Acil mi acil!
Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah’ımıza (cc) hamd, başöğretmenimiz, önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehl-i Beyt’ine, ashabına, canımız ana ve babamıza, mü’min kardeşlerimize ve Allah’ın (cc) ilke ve inkılabı İslam’a tabi olanlara salat ve selam olsun..
Cumhurbaşkanımız, Tayyib Erdoğan kardeşimizin “Haklıları, güçlülere ezdirmeyeceğiz!” ve “6 aylık acil eylem planını uygulayacağız!’’ açıklamaları üzerine, geçtiğimiz 2 hafta kaleme aldığımız yazımızda bu sürecin maksadına ve hedefine uygun şekilde yürütülebilmesi ve neticelenebilmesi için ‘’iç dinamiklerimize ve maddi kalkınmaya” yönelik tavsiyelerimizi belirtmiştik!
Bu haftaki yazımızda da iktidarımızın sayesinde maddi refahını artırmaya devam eden toplumumuzun ve gelecek iktidarların ‘’İsrailleşmemesi, Emevileşmemesi’’ ve ahlaki değerleri yitirmemesi için Ak iktidarımızın ‘’Acil Eylem Planı’’nda ‘’MANEVİ” sahada alması gerekli tedbir ve tavsiyelerimizi belirtiyoruz!
Medeniyetimizle aydınlandığımız çağlarda her türlü terörist ve eşkıya, okumamış cahillerden çıkardı!
Asrımızda ise materyalist eğitim zehiriyle ‘’eşkıya-terörist’’, okumuş cahillerden çıkmaya devam ediyor!
Allah sevgisi ve sadece Allah’a kulluk bilinci ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimiz’e ümmet olma şuuru medya yoluyla, konferans vs. sohbetlerle yaygınlaştırılmalıdır!
Ana babalarımızın Dar’ülaceze’lere gönderilmesinin, Cihan Devleti Osmanlı’nın çöküşünü hızlandırdığını unutmayalım!
Sevgi, merhamet ve ahlâk bilincinin tesis edildiği toplumların çoğunlukta olduğu dönemde içimizdeki yaşlıların Dar’ülaceze’lere ihtiyacı yoktur!
Alabildiğine sevgi, merhamet ve ahlaki ilkelerden uzaklaşıldığı ve akraba bağlarının zayıflatıldığı bir dönemde Avrupa’nın şımarık, azgın ve zengin ülkeleri gibi köpeklere muhtaç olarak yaşamak istemiyorsak aşağıdaki manevi tedbirleri acil mi acil almalıyız!
Allah sevgisi ve kayıtsız-şartsız yalnızca Allah’a kulluk bilinci ile Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz’e Ümmet olma şuuru okul, medya vs. tüm müesseselerimiz yoluyla yaygınlaştırılmalıdır!
Nefsimize neslimize ve halkımıza Allah (cc), Peygamber, din sevgisi aşılanmalıdır!
Din, vatan, sevgi, merhamet, kardeşlik, birlik, aile ,ahlaki değerler ile Din ve Devletin direği Namaz ve Zekat sorumluluğu konferans ve sohbetlerin ana konusu olmalıdır!
• Milletimizin sevdiği ama bilmediği İslam Nizamı, Asr-ı Saadet’teki tatbikatıyla yeniden öğretilmelidir!
• Türkçülük, Kürtçülük, Arapçılık vs. ırkçılık Alevilik-Sünnilik bıçaklarıyla bölünen parçalanan ve yutulmaya devam edilen mazlum coğrafyada iman kardeşliğiyle ümmet ruhu yeniden canlandırılmalıdır!
• Okullarımıza Din ve Ahlâk Dersleri yanında ‘Ahirete Hazırlık’ dersleri konulmalıdır! Zira, ölüm ve ötesi, sonsuz hayata hazırlanmayan bir toplumda bereket, huzur ve saadet emniyet tedbirleriyle ve ceza yasalarıyla asla elde edilemez! Aile facialarının ve terör olaylarının önüne asla geçilemez!
• Din ve Ahlak Dersleri sayısı artırılmalı ve bu kitaplarda Hıristiyanlık, Yahudilik, Budistlik gibi vs. batıl muharref dinleri değil sadece tek Hak Din İslam’ın ilkeleri anlatılmalıdır! Ve bu dersler Avrupa’da olduğu gibi camilerde tatbiki verilmelidir!
