Siyaset arenasında yeni arayışlar
13 Nisan 2009’da o günün siyasi gündemini yazmışım. Yazı “Biraz sağ, biraz sol, biraz liberalizm, biraz davul tozu, biraz minare gölgesi” diye başlıyor.
Size son bir haber: Bu yıl Biden yöneticiliğinde 9-10 Aralık 2021’de ilk kez toplanacak olan Demokrasi Zirvesine Türkiye davet edilmedi. Ama, tabii Lady Gaga, Pedofolik Satanistler protokolde olacak. LGBTQI+ da “ŞEREF” tribününde yerini alacaktır.
ABD merkezli POLITICO dergisinin yayınladığı habere göre, Türkiye, Azerbaycan ve Macaristan gibi ülkelerin liderlerinin ‘yıllardır demokratik sistemi baltaladığı’ gerekçesiyle toplantıya davet edilmediği aktarıldı. Türkiye, devlet ve liderlik olarak davet edilmediği için katılmayacak olsa da, herhalde LGBT topluluğundan birileri ve siyasi kanattan çok tanınmayan birileri de zirvede yerini alacaktır. Tabii, bu toplantı Türkiye’ye karşı yapılmıyor, daha çok Demokratların Cumhuriyetçilere karşı bir meydan okuması, Globalistlerle bir dayanışma gösterisi olsa da, bu toplantı üzerinden Türkiye başta olmak üzere, bazı ülkelere de mesaj veriliyor. Göreceksiniz muhalefet bu konuyu büyük ölçüde siyaset malzemesi yapacak, Biden’ın yanında durup, yönetimi eleştirecektir.
Bu arada 7-21 Ocak 2022’de Davos toplantısı var. Bakalım kimler katılacak, kimler katılmayacak, ya da kimler gelecek Davosa. Bu zirve Global Reset projesinin bundan sonrası yol haritası açısından önemli. Bir de bu Davos’ta iktidar – muhalefet dengesi nasıl olacak onu da göreceğiz. Belki de sermaye ve akademisyen ağırlıklı bir toplantı da olabilir. TÜSİAD bu toplantıya daha kalabalık bir şekilde de katılabilir.
13.4.2009 tarihli yazıma dönecek olursak, o gün şöyle yazmışım:
“Geçen gün Önkibar yazıyordu: Önceki gün (10 Nisan) Saat 14.30. İlhan Kesici önce Mesut Yılmaz’la bir araya geldi. Yılmaz’ın TBMM’deki odasında yapılan ikili görüşme 2.5 saat sürdü. Bu buluşmanın hemen sonrası...
Saat: 18.00.. İlhan Beyin istikameti Güniz Sokak ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le buluşma... Bu görüşme de 2 saatten fazla sürüyor.. Taraflar, sürpriz buluşma ve görüşmelerle ilgili olarak konuşmadılar; ancak kulislere sızan iddialar var:
1) Görüşmeler yeni siyasi oluşum adına yapıldı.
2) Abdüllatif Şener’e parti kurma ve bekle diyen; ancak sonuç alamayan Mesut Yılmaz, geniş tabanlı bir yapıyı inşaa için İlhan Kesici ismine çok önem veriyor. Kesici, yeni yapılanmada lider olabilir.
3) Demirel’in de Kesici ismine sıcak baktığı kaydediliyor.
4) Oluşum teşebbüsünün arkasında İstanbul dükalığının önemli Baronları var.
5) Oluşuma sol isimler de dahil edilip merkez bir görüntü verilecek.
6) Oluşumun açıklanması hemen olmayacak, uygun bir konjonktür beklenecek. (…)
İşin AK Parti ayağını Abdüllatif Şener halledecek. ANAP ayağında Mesut Yılmaz var.. DYP ayağını Demirel bizzat kendisi yönetecek.. MHP ayağı şimdilik belli değil.. Hem zaten MHP de Genel Başkanlık tartışmasının yapıldığı böyle bir zamanda “dem bu demdir” diye düşünmüş olabilirler.. BBP’de zaten Muhsin Yazıcıoğlu sonrası başkanlık seçimi gündemde.. Birileri bu ortamı kendileri için fırsat olarak kullanmak istiyor olabilir.. (…) Böyle bir oluşuma bir de kamuoyu araştırma şirketi lazım. Erhan Göksel olur mu? Hem sağ ve muhazafakâr kesime de yakın.. Erol Manisalı’ya da bir koltuk verirler artık herhalde.. ADD ile ilişkilerde, Yavru Vatan ilişkilerinde lazım olur.. Böyle bakınca “dörtbaşı mamur” bir oluşum çıkıyor ortaya.
