İbrahim KARAGÜL

İbrahim KARAGÜL

Tehlikeli cümleler!

Tehlikeli cümleler!

PYD'nin, PKK'nın Suriye kolu olduğunu bilmeyen mi var? Bu konudaki tartışmanın ne kadar abes olduğunu anlamayan mı var? Hangi zeminde tartışırsanız tartışın, bu iki örgütün aynı merkezden yönetildiğini, silahlı unsurlarının aynı olduğunu, Kobani'de savaşanlarla Cizre'de savaşanların aynı insanlar olduklarını, aynı savaşın parçası olduklarını kavrayamayan mı var?

Kuzey Suriye koridoru projesiyle Türkiye'nin güneydoğu bölgelerindeki işgal girişiminin tek merkezden yönetildiğini, bu koridor haritasının bir süre sonra sınırın Türkiye tarafında da oluşturulacağını hala farketmeyen mi var?

Ne yani, biz aptal mıyız!

Ne sanıyorsunuz bu ülkeyi, bu milleti, bu devleti? Aptal mı?

Bir sahtekarlık üzerinden, bir riyakarlık üzerinden, bir kirli kampanya üzerinden zihinleri bulandırıp Türkiye'yi oyalamak, milletin kafasını karıştırmak, bir belirsizlik ortamı üretip puslu havada harita çalışması yapmak ve hepimizi aptal yerine koymak nasıl da küçültücü, aşağılayıcı bir tavır. İçten içe büyük bir öfke biriktiriyoruz. Bu öfke nerede, nasıl patlar bilmiyorum ama bir şekilde patlayacağı ortada artık.

ABD'nin tavrına bakın. PKK terör örgütüymüş, PYD ortaklarıymış! PKK'yı hedef gösterip “terörle mücadelede ortağız” diyor stratejik müttefik, ama PYD ile iş tutacağız” diyor. Dışişleri Sözcüsünün laflarına bakın.. “Türkiye PYD'yi terör örgütü kabul ediyoruz ama biz etmiyoruz” diyor. Yani “biz terörle ortağız” diyor

Cizre'deki terörü de siz mi yönetiyorsunuz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “bizim bile alamadığımız silahları PYD'ye veriyorlar” sözüne verilen cevaba bakın. O zaman bir karar vermeyi ABD yönetimi. Bir terör örgütünü Türkiye'ye tercih ediyorsa sorun yok, etsin.

Ama biz de onu terörü destekleyen, teröre ortak olan ülke ilan edeceğiz! Bir şey daya söyleyeceğiz; Cizre'de, Silopi'de veya Sur'daki “iç işgal projesini de ABD yönetiyor” diyeceğiz.

“ABD Türkiye'ye savaş açtı” diyeceğiz. Zaten bütün silahlar onlardan gidiyordu. Zaten Suriye ve kuzey Irak'taki lojistiği onlar sağlıyordu. Son açıklamayla da bu resmen tescil edilmiş oldu.

PYD'yi Amerika koruyor, Rusya ve İran koruyor, bazı Avrupa ülkeleri koruyor. Bu nasıl bir ittifak? Bu nasıl bir ortaklık? Söz konusu ortaklık Suriye'ye karşı mı yoksa Türkiye'yi mi hedef alıyor? Bu ortaklık Türkiye'ye karşı mı kuruluyor?

Öyleyse içerideki terör dalgasının finansörleri de bu ülkelerdir! Sadece Suriye'de aynı cephede yer almakla kalmıyor, Türkiye'yi de içeriden vuruyor bunlar!

Koalisyonun ve PYD'nin içerideki ortakları kim?

Ama bizi daha da endişelendiren başka bir durum var:

Dışarıdan tam bir koalisyon halinde desteklenen PYD'ye acaba Türkiye içinden de bir koruma söz konusu mu? Bu soru gerçekten çok ciddi. PYD'nin de merkezinde olduğu bir çokuluslu proje uygulanıyor çünkü. Bu çokuluslu projenin Türkiye içinden destekçilerinin olmaması düşünülemez. İç destek olmadan bu işin başarı şansı yoktur.

Bundan önce yaşananlar, Türkiye'nin benzer olaylarda nasıl oyuna getirildiğine dair acı örneklerle doludur. Devletin merkez iktidarını oluşturan çevrelerden içeriden PKK-PYD üzerinden Türkiye'ye bir tuzak kuruluyor olabilir mi? Bir koruma kalkanı oluşturuluyor olabilir mi?

Endişeliyim. Gerçekten endişeliyim. Acizane, böyle bir perdelemenin belki de koruma kalkanının varolduğunun işaretlerini hissediyorum. Dışarıda kurulan çokuluslu müdahale cephesinin içeride de uzantıları olduğu kanaatindeyim.