• İnisiyatif almayan okul yönetimlerinden bazılarının, velilere; ‘’yeterli talep yok’’ oyunuyla Kur’an ve Siyer dersleri için sınıflar oluşturmadıkları şikayetlerini de dikkate alarak velilerin, tercihine bırakılan Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi Dersleri tercihe bırakılmamalı ve asıl-temel derslere dahil edilmelidir!
• Daha çok Bedir, Uhud gibi vs. savaşlarından bahseden Siyer Kitabı, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizin o muazzam ahlakını içeren hayatı ilave edilerek yeniden yazılmalı! Ve böylece gençlerimizin dinimizi menfur niyetlerine alet eden DAEŞ (Işid) ve İran Hizbuş-şeytanı gibi terör örgütlerinin ağına düşmeleri önlenmelidir!
• Darwin’in teorilerinin anlatıldığı materyalist eğitim saçmalığına son verilmelidir!
• Üzerimizde ki İlahi tüm bela ve musibetlerin en mühim sebeplerinden olan, “devletin temel nizamlarını kısmen de olsa Dinimiz İslam’a dayandırmayı” yasaklayan Anayasa’nın 24. maddesi kaldırılarak İlahi rahmet, bereket ve nusret kapıları acilen açılmalıdır!
• Telaviv’de Netanyahu, Roma’da Papanyahu ve Pensilvanya’da Fetanyahu işbirliğiyle yapılan 15 Temmuz alçak şerefsiz işgal girişimine destek vermemiş vatandaşlarımız FETÖ mağduru yapılmamalı ve hepsine umumi bir af ilan edilerek manevi potansiyelimiz artırılmalıdır! Kendi insanımız, iktidarımıza düşman edilmemelidir! Mel’un FETÖ vb. terör örgütlerindeki havas’ın cezası verilmeli ama avam’ın ıslahı ve rehabilitesi tercih edilmelidir!
• Aileyi koruma adına; kadınlara uygulanan pozitif ayrımcılığın suiistimale açık olması ve erkeğin uyguladığı şiddetin önlenmesi için alınacak tedbirler dinimiz, örf ve adetlerimize göre yeniden belirlenmelidir! Zira yuvaların yıkılmasını hızlandıran Avrupa’dan ithal ve feminizm belasını tetikleyen sözde ‘medeni kanunlar’ ailede, boşanma-şiddet ve cinayetin daha da artmasına sebep olmaktadır!
• Ahlâki değerlerimizi dinamitleyen karma eğitimin gençler üzerinde ki olumsuz tarafları ve zararları tespit edilmeli ve tedbirler ıslah edici bir usulle mutlaka alınmalıdır!
• Mel’un şeytanı bile emekli ettirecek Tv’lerdeki kerhaneye dönen “Evleniyorum” ve “Survivor” benzeri ahlaksız programlara ve dizilere son verilmelidir!
Başta TRT olmak üzere tüm TV’lerde “Diriliş” ve “Payitaht Abdulhamid Han” gibi diziler artarak devam etmelidir! Bu diziler okullarımızda talebelerimize ders olarak seyrettirilmelidir!
• Toplumuzda yerli malı kullanma şuuru ve ruhu yeniden canlandırılmalıdır!
• Aile yapımızı ve genlerimizi bozan ithal tohum ve suni gübreleme ihanetinden acilen vazgeçmeliyiz!
Ve daha nice tedbirle, acil mi acil eylem planımız seri bir şekilde eyleme dönüştürülmelidir!
Maddi imkânları maneviyatla kontrol edilemeyen, şükrü unutmuş toplumlar nankörleşirler! Nitekim sahil şehirlerde yaşayan milyonlarca zenginler topluluğunun iktidarımıza nasıl karşı olduklarına şahid değil miyiz?!
Ve kırsal kesimin mazlum halkları yokluğa rağmen var olana şükrettiğinden ve manevi değerlere sahip olduğundan iktidarımızı nasıl desteklediğine de şahid değil miyiz?!
Uyarmak bizden, tedbir iktidarımızla beraber hepimizden!
Aksi halde dost uyarılarına kulak tıkayıp, şakşakçı dalkavukların tuzağına düşmemeliyiz! Ve “Kendi düşen ağlamaz!” gerçeğini asla unutmamalıyız!
Zira; dost acı söyler, ne söylerse önce dinimizi ve vatanımızı sevdiği ve lider kadrosunun başarısını istediği için söyler!
Allah (c.c), uyarıcı dostları yakın, dalkavukları etrafımızdan uzak eylesin!
Tatil olması dileğiyle Cuma bayramımız mübarek olsun. Selam ve dua ile..