Şimdi sakin olma zamanı
Fitne zamanı koşuyorsanız yürüyün, yürüyorsanız durun, duruyorsanız oturun, oturuyorsanız uzanın.. Hızınızı düşürün. Ani kararlar vermeyin. Teenni ile hareket edelim.. Her duyduğunuza inanmayın.
Kuşkusuz bütün bu şartlarda bile özelde çok hızlı hareket etmeniz ve koşmanız da gerekebilir.
Ve kendi aranızda tefrikaya düşmeyin.. Sabırlı olun.. Allah sabreden, şükreden ve direnenlerle birlikte olacak.
Hiçbir şey için erken değil, hiçbir şey için geç kalmadık.. Her an bizim, yüzyıl sonrası için bile dikecek bir zeytin ya da çınar fidanımız elimizde olmalı.. Öte yandan her gün yeni bir fırsattır. Her an kendi içinde hayatı ve ölümü barındırır..
Duydunuz mu, Selahaddinin Ordusu diye, PYD’ye karşı dindar Kürtler yeni bir cephe oluşturmuşlar. Bir de PYD’ye karşı Arap aşiretleri birlik olup, Ceyşül Arap diye yeni bir cephe oluşturmuş. Zaten bölgede bir de Türkmen cephesi var.. PYD kala kala Hıristiyan ve sosyalist güçlerle kaldı.. İran da bu ortamda kimin yanında yer alacaksa alacaktır artık.
Son günlerde, sağ-sol, Alevi-Sünni, Atatürkçü, milliyetçi, hatta HDP’ye oy veren birçok kişi büyük bir değişim içinde. Türkiye’nin giderek daha kötü günlere doğru sürüklendiği ve bu zor süreçten ancak birlikle çıkılabileceğini ve bugün de bu birliğin ancak Erdoğan’ın liderliğinde mümkün olabileceğini söylüyorlar.. Aksi halde bu işten herkes zararlı çıkacak..
Türkiye’yi Erdoğan değilse kim yönetecek, Kılıçdaroğlu mu, Bahçeli mi, Demirtaş mı..
Bu noktada AK Parti’nin de kendi içinde bütünlüğünü koruması ve uyum içinde hareket etmesi için herkes dua ediyor..
Def-i mazarrat, celbi menafiden evladır. Şimdi herkesin daha dikkatli, daha sabırlı, daha fedakar olması gerekir.. Artık bu mesele bir parti meselesi değildir.
Bana kalırsa anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi için bu süreç, halk nezdinde bir mutabakat haline gelmeye başladı. Türkiye’nin bu şartlarda koalisyona, siyasi krizlere tahammülü yok.. Çatışmaya değil, uzlaşıya ihtiyacımız var..
Erdoğan ve AK Parti pozisyonunu koruduğu sürece hedeflerine ulaşamayacağını düşünen bazı çevreler, Türkiye’yi kaybetme pahasına, Erdoğan ve AK Parti’den kurtulma pahasına çılgınca şeyler yapabilirler.. Onun için de hedeflerinde Erdoğan ve Davudoğlu var.. Bu iki ismi karşı karşıya getirmek için her yolu deneyecek, her sözü çarpıtacaklar.
Kaldı ki, görüş ayrılığı da olabilir. Sonunda sistem içinde çözüm sağlanır. Siyasette de, bürokraside de birtakım değişiklikler olabilir. Yanlışlıklar da yapılabilir.
Yeter ki, samimiyetimizi kaybetmeyelim.. Saflarımızı sık ve doğru tutalım..
Şunu hiç aklımızdan çıkarmayalım, Allah’ın takdiri neyse o yerine gelecektir. Bize düşen ise, O’nun rızasını gözetmektir.. Kimse Allah’ın takdiri üzerinde bir tasarrufa sahip değildir ve olamaz.. Bakmayın siz 18 Mart günü afişlere çıkan “Kunfu Panda 3” filminin “Çörek ye, kadere karşı koy!” manşeti ile metro istasyonlarına astığı afişlere.. Kadere karşı konulmaz.. Amerika da, İsrail de, Mason Locaları da, Şeytan da Allah’ın iradesi altındadır.. Biz ise Allah’ın rızasına talibiz. Kader Allah’ın iradesidir. O’nun iradesi üstünde bir irade yoktur.. O irade sahibi bizi özgür bıraktı, ama O, zaten ne yapacağımızı bildiği için rızası dışındaki işlerin oluşması da iradesi içindedir. Şeytanı yaratıp serbest bırakan, bizi yaratıp akıl verip, sorumlu tutan ve irade sahibi kılan da O’dur.
Her şeyi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, “ol” diyince olduran, “öl” diyince öldüren, kadere, rızga ve ecele hükmeden, kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden, bizi yeryüzünün varisi kılmak isteyen bir Allahımız var. O zaman ne gam..
Evet, bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde hayır olabilir.. Tedirginlik yok.. Telaş yok. Stres yok.. Eğer “Allah bizimledir” diyorsanız, mahzun olmayın!
Birileri ihanet edecek, birileri yanlış yapacak, Şeytana uyacak. Evet bu dün böyle idi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak.. Yakub aleyhisselamın evinde olanları biliyoruz. Firavunun sarayında olanları da.. Hz. İsa’ya ihanet edenleri de tanıyoruz.. Bunlar hep olacak ve bu şekilde insanlar cennete ve cehenneme doğru yolculuklarına devam edecek.
Tek bir gerçek var, o da imtihan olduğumuz gerçeği..
Kimseyi İlah ve Rab edinmeyeceğiz. Kimseye İlahlık ve Rablik taslamayacağız. Yalnız Allah’tan korkacak ve yalnız Ondan medet bekleyeceğiz. Kim ki Allah’ın dinine yardım ederse, Allah da onlara yardım edecek ve onları mükafatlandıracak..
Bu işler bozuluyor mu, merak etmeyin bir gün düzelecektir. Her şey yoluna mı girdi, bekleyin bir gün bozulacaktır. Yine düzelecek ve yine bozulacaktır. Bu kıyamete kadar böyle devam edecek.
Şimdi okumak ve düşünmek vaktidir.. Birileri bu süreçte kendi cennetine tuğla taşımaya, birileri kendi sırtında kendi cehennemine odun taşımaya devam edecektir.. Bu trajik olaylar uyuyan insanların ölüm ve kötü günler ihtimali ile yüzleşmesine sebeb olacak. Bu da uyanmaları için bir fırsata dönüşecektir.
Nevruz diriliş bayramı olması gerekirken, birilerinin elinde eğer cinayet vesilesine dönüşüyorsa, o çevrelerdeki birilerinin uyanışına vesile olacaktır belki de.
Hak şerleri hayreyler, Sen sanma ki gayreyler, Arif anı seyreyler, Görelim Mevlam neyler, Neylerse güzel eyler..
Korkmayın bir şey olmaz! Bir şeyler olsa da Allah’ın iradesi dışında hiçbir şey olmaz! Biz O’na iltica edelim.. Allahuekber, Sübhanallah, Elhamdülillah..
Selâm ve dua ile.