(…) Hani akıllarına göre, AK Parti’yi erken seçime zorlayacaklar ya. Anayasa değişikliği tartışmaları sırasında siyasi partiler ve seçim yasasını da değiştirip barajı % 5”e çekecekler.. Yani seçim sonuçlarına göre AK Parti 1. çıksa da hükümeti kuramayacak olsa bile, karşı cephe oluşturup, koalisyonla işi götürmeyi deneyecekler.. Yani AK Parti’nin, Demokratikleşme, İnsan Hakları, Anayasa değişikliği taleplerinin önünün alınması gerekiyor. Hem de acilen.. Solda birlik tartışmaları da uzun sürmez.. (…) Herkese yeni bir parti, Dinci, Milliyetçi, sağ, sol, Liberal.. Derin devlet herkesi düşünüyor. Size Şeriat da, Komünizm de gerekse, onu getirecek olan da devlet değil mi?
Zaten DSP, SP ve BBP’de bir hareketlilik var.. AK Parti ve CHP’de de sular her an bulanabilir.. Bana sorarsanız, AK Parti bu plandan zarar görse bile, bu süreçte CHP buharlaşır.. Evdeki hesaplar çarşıya uymaz.. Burada Erdoğan’ın böyle bir gelişmeye karşı ne kadar hazırlıklı olduğuna bakmak gerek.. Öfkelenmeden, sakin bir şekilde, bu oyun bozularak, kapalı kapılar arkasındaki planların deşifre edilmesi gerek.. Çetecilerin öfkeleri ağızlarından taşıyor. Ellerinden gelse Erdoğan’ı bir kaşık suda boğacaklar. Ne var ki; keskin sirke hesabı, haddinden fazla öfke, gayelerindeki hikmeti yok ediyor ve arkası arkasına inanılmaz hatalar yapıyorlar.. Aslında ben kahir ekseriyette siyasilerin, siyasi partilerin çok da dürüst olmadığını düşünüyorum.. Çoğunun içinde bana göre derin yapılar söz konusu..”
Döndük bugüne geldik.
Şark cephesinde yeni bir durum yok.
İç dengeler, dış dengeler, konjonktür, imkanlar derken sonuçta herkes bir diğerlerinin yokluğunda kendine varlık arıyor. Herkesin mutluluğu ötekinin acısında, yokluğunda, yenilgisinde gizli. Bu politik ve toplumsal bir intihar tehdidir aslında. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen geleneğe ne oldu.
Hani müstevlilerin siyasi emelleri ile emellerimizi, Global çetelerin , finans kapitalin menfaatleri ile menfaatlerimizi tevhid etmeyecektik, ne oldu. Etrafımızı “Dahili ve harici bedhahlar”la doldurduk. “Ey Ulu Biden, ABD, AB, NATO, DSÖ, IMF, NATO, FDA, LIBOR açtığınız uygarlık yolunda, Fulbright’le kafamıza ve kalbimize çaktığın ülküde, gösterdiğin amaçta, Bizi BİREY kılma ve TransHumanizm çabalarına ulaşmada hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım NATO’nun kutsal hedeflerine ulaşma noktasında Batı Medeniyetine armağan olsun” dememizi mi istiyorsunuz.
İlk ve son cevabımızdır: LA! (La ilahe, illallah) Bize din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinmeyin dendi ve biz ona iman ettik!
Yeni misak- millimiz bu!
Bundan sonra bu işler aşı, maske, mesafe, musluk, HES kodu kadar kolay olmayacak! Bu sene Demokrasi Zirvesine kim katılacak, Davos’a kim gidecek, ne kararlar alacaklar takipçileri olacağız. Kim kimin emellerine hizmet ediyorsa, o onlardandır! Bakalım “siyaset meydanında bundan sonra ne olacak, bu süreçte kim kimdir göreceğiz!
Selâm ve dua ile..