Zamana oynuyorlar

Türkiye'nin hareket alanını daraltıp, müdahale imkanını zayıflatıp zamana oynamaya, bazı şeylerin bu zaman zarfında olgunlaşmasını sağlamaya, kamuoyunu bu tartışmalara hazırlamaya dönük bir yatırım yapıldığını hissediyorum. Devletin çelik çekirdeğinde çatlak oluşturmaya, milletin iradesini aşındırmaya dönük bu yatırım kadar bu alandaki zihin körlüğü de tehlikelidir. Aylardır “iç işgal” dediğim şey, “acımasız direniş” adıyla yaptığım çağrı da böyle yapılara yönelikti.

Savunma hakkı devredilemez..

Dünkü yazımda kullandığım şu ifadeleri önemsiyorum:

Hiçbir ülke, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü, iç barışını, bölgesel güvenliğini içinde bulunduğu ittifakların, uluslararası organizasyonların mutlak denetimine terkedemez. Onların inisiyatifine bel bağlayamaz. Ülke olmanın, devlet olmanın, millet olmanın, bağımsız olmanın en önemli şartı budur.

Bu yoksa öyle bir ülke de, devlet de yoktur. Bu büyük bir stratejik körlüktür. Bu, bir başka vesayet türüne teslim olmaktır. Öz savunma dediğimiz şey, sadece ülkenin kendi dinamikleriyle sağlanabilir ve asla başkasına emanet edilemez.

PYD İncirlik'ten mi yönetiliyor?

ABD sözcüsünün açıklamaları bize “PKK ve PYD İncirlik'ten yönetiliyor” cümlesini kurduracak kadar vahimdir. Kuzey Suriye Koridoru'nun Suriye'den çok Türkiye'ye yönelik cephe inşası olduğu bir gerçektir.

PYD'yi merkeze alan yeni koalisyonun Suriye meselesinden çok bir harita çalıştığı mutlaktır. ABD desteğiyle Rusya ve İran'ın güney sınırlarımızı denetim altına almaya çalıştığı gün gibi aşikardır? Yani Türkiye çevrelenmektedir, bölgede hatta içeride bir şeylere zorlanmaktadır.

Türkiye coğrafyadan koparılmakta, Sünni dünya ile bağları kesilmekte, yalnızlığa ve çaresizliğe sürüklenmek istenmektedir. Kuzey Suriye koridoru ile Müslümanlar arasına kalın bir duvar örülmek istenmektedir.

'Üçüncü Cephe' tezi tutmayacak

Türkiye'nin siyasi aklı bütün bunları okuyabilecek kabiliyete ve tecrübeye sahiptir. Dolayısıyla ne yapacağını, nasıl adımlar atacağını, ileriye dönük ne tür stratejiler izleyeceğini bilecektir. Sabırlı, temkinli, akıllı ve uzun vadeli bir bölge okuması yapacaktır, yapmıştır. Bütün bu projeleri geliştirenler Türkiye'nin bu aklını ya küçümsüyor ya da iyi bilmiyor demektir.

“Üçüncü cephe Türkiye” sloganı tutmaz, tutmayacak. Bunu başaramayacaklar. Bütün olumsuz görüntülere, bütün kirli hesaplara rağmen, Türkiye bir uyanış çağındadır ve bu uyanışın yansımaları çok güçlü olacaktır. Büyük yürüyüş durdurulamayacağı gibi, coğrafyanın en güçlü devletinin temelleri de sarsılmayacaktır.

Gözü korkan bir millet hiç olmadık

Türkiye hiçbir şey yapmasa bile, o koalisyonun Suriye tasarımı sonsuz savaşlara yol açacak, bir süre sonra birbirlerini tasfiye etmeye başlayacaklar. Belki de yıllarca sürecek, birçok ülkenin nefesini kesecek yıpratıcı bir savaşla yüzleşecekler. İşte o zaman, bu paylaşımın kimleri yuttuğu, kimleri diz çöktürdüğü, kimlerin nefesini tükettiği görülecektir. Biz biliyoruz ki, Türkiye coğrafyanın merkezidir, bütün umutlar Türkiye'ye yönelmiştir.

Bu merkez bin yıldır dağıtılamadı, bu kale yıkılamadı. Çöküş dönemlerinde bile dimdik ayağa kalkan bir ülkenin en güçlü olduğu dönemde pes etmesini bekleyenler büyük hüsrana uğrayacaktır. Çünkü yükseliş dönemi yeni başladı. Unutmayın, bu yükselişin verdiği korkuyla yükleniyorlar, Türkiye'nin gözünü korkutmaya çalışıyorlar.

Oysa biz, gözü korkan bir millet hiç olmadık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
1 Yorum
İbrahim KARAGÜL Arşivi