1997 yılında, Ulusal ve Fetosal işbirliğiyle Hukuksuz bir şekilde ülkenin iktidar partisini kapatıp, Başbakanını ekibiyle birlikte yasaklayan Mahkemenin Başkanı Sezer’i yaptığı ihanetinin karşılığı olarak Cumhurbaşkanlığıyla ödüllendirmiştiler!

28 Şubat Post Modern darbesini yapanlar hâlâ serbestler! Hâlâ hürler! Ve hâlâ özgürler! Şeytani dış güçlerin maşaları paşalar, mahkeme önüne çıkarıldılar, bazıları mahkûm da oldu. Ama bu zalimlerin hepsi dışarıdalar ve şimdilik özgürlüklerinin tadını çıkarıyorlar! Ama darbenin muhatapları mazlumların çoğu, hâlâ mahkûmlar ve mağdurlar! Güler misin! Ağlar mısın!

Özel Harp dairesinin organize ettiği Sivas Olaylarında kurban olarak seçilenler! Mustaz’aflar! ve Selam! Davasının mağdurları ve mazlumları hâlâ cezaevindeler!

Kendisinde tek bir kurşun, bıçak ve yumruk izi dahi bulunmayan Yahudi Jak Kamhi’ye saldırdığı iddiasıyla mahkûm olanlar 24 yıldır hâlâcezaevindeler! Hiç kimseyi öldürmediler! Hiç kimseyi yaralamadılar! Ama hâlâ müebbet hapis cezasıyla cezaevindeler! Güler misin! Ağlar mısın!

Binlerce askerimizin, polisimizin ve halkımızın katilleri cani PKK teröristleri ıslah olur umuduyla birkaç kere pişmanlık yasasıyla affedilirken, tamamen Ulusal ve Fetosal kontrolündeki Özel Harp Dairesinin kumpasıyla içeri alınan bu mazlum mahkûmlar, hâlâ “yeniden yargılanma!” haklarına bile kavuşamadılar! Güler misin! Ağlar mısın!

28 Şubat Ulusal ve Fetosal darbenin mağdurları sadece cezaevinde hâlâ yatmakta olan mazlum ve mahkum kardeşlerimiz değil!

İnançları sebebiyle Ordumuzdan atılan subaylarımız! Yargıda mazlumları savundukları gerekçesiyle atılan ve meslekten ihraç edilen Savcı ve Hâkimlerimiz!

Emniyette tasfiye edilen milli ruh ve şuurdaki polis ve müdürlerimiz! Üniversiteden atılan ve mesleklerinden ihraç edilen öğretim görevlilerimiz!

 Başörtüleri sebebiyle karantinaya alınan ve ikna edilmeyince okullarından atılan gözü yaşlı öğrenci ve öğretmenlerimiz! Bürokraside atılan veya sürgüne gönderilen din ve vatansever memur ve amirlerimiz! Müslüman Ülkelerde okudular diye diplomaları geçersiz sayılan ve görevlerine son verilen diploma zedelerimiz!

Nesillerini, Peygamber Ocağına dinimiz ve vatanımız için kurban veren ve fakat başörtülü ve sakallı oldukları gerekçesiyle askeriyeye ve orduevlerine sokulmayan anne, baba, dede ve nenelerimiz!

Ve savunmaları alınmadan yasaklanan siyasilerimiz! Hasan Mezarcı kardeşimiz gibi zeki ve akıllı insanlara yapılan işkence ve zehirli ilaçlarla toplumda itibarsızlaştırılan nice mücahitlerimiz!

Darbeci alçakların şer ve zulümlerinden kutlu hicreti tercih eden ve vatan hasretiyle yıllarca yurtdışında yaşamaya mahkûm edilen muhacirlerimiz! Ve unuttuğumuz nice mağdur ve mazlum kahramanlarımız!!

Milletimizin engin feraseti ve mazlumların derin ahı sebebiyle Allah’ın eşsiz yardımı bu karanlık dönem, AK İktidarıyla aydınlığa çevrildi elhamdülillah!

Ancak, 2012 Anayasa Değişikliğiyle AK İktidarımızın mazeret dönemi biteli 4 yıl olmuştur! Yukarıda sayılan 28 Şubat mazlum ve mağdurlarının bir kısmı hâlâ cezaevlerinde veya hicrette çile çekmeğe devam ediyorlar!

Bir kısmı ise hak ve özgürlüklerine tamamen kavuşurken, bir kısmı 40 yaşını geçmeleri sebebiyle elde ettikleri hakları kullanmaktan mağdurdurlar! Şimdi diplomaları kabul edilirken yaşları sebebiyle işsiz ve görevsiz! Yine mazlum ve yine mağdur! Güler misin! Ağlar mısın!

Bu mağdur ve mazlum kardeşlerimizi cezaevlerinde çile çektirterek ömürlerini bitirtmek ve dışarıda olan 28 Şubat darbezede kardeşlerimize de yürürlükteki saçma sapan kanunla yaş engelini uygulamak zulmün devamını alet olmaktır!

15 Temmuz Ulusal tuzaklı Fetosal Darbe girişimini Allah’ın yardımıyla milletimizin dirliği, birliği ve cesareti engellemiştir! Allah (c.c), Ak İktidarına bir kere daha imkân ve fırsat verecek nimetler sunmuştur!

Bu nimetlerin şükrü;

cezaevlerinde yatan tüm gerçek mağdur ve mazlum mahkûmlara “yeniden yargılanma!” imkânını vererek çok özledikleri ailelerine kavuşturmak ve askeriyemiz, emniyetimiz ve bürokrasimizdeki boşalan kadrolara 28 Şubat mazlumlarını seçerek mülakatla yerleştirmektir!

Milletimiz, tüm mazlumlar, Melekler ve Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah (c.c) şahid olsun ki ; 28 Şubat’ın mazlum ve mağdurlarımızdan Cumhurbaşkanımızın defalarca ve hâlâ dile getirdiği bu mazlum ve mağdur kardeşlerimizin haklı taleplerini, ahlarını ve ailelerinin bitmeyen çile ve gözyaşlarını, bir kere daha gözyaşlarımla duyuruyorum, uyarıyorum ve mazlumların ahları tekrar bizi yakmadan hükümetimizi acele göreve çağırıyorum!!!

Yeter artık! Bu mazlum ve mağdur kardeşlerimiz; OHAL ile çok güçleşen iktidarımız eliyle ağlamak değil artık gülmek ve bayram etmek istiyorlar!

Allah (c.c), mazlumların özgürlükleri için uğraşanların daim Yar ve Yardımcısı olsun! Mazlumların hamisi Önderimiz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizin şefaatleri üzerlerine olsun.