SAYIN BAŞBAKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞANI NE KADAR TANIYORUZ

SAYIN BAŞBAKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞANI NE KADAR TANIYORUZ

Çocukluğunu Rize'de geçirdi... 13 yaşında Rize Güneysu (Potomya)'dan İstanbul'a ailesi ile göç eden Recep Tayyip, İlkokulu Piyale Paşa İlkokulu'nda okudu ; 1965 de İmam Hatip Lisesi'ne kayıt olup 1973 yılında mezun oldu. Yüksek öğrenimini Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'nde yapan Erdoğan; Camialtı, İETT ve Erokspor'da 16 yıl futbol oynadı ve 12 Eylül 1980 sonrasında futbolu bıraktı.... 1976 yılında Milli Selâmet Partisi (MSP) Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığına ve aynı yıl MSP İstanbul İl Başkanlığına seçildi. 1977 yılında Kayserili bir aile Olan Fatma Ertekin, vasıtasıyla tanıştığı Emine Erdoğan ile, 4 Temmuz 1978 tarihinde evlendi. ...Ahmet Burak ve Hocası Erbakan'ın adını koyduğu Necmeddin Bilal isimli iki oğlu, Esra ve Sümeyye adında da iki kız çocuğu oldu…Çocukluğundan itibaren teşkilatlar içinde büyüyen Erdoğanda her zaman ricallik ruhu ön plandaydı. 12 Eylül 1980’de İ.E.T.T’den ayrılınca özel sektörde çalışmaya başladı ve bir müddet özel sektörde çalıştıktan sonra, 1982 yılında askere gitti... Yedek subay eğitimini Tuzla P. okulunda yapan Erdoğan, Karargâh subayı olarak askerliğini hastal kışlasında kantin alım subayı olarak tamamladı... Askerden döndükten sonra yine aynı şirkette yaklaşık bir buçuk sene çalıştı.... Bir sonraki çalışma hayatına "COSKUN SUCUKLARI " adlı gıda şirkettinde muhasebeci olarak devam etti. 12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra 1983 yılında kurulan Refah Partisi ile siyasi hayatı tekrar atıldı. 1984 yılında Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında da İl Başkanı ve M.K.Y.K üyesi seçildi. 1986 ara seçimlerinde milletvekili adayı oldu. Ardından 1989 yılında da Beyoğlu ilçesinden belediye başkan adayı oldu ve 1989 seçimlerinden Refah Partisi 2. parti olarak çıktı. 1991 yılında tekrar milletvekili adayı oldu ve parti barajı geçince milletvekili oldu. Tercihli oy sistemi nedeniyle yüksek seçim kurulu milletvekilliğini iptal etti. 27 Mart 1994 seçimlerine kadar İstanbul İl Başkanlığı görevini sürdüren Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu ve 27 Mart 1994 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. 12 Aralık 1997 yılınında davet üzerine gittiği Siirt’te, miting sırasında Ziya Gökalp'ın 1912 yılında Balkan Savaşı için yazdığı, yıllarca okullarımızda Türk dili ve edebiyatı kitabında okutulan Asker Duası'nın;"Minareler süngü/ Kubbeler miğfer/ Camiler kışlamız/ Müminler asker, Bu ilahi ordu dinimi bekler, Allah-ü Ekber-Allah-ü Ekber" mısralarını okuduğu için Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı. Yargılama sonucu Türk Ceza Kanunu’nun 312/2 maddesinden “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçunu işlediği gerekçesiyle ne yazık ki dört ay hapis cezasına çarptırıldı bu cezasını 24 Temmuz 1999 günü tamamladı. Bu süreçte başını Nazlı Ilıcak'ın çektiği gazeteciler ile Korkut Özal gibi politikacılar tarafından yeni bir parti kurması yolunda telkinlere açık oldu. (İşte Türkiyemin acı kaderi…Ben de bir edebiyat öğretmeni olarak bu şiirimi öğrencilerime kavratmaktan mutluluk duymuştum ama bu hadiseden sonra Türk milleti olarak şok olduk!..) Evet, Fazilet Partisi'nin Anayasa Mahkemesi tarafından temelli kapatılmasının ardından, bağımsız kalan milletvekilleri, yeni parti kurma çalışmalarını "gelenekçiler" ve "yenilikçiler" olarak adlandırılan iki kanattan sürdürdü. "Milli Görüş'çü" olarak adlandırılan kanat, Recai Kutan'ın genel