Müslüman olup olmaması konusunda bir şey diyemem. Fakat söyledikleri çok önemli. Her gün onlarca, beklide yüzlerce kişi Müslümanlığı seçiyor. Avrupa ve diğer Hıristiyan ülkelerde gün geçmiyor ki bir kilise camiye çevrilmesin. Tabii ki bunlar çok sevindirici gelişmeler. Bu arada İngiltere prensi de İslamiyeti seçerse buna da fevkalade seviniriz.

            Şunu hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmamalıyız ki, şu anda Müslüman’ız, fakat Müslüman olarak olup Cennete gideceğimiz garanti değil. Gayr-ı Müslim olan birisi Müslüman olup Cennete girerken, bizler mevcut olan zayıf inancımızı muhafaza edemeyip Cehenneme yuvarlanabiliriz. Bu ihtimali her zaman göz önünde bulundurmalıyız. Ta ki, gurura kapılıp çizgiden çıkmayalım. Hele şu zamanda ve bu asırda imanı muhafaza etmek, elde ateş tutmak gibi zordur.

            Her neyse… Konumuzu fazla dağıtmadan Prens Charles’ in sözlerini değerlendirelim.

            Prens, Oxford Centre’ deki İslami çalışmalar bölümünde yaptığı konuşmada ‘’ çevreyi korumak için İslam’ın manevi prensiplerini takip etmeliyiz’’ dedi. Ayrıca Kur’an ile insan ve tabiat arasında ayrım olmadığını söyledi.

            Yani kısaca bir yorum katarsak, Kur’an, insan ve tabiat üçlüsünün aynı elden çıktığını söylemektedir. Kâinatta mükemmel bir birlik olduğunu ve yaratıcının Tevhid mührünü her tarafa çaktığını ima etmektedir.

            Bu durumu kâinatı ve Kur’anı insafla inceleyen herkes görüyor, fakat bunları İngiliz prensinden duymak insana gerçekten gurur veriyor. Nasıl bir dinin mensupları olduğumuz hakkında inancımızı perçinliyor.

            Prensin konuşmasıyla ilgili şunları da söyleyip bitirelim: Allah (C.C) kainatı yaratırken koyduğu kanunlar vardır. Bunlara ‘’Sünnetullah’’  diyoruz. Prens hem buna işaret ediyor, hem de dini çevre ile birleştirerek diyor ki, ‘’ Bu gezegeni çok iyi bir sebepten ötürü diğer canlılarla paylaşıyoruz. O sebepte şu; etrafımızı saran bu karışık hayat ağında tek başımıza var olamayız. İslam her zaman bunu öğretti ‘’

            Bende şunu diyorum ki, prensin özel çabalarıyla ulaştığı hakikatlere birde Müslümanlar olarak biz vakıf olsak…

            İnanmak var, inanmak var… Bu asırda taklitte kalan iman, her an yıkılmaya ve sönmeye maruzdur. Hele de namaz ve ibadetlerimizde gevşeme varsa…

            İngiltere gibi bir ülkenin gelecekteki kralının hakkı teslim noktasında bu şekilde konuşması, gerçekten takdire şayan… Cenab-ı Hak hepimize ve bütün insanlığa hidayet nasip etsin.!