiler!
31 Mart Darbesi’yle devleti ele geçirdikten sonra Payitahtta istedikleri gibi at koşturanlar akabinde Padişah Sultan Vahdeddin’i yetkisiz-etkisiz kılarak adeta kararlarını tasdik ettirdikleri bir notere dönüştüren darbecilerden kimi gaflet, kimi dalalet ve kimileri de hıyanet içindeydiler!
Hiç sebepsiz Osmanlı Cihan Devleti’ni 1. Cihan Harbine sokup, Sevr ve Mondros Mütarekeleriyle parçalatan iktidardaki İttihat Terakki ihtilal hükümeti ve taraftarlarının kimi gaflet, kimi dalalet ve kimileri de hıyanet içindeydiler.
İstanbul’dan Ankara’ya taşınan İlk Meclis’i; Buhari Şerif’ler, Salavatlar eşliğinde Halifemiz Sultan Vahdeddin’e ve eşsiz İslam Medeniyetine bağlı kalacaklarına dair Kur’an-ı Kerim’e yemin ederek dualarla açtıktan sonra sözlerinden dönüp, İslam Medeniyetini devirenlerinde kimi gaflet, kimi dalalet ve kimileri de hıyanet içindeydiler!
Çanakkale ve İstiklal Savaşları’nın Anayasal Başkomutanı Halifemiz Sultan Vahdeddin’i İngilizler eliyle zorla sürgüne gönderip, ailesiyle bir lokmaya muhtaç halde yaşamasına sebep olanların ve vatan hainliğiyle suçlayanların Sultan Abdülhamid kahramanımıza Kızıl Sultan iftirasını atanlarında kimileri gaflet, kimileri dalalet ve kimileri de hıyanet içindeydiler!
Anadolu topraklarını torunlarına yurt bırakanların en güçlüsü Osmanlı Cihan Devleti’nin son Hanedanını yıldırım hızıyla çıkardıkları kanunla gece yarısı operasyonuyla apar topar Avrupa’ya haçlıların kucağına zorla sürgüne gönderip bir asırdır sefalete mahkûm edenlerinde kimileri gaflet, kimileri dalalet ve kimileri de hıyanet içindeydiler!
1924 yılında sürgün edildiği Fransa’da 1945 yılında vefat eden “sembolik” son Halife Abdülmecid’in naaşını ülkemize kabul etmeyenlerin de kimileri gaflet, kimileri dalalet ve kimileri de hıyanet içindeydiler!
Sürgüne gönderdikleri Osmanlı Ailesi’ne duydukları kinleri sebebiyle, “hava sahamızda seyir halinde olan her hangi bir yolcu uçağının içinde tek bir Osmanlı varsa Türkiye semalarına giremez ve uçamaz” kararlarını alanların da kimi gaflet, kimi dalalet ve kimileri de hıyanet içindeydiler!
Osmanlı Ailesi’nin af kanunlarıyla ülkemize dönüşlerini sağlayan başbakanlarımız Şehit Adnan Menderes ve Necmeddin Erbakan merhumlara darbe yapanlar da o darbelere çanak tutanların da kimisi gaflet, kimisi dalalet ve kimileri de hıyanet içindeydiler!
90’lı yıllara kadar; tıpkı Suriyeli mülteciler gibi, geçici ikamelerle kendi öz vatanlarında yaşama çilesi içinde olan bu mazlum Osmanlı Ailesi’ne vatandaşlık hakkı tanıyarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçirten Cumhurbaşkanımız Turgut Özal merhumu öldürtenlerin ve zehirleyerek öldürenlerin de kimisi gaflet, kimisi dalalet ve kimisi de hıyanet içindeydiler!
Ülkemizde hâlâ kiralarda oturan, çoğunun işsiz olduğu Osmanlı Ailesi’ne bir saatte alınabilen veraset ilanını tam 12 yıldır hâlâ devam eden mahkemelerle verilmesinin önünde duranların da kimi gaflet, kimi dalalet ve kimleri de hıyanet içindedirler!
Kahraman ecdadımızla, şanlı tarihimizle ve eşsiz milli-dini medeniyetimizle köprüleri yıkmak, bağlarımızı koparmak için bin yıllık Milli Alfabemiz Osmanlıcamızı kaldırarak ve yasaklayarak, milletçe denize döktüğümüz düşmanımız ve emperyalist ülkelerin kuklası Yunan’ın Latin Alfebesine tenezzülün hazin neticelerine ayna tutarcasına, 9 Eylül’de İzmir’in, Yunan işgalinden kurtuluş bayramını, şehit ve gazilerimize yakışır şekilde Kur’an-ı Kerim’le, aziz hatıralarını anarak, sohbet ve dualarla anacakları yerde, ecdadına söverek, alkolle, cinsi sapıkların gösterileriyle kutlayan batı aşıklarının da kimi gaflet, kimi dalalet ve kimileri de hıyanet içindedirler!
Aziz vatanımızın dün olduğu gibi bugün de sosyo-ekonomik ve kültürel yollarla kişiden aileye, aileden topluma, toplumdan devlete, devletten ümmete ve ümmetten insanlığa yapılacak her türlü hayırlı işe fren, şerre motor olanların da kimilerinin halen gaflet, dalalet ve hıyanet içinde olduklarını görmekteyiz.
Daha dün, çok değil 100 yıl önce Maraş’ta Fransız’ın, Antep’te İtalya’nın, İstanbul’da İngiliz’in, Ege’de Yunan’ın tehtid olduğunu, namusa ve cana kasettiğini unutup bugün “komşi” deyip alkışlayarak sirtaki oynayanların, rakı mezeyle keyf çatıp mavi vatanda ve gökyüzünde askeri anlamda bize hadsizlik yapmalarını görmezlikten gelenlerin de kimileri gaflet, kimileri dalalet, kimileri de hıyanet içindedir.
Bu gafiller, mudiller ve hainler bu toprakların kaderi midir?
Memleket evlatları uyanıklar, cesurlar, yiğitler, sadıklar eğer teyakkuz halinde olmazsa evet!
Unutmayalım! “Su uyur, düşman uyumaz!”
Allah’ım bizleri gafletten, dalaletten ve hıyanetten muhafaza et. Gafillere uyanıklık, dalalete düşenlere ihtida, hainlere ise tevbe lütfeyle. Bizi ve cennet vatanımızı şerlerinden koru! Amin!
Selâm, sevgi ve duayla...