başkanlığında 20 Temmuz 2001'de Saadet Partisi'ni kurarken, "değişimci" kanat da, Tayyip Erdoğan liderliğinde 14 Ağustos 2001'de, Adalet ve Kalkınma Partisi'ni kurdu ve Tayyip Erdoğan, parti genel başkanlığına seçildi. Kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 3 Kasım 2002 seçimlerinde birinci parti oldu…İşte halkın müthiş ve patlayan baraj misali gücü…Bu gücü lütfen herkesin dikkatle değerlendirmesi gerekir…Yönetici ile yönetenler arasında eğer bir gönül köprüsü kurulamazsa çatı oluşmaz; oluşsa dahi o çatının uzun ömürlü ve sağlıklı olması asla mümkün değildir!..İşte o çatı kurulmuştur. Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçim yasağı bulunduğu için meclise giremedi. Yerine Abdullah Gül bir süreliğine parti başkanlığını ve başbakanlığı yürüttüyse de, seçimler de Siirt milletvekili seçilen Fadıl Akgündüz'ün milletvekilliğinin düşmesinden sonra, Recep Tayyip Erdoğan'a seçimlere girmesine izni verildi; bunun üzerine Siirt seçimlerinde AKP ilk sıradaki Mervan Gül'ün adaylıktan çekilmesi ile seçime girerek kazandı. AKP Hükümeti'ni Abdullah Gül'den devralarak Başbakan oldu…İşte müthiş ikili misâlı iki gönül dostu ve kitleleri sürükleyen, iki gönüldaş!.. Ardından da Türk milleti Abdullah GÜL beyefendiyi de Cumhurbaşkanı yaparak ödüllendirdi... 22 Temmuz 2007 Erken seçimlerde asil Türk halkının gönlüne taht kurup, iki seçmenden birinin tekrar % 47 oyunu alarak, uzaktan kumandalı bütün gazetecilerin stratejilerini alt üst eden Sayın Başbakanımız R.Tayyip ERDOĞAN ve ekibine Atatürk’ün kurduğu güzelim Cumhuriyetle onun çimentosu ve harcı olan asil Türk milletini yine Atamızın hedeflediği “muasır medeniyet” seviyesine en kısa zamanda ulaştırması dileğiyle, Türk milleti olarak kendisine bu ağır ve ağır olduğu kadar kutsal görevinde üstün başarılar diliyorum. Niyetiniz samimi ise, yolunuz açık olsun ve Hz.Allah sizleri ve sizlerle beraber bu kutsal yolda hizmet veren gönül erlerinizi muvaffak eyleyerek korusun. Sizleri tanımayıp, bugüne kadar size karşı olan ama bu son seçimlerde aldığınız zafer üzerine sizlere muhalif olanları da bu samimi hizmetinize karşılık önümüzdeki günlerde sizlerle omuz omuza beraber olmasını eylesin diyelim artık… Türk milleti olarak her zamankinden daha çok milli birlik ve beraberliğe muhtacız artık!... Son günlerde hiçbir devlet yöneticisinin ABD ve AB’ye sarf edemediği sözleri ürkekçe değil-erkekçe söyleyebilen, Gazze’de akıtılan masum kanlar karşısında bütün dünyayı ve arap alemini ayağa kaldıran Sayın Başbakanımız; söylediklerinin eri olduğu müddetçe orta doğunun delikanlısı gözüyle her zaman kendisine bakabiliriz. Ve içtenlikle diyoruz ki, bu gidişle Türkiye Cumhuriyeti bölgesinde BÖLGESEL ve ardından KÜRESEL GÜÇ niçin olmasın!.. Bir ata sözünde: ”Hakla olun, haklı ile olun ve haklı olun” sözüyle hareket edenlerin sırtı asla yere değmemiştir!.. Onun enerjisine ayak uydurabilmenin de ne kadar zor olduğunu bilenlerdeniz. Unutmayalım ki:”Halka rağmen, halka karşı, hiçbir hareketin başarılı olduğu görülmemiştir!..” Son günlerde ülkemizde halkımızla iç içe gelişen olaylar sonucu hakla hareket edenler muhakkak başarılı olacaklardır. Bu başarıda KAPTAN-I DERYA koltuğunda aldığı görevi eksiksiz yapan Sayın Başbakanımızla gurur duyuyoruz. Güzelim ülkemizde son günlerde meydana gelen olaylar, inanıyoruz ki doğum sancılarının başlangıcıdır!... Hz.Allah, vatan-millet-bayrak doğrultusunda aziz şehitlerimizin ruhunu şâd eden tüm ricallerimize başarı ve mutluluklar nasip eylesin…Bu doğrultuda ölümü göze alarak hizmetini sürdürenleri her zaman korusun (Amin)… Saygılarımızla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi