Burhan OKUTAN

Burhan OKUTAN

4+4=KANLI MI OLACAK KANSIZ MI?

4+4=KANLI MI OLACAK KANSIZ MI?

Son çeyrek yüzyılın siyaset jargonunda “kan dökülecek” denince akla Erbakan Hoca’nın “kanlı mı kansız mı” cümlesi hatıra gelmektedir…

Akıllı bir siyasetçi, kandan beslenmeyen bir lider, ülkesini ve milletini seven bir devlet adamı, durup dururken “kan dökmekten” bahseder mi?

Bahsetmesi zinhar mümkün değildir…

1994’te mahalli idareler seçimi oldu. Kısa zamanda dillere destan hizmetlere imza atan Refah Partili belediyeler, gündeme damgasını vurmuştu. Bu belediyeler, önü alamaz bir şekilde partiyi iktidara taşıyacaktı. Belediyecilikte, şehircilikte Batı normlarını yakalamıştı. Bu süreç içinde; partinin bu önlenemez yükselişini görenler rahatsız olmuşlar ve bir şekilde bu rahatsızlıklarını izhar edeceklerdi.

O dönemde CHP’li bir gurup, nümayişler düzenlemekte ve “kanımız pahasına olsa da Ankara’yı gericilere(dindarlara) vermeyeceğiz” naraları atmaktaydı. Yine Refah Partisi Genel Merkezi’ne“kan kokan” tehdit telefonları edilmekte, adeta Erbakan Hoca’ya gözdağı verilmekteydi…

Erbakan Hoca, bu tehditkâr söylemlere pabuç bırakacak biri değildi ve o   “geçiş dönemi yumuşak mı olacak sert mi, kansız mı olacak kanlı mı, bunu kendileri belirleyecek” diyerek o tarihi sözünü söyledi. Nihayetinde Erbakan Hoca 28 Şubat’ın o kasvetli havasını sinesinde hapsetti ve “kan dökmeye meraklı olanlara rağmen” bu milleti çok sevdiğinden dolayı bu acı tecrübeyi milletine yaşatmadı. Zira o “inanmış” bir vatanseverdi.

Erbakan Hoca, yakın geçmişte yaşananları çok iyi biliyordu. 12 Eylül’de “kim ve niçin kan döküldüğünü” bilen biriydi. “Sağcı-Solcu” diye milleti birbirine kırdırmak isteyenler, yine aynı keyfiyette sahnedeydi. Hoca; bu insanlara pirim vermeden, “kan dökmeden”  oldukça başarılı ve vakarlı bir devlet adamı edasıyla hükümet oldu, devleti yönetti.

Dün “zorunlu eğitim kesintisiz 8 yıl olsun” diye dayatanlar çok can yakmıştı.  Gözyaşları üzerinden bir gelecek inşa etmeye çalışmışlardı. Bu gün ise o haklar gerisingeriye  iade edilmektedir. Bir “intikam, rövanş” meselesi değil; “ihkakıhak”, yani hakkın yerini bulması meselesidir.

CHP’nin bunda direnç göstermesinde başka manalar aramak lazım. Bu bir zihniyet hortlamasıdır.

Ne yazık ki günümüzde de tarihin tekerrürü ile anlatabileceğimiz, “kan ihtiyacını gidermekisteyenlerin zihniyet hortlaması” emarelerine şahit oluyoruz.  Tehditler aldı başını gidiyor. 4+4+4 Zorunlu ve Kesintili Eğitim meselesinde TBMM Meclis Komisyonu’nda “akacak kandan AKP sorumludur” diyebilecek kadar izansız sözler sarf edilmekte, buna cüret edebilmekteler…

Düşünebiliyor musunuz; “kandan” bahsediyorlar?

“Kim, kimin kanını akıtacak” merak konusu!

“Kan akıtıp gelecek inşa edenler” şimdi lanetle anılıyor, haberleri var mı?

Sorumluluk sahibi insanlar militanca “milletin kanı üzerinden hesap yapıyor”, görüyorsunuz! Emin olun rüştü kemale ermemiş üniversite talebeleri bunlardan daha olgun!

Kan dökülecekmiş! O zaman sormazlar mı acaba;  “12 Eylül’ün Sağ-Sol kavgalarında ölen civan delikanlılar, dökülen kanlar kimin eseriydi?” diye!

 Ak Parti bu dehşetengiz yaklaşımı gördü ve bu sözün önünü kesmek adına  “hangi dilden anlıyorsan o dilde anlaşırız” cevabını verdi. Emin olun Başbakan’ın bu kadarıyla geçiştirmesine şaşırdım, az bile söyledi…

Erbakan Hoca’nın “kanlı mı kansız mı, kendileri karar verecek” yaklaşımı ile BaşbakanErdoğan’ın   “hangi dilden anlıyorsan o dilde anlaşırız” yaklaşımı arasında nitelik olarak hiçbir fark yoktur!

Dedik ya; tarih tekerrür etmekte!

CHP “Hesaplaşmadan” bahsediyor. Türkiye’de “ezan” yasağını kaldıran bir hükümetin başbakanı ve arkadaşları asıldı. Bu asılmalar; acaba Adnan Menderes’in CHP’ye karşı kazandığı büyük zaferin bir hesaplaşması mıydı?

Neden seyirci kaldılar…

Esas “hesaplaşmayı” millet yapar. Millet size “kan akıtarak hacamat yapmak”  görevini yüklemedi ki!

Bu gün Ak Parti, %50 den fazla oy alıyorsa, bunun üzerinde düşünmek lazım! Özellikle bu konudaMHP biraz daha fazla düşünmek zorundadır…

İslam, sözlükte “barış” anlamına gelmektedir. Bu vesileyle “mümin- İnanan insan” asla “savaş”ve “kan” arzusu gütmez. Ancak savaş kapıya dayandı mı, ondanda asla geri durmaz. Bu yaklaşım,“küffara, gâvurlara” karşı sergilenmesi gereken bir yaklaşımdır!

İntikam edasıyla “hesaplaşma ve kan” lafızlarını sorumsuzca kullanma lüksümüz yoktur. Buna en çok siyasetçilerimiz dikkat etmesi gerekir. Zira onlar, bu milletin bekası ve selameti için çalışmak zorundalar.

Şimdi şöyle geçmişe bakıp günümüzdeki olayları değerlendirirken “acaba eski günlere mi geri gidiyoruz, tarih tekerrür mü ediyor” diye düşünmüyor değiliz!

Evet, tarih tekerrür ediyor; ancak geri gitmiyoruz. Bu sefer şartlar değişti. Halkın iktidarını özümsemek biraz zaman alacak. Alışacaklar. Statükoyu yıkmak öyle kolay değil. Geriye gitmek isteyen varsa buyursun; ama biz gitmiyoruz ve daima ileri gideceğiz.

İsmet Ağabey(Özel) ne güzel söylemişti; “toparlanın gitmiyoruz” diye… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Burhan OKUTAN Arşivi