Asıl Hedef Ekonomik Kriz Değil. Bu Birinci Aşama
Batı eksenli evrensel politikaların dümenini kavrayan Türkiye hesap bozan bir ülke olma eğilimini terk etmediği müddetçe üzerinde kara bulutlar eksik olmayacaktır. Daha evvel de dillendirmiştim. 2023’e kadar yokuşlarda susamaya devam edeceğiz…
Osmanlı tecrübesini pek tabi yaşayan Batı, Türkiye’yi diğer pek çok ülkeden daha fazla dikkate almaktadır. Söz gelimi Cumhuriyet tarihimiz boyunca her ileri adımımızda başımıza gelen olmadık işlerin temelinde bu korku saklıdır.
AK Parti iktidarı ile başlayan ve Erdoğan liderliği ile devam eden son dönemin ileri adımları perde arkasında duran oyun kurucuları ve piyonları açık ettiğine hep birlikte tanıklık etmekteyiz. İşin ciddiyeti o boyutlara vardı ki maşalarla netice alamayan oyun kurucular bizatihi kendileri devredeler.
Erdoğan liderliğini bertaraf etmek isteyen bu mihraklar pek çok yolu denemiş ancak her taarruzları ellerinde patlamıştır biiznillah.
Olan bitenlere geri çekilip baktıklarında başarısızlıklarının ana sebebi olarak fark ettikleri bir husus dikkatlerini çekmiştir. O sebep, millet faktörüdür. Millet, önüne sürülen algı ayaklarına bir türlü kapılmıyor ve kapılmadığını her seçimde oyunbozan tavrı ile tescilliyor. Öyle ki esasında 7 Haziran seçimi öncesi AK Parti’nin bozulan ayarlarını resetleme anlamında bir ders vermek istemişti. Bu minvalde dahi istikbal ve istikrarımıza kast etmek isteyenleri fark ettiğinde 1 Kasım seçimlerinde milli olmayı tercih edebilmiştir.
FETÖ, PKK ve DEAŞ çemberinde defaten yaşadığımız kuşatma teşebbüsleri karşısında devlet ve milletin olabildiğince kenetlenmesi özellikle 15 Temmuz sonrasında yeni bir etaba geçişi zaruri kılmıştır efendiler açısından.
Şimdi ne olacak peki?
Bu yazımızın kaleme alınma sebebi de zaten bu sorunun cevabıdır.
Bu cevabı açıklayıp efendilerin işini zorlaştırmak isterim doğrusu.
Malumunuz olduğu üzere yeni senaryonun ilk adımı ekonomik krizdir. Döviz üzerinden çıkılan bu yolda senaristlerin hangi merkezden olduklarını tahmin edersiniz artık.
Sadece döviz üzerinden değil. Borsanın evvela 65 binlere, devamında 50 binlere düşürülmesini planlayan aşamalı bir çalışma da mevcut.
Uluslararası değerlendirme ve derecelendirme kuruluşları da kendilerine düşeni yapmak üzere düğme başındalar.
Türkiye’nin ekonomisini sarsmak için lobiler üst üste toplantılar tertip etmekteler. Bu hedef için akla zarar büyük bir bütçenin lobiler hizmetine sunulduğunu da ilave etmek isterim.
Peki neden ekonomik kriz için böylesine sinsi ve büyük bir operasyon peşindeler?
Dikkatinizi çekmek isterim. Asıl hedef ekonomik kriz değil. Bu birinci aşama…
İkinci aşamada kontrolsüz terör operasyonları ve devamında Gezi olayları benzeri toplumsal kaos… Referandum öncesine yetiştirmek istiyorlar bütün bunları.
Daha evvel de bu türden teşebbüsler oldu fakat istedikleri neticeyi alamadılar. Peki bu defa farklı olan ne?
Farklı olan şu: Hesaba göre önceki kalkışmalarda millet, ekonomik olarak kendini risk boyutunda görmediği için istikrardan yana, hükümetten yana tavır almaktaydı. Eğer halk ekonomik olarak gerektiği şekilde fakirleştirilebilirse, geleceğinden ekonomik olarak endişe psikolojisine sevk edilebilirse hükümete karşı tavır alacak… Bu tavır aynı zamanda Erdoğan’ın liderliğine karşı olmuş olacak. Üstüne üstlük kontrol edilemeyen terör olayları ve pusuda bekleyen provokatörler devreye girecek, üretilecek sosyal kaoslar dış basın aracılığıyla dünyaya pazarlanacak… Gaye hâsıl olunca da kendilerince Türkiye’yi adam(!) edecekler.
Bütün bunları neden yazıyorum?
Yazıyorum ki, milletimiz kendisi üzerinden hedeflenen senaryoyu ta baştan bilsin. Oyunu bozsun. Asgari zarar görmüş olsa dahi devletinin verdiği talimatlara uysun. Bizden olmayanların pazarladığı algıları elinin tersiyle itsin. Paniklemesin. Bizden olmayanların beklentilerini tersyüz etsin. Ekonomik kriz dahil hiçbir senaryonun milli duruşumuza halel getirmeyeceğini dünyaya haykırsın…
Yazıyorum ki devletimiz asla rehavete kapılmasın. Oyun kuranlara karşı kendi oyununu kursun. Teyakkuz ile yetinmeyip taarruz halinde olsun. Efendilerin pis planlarını ta en baştan başlarına indirsin. Bittikleri yerde bitirilsinler. Devlet, milleti ile bir ve bütün olma kıvamını arttırsın.
Eğer her hal ve şartta biz biz olmayı başarırsak bütün kirli oyun ve senaryolar bundan önce olduğu gibi kendilerini mahvedecektir.
Bilinsin ki son virajdayız. Bileğimizi öpmelerine ramak kaldı…
Allah’ın Nusret eli üzerimizden eksik olmasın…