Hükümet, 7 Haziran seçimleri sonrasında tek başına iktidar olma şansını kaybetti. Buna rağmen hukuka aykırı bir şekilde atamalara devam ediyor.  Atamalar sadece üst düzey alt düzey memurlarla sınırlı kalsaydı bunu bir nebze de olsa anlayabilirdik. Ancak bunun taşeron işçi seviyesine kadar indirildiğine dair güçlü iddialar var.  Bunun ceremesini de millet çekmekte. Nasıl mı? Anlatalım.
 

TAŞERONUN TAŞERONU
 

SGK’nın vatandaşların sorularını yanıtlamak ve insanlara yol göstermek için kurduğu bir çağrı merkezi var. Türkiye’nin her yerinden ulaşılabilen ‘Alo 170’ servisinden yüzlerce kişi taşeron işçi olarak çalıştırılıyor.  Daha önce hizmet veren taşeron firma 1 Temmuz 2015 tarihinde değişti. Daha önce kör topal devam eden bu serviste şu an tam bir kaos yaşanıyor.
 

Temmuz başından bu yana yaşananları bir çalışan bize şöyle aktardı: “Ben Alo 170 çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı çağrı merkezinde 4-5 yıldır çalışıyordum. Daha önce G...…… bünyesinde hizmet vermekteydik. 01.07.2015 tarihi itibariyle P……. adında bir firmaya devredildi. 1 Temmuz tarihinde Bakanlıkla yapılan anlaşmaya göre Karaman, Şanlıurfa ve Sivas’ta hizmet veren ‘Alo 170’ bu firmayla beraber Kütahya’da da hizmet sunmaya başladı. Şimdi devralan firma Şanlıurfa ve Karaman lokasyonlarında kiraladıkları hizmet binalarının tadilat işlemleri bitmeden çalışanlarını çalıştırmaya başladı. İmzalanan anlaşmaya göre yeni şirketin 1 Temmuz’dan itibaren çağrı alması gerekiyordu. Maalesef alamadı. Çünkü yeni firma çalışanları ile imzalayacağı iş sözleşmesini iki gün geciktirdi.
 

GEÇERSİZ SÖZLEŞMELER
 

İş sözleşmesinde üç gün babalık izni öngörülmesine rağmen, “İşveren isterse verir” ibaresi vardı. Ayrıca fazla çalışma ücreti işverenin isteğine göre ödenecekti. Şanlıurfa lokasyonu bu konuya itiraz ettiği için sözleşme değişti. Ancak diğer üç ilde iş sözleşmesi değişmedi. İş sözleşmelerinde ücret kısımları boş bırakıldı ve bu şekilde imzalanmaya zorlandı. Yeni firma adeta merdiven altı bir çağrı merkezi; petrol ofisi, inşaat sektöründe hizmet veren bir firma. İlk çağrı merkezi deneyimi Alo 170 olacak.
 

Firmada çalışanlar kadar vatandaşlar da mağdur.  ‘Alo 170’i arayan vatandaşın bakanlıkta evrak takibi yapılamıyor.  Çünkü sistem yok..!!!  Sistem olmadığı halde çağrı almaya çalışıyoruz. Akşamları elektrik kesildiği zaman önlemler bulunmadığı için vatandaşa hizmet sunulmuyor.  
 

GİZLİLİĞE UYULMUYOR
 

Önceki şirket ile yapılan anlaşmada arayan vatandaşların bilgilerinin üçüncü şahıslarla paylaşılmaması adına çok sert düzenlemeler yapılmıştı.  Bilgi güvenliği için eski çalışanlar dahi kimse kapıdan içeri alınmıyordu. Oysa şu an yeni firmaya dışardan bir kişi istediği gibi gelip bilgisayarı açabilir, vatandaşın bilgilerine çok rahat ulaşabiliyor. Şu an çalışanların istediği Bakanlıktan acil denetime gelmeleri, kendi çağrı merkezinde çalışanların halini görmeleri ve gereğini yapmalarıdır.”
 

DOKSANINCI SIRADASINIZ
 

Okurumun bu serzeniş dolu mesajını okuyunca 7 Temmuz günü saat 15.40'ta bizzat kendim aradım. "Bekleyenler arasında 90.sıradasınız" anonsunu kulağımla duydum. Bir arayana “89 kişiyi bekle demek, telefonu kapat, uğraşma beni de uğraştırma, hizmet veremiyorum anla işte” demektir. Alo 170’i 8 Temmuz günü saat 11.00’da aradığımda da 118. sırada olduğum bildirildi. 
 

CEVAP BEKLEYEN SORULAR
 

Şimdi biz de kamu adına bu iddiaların doğruluk derecesini ve bizzat yaşadığımızın nedenini soralım yetkililere;
 

- Alo 170’te 1 Temmuz 2015 tarihinden başlayarak hizmet aksaması var mı? Eğer varsa, ki var, ne gibi bir işlem yapıldı?

- İşverenin isteğine göre fazla mesai ödenmesi, “İşçinin beş günlük babalık izninin üç güne indirilip işverenin isteğine bırakılması” gibi İş Kanununa aykırı sözleşmelerin bizzat buna karşı ülke sathında önlem alması ve engel olması gereken Çalışma Bakanlığı’nın hizmet alanında gerçekleştirildiği doğru mu? 

- Taşeron firmanın Alo 170 çalışanları için düzenlediği sözleşmeleri incelendi mi? Bu sözleşmelerin işçilerin çalışma başlamasından sonra düzenlendiği, tam olarak tanzim edilmeden işçilere tabiri caizse açığa imzalatıldığı doğru mu?

- Alo 170’te bilgi güvenliği için hangi önlemler alındı? Takibini ve denetimini kim sağlıyor?

- Alo 170 işlevini üstlenecek yeni firmanın daha önce çağrı merkezi tecrübesi var mı? Eğer yoksa bunun bir aksamaya neden olmaması için hangi önlemler alındı? Hangi yaptırımlar öngörüldü?

- 90 kişi, 118 kişi gibi yığılmaların nedeni yeni taşeron şirketin hazırlıksızlığı mıdır? Eğer böyle ise bu konuda ne gibi işlemler yapmayı düşünüyorsunuz?

- Temmuz ayı başından beri Alo 170 kaç kişiye hizmet vermiştir? Eğer hizmet veremediyse hizmet verilemeyen bu süreler için ilgili firmaya ödeme yapılacak mıdır?

- Alo 170'te tüm bu iddiaların doğruluğu araştırmak üzere bir denetim yapmayı düşünüyor musunuz?