Astım spreyi orucu bozar mı?
Astım hastası oruçluyken fısfıs gibi astım ilacı kullanabilir mi? (Rumuz: Urfalı)
Astım hastalarının kullandığı spreyden, bir kullanımda çok az bir miktarı ağza sıkılıyor. Geriye kalan önemli bir kısmı ağızda ve nefes borusunda emiliyor. Bu miktarın ise tükürükle mideye ulaştığı hususunda kesin bir bilgi bulunmuyor.
Bir örnek olması açısından abdest alma esnasında ağza su verilirken bir miktar yaşlık ağızda kalabiliyor. Bu kadar bir yaşlığın mideye ulaşması bile orucu bozmuyor.
Bundan dolayı astım hastalarının, rahat nefes almalarını temin için kullandıkları ilaçlı spreyden dolayı oruçlarına bir zarar gelmiyor. Ayrıca fidye vermeye de gerek kalmıyor.
Eşim Ramazan'da da içiyor
Eşim alkol kullanıyor. Ben de evdeki musibetten ve ona vesile olan eşime cephe alıyorum. Ramazan'da içmemesi gerektiğini öğrenmesini istiyorum ama "ben kimim" gibi davranıyor. Bana yardım eder misiniz? (Rumuz: Zehra)
Ramazan'ın bereketini, güzelliğini, feyzini ve faydasını anlatmaktan, söylemekten başka elinizden ne gelir ki? Zorlayacak bir haliniz yoktur. Güzellikle, anlayacağı dille, bildiğiniz kadarıyla anlatmaya çalışın. Bir yaptırım gücünüz olmaz zaten.
Anlattıklarınızın tesirini hemen şimdi beklemeyin, siz ısrar ettikçe, üzerinde ciddi olarak durdukça, kararlı oluşunuzu hissettirdikçe zaman içinde bir sonuç alırsınız. Hidayet Allah'ın elindedir, Allah nasip eder.
Eşinize karşı cephe almayın, sürekli başına kakmayın, gelip gidip yaptıklarını yüzüne vurmayın. Vicdanına seslenin, kalbine hitap edin, iyi yönlerini dile getirin. İtici bir tavır sergileyerek kendinizden uzaklaştırmayın.
Paylaşımlarınızı arttırır, en önemlisi kendinizi sevdirir ve memnun ettirirseniz Yüce Allah bu ihlaslı davranışınızı karşılıksız bırakmaz, elinizi boş çevirmez...
Nefis oruçla yola gelir
Nefis temizlenmeye muhtaçtır. Ciddi bir ahlak arınmasından geçmesi gerekir.
Başına buyruk yaşamaktan uzak durmalı. Orucun faydasını görmeli, kendine çekidüzen vermeli.
Yoksa gaflete dalar, işi vurdumduymazlığa götürür, kendini unutur. Oysa nefis âcizdir/çaresizdir, fakirdir/muhtaçtır, kusurlarla doludur. Bu halini görmediği gibi, görmek de istemez.
Dünyada kalıcı değildir, her tür musibetin hedef tahtasındadır. "Çabuk bozulur, dağılır et ve kemik yığınından ibaret olduğunu düşünmez.
Adeta polattan/çelikten bir vücudu varmış gibi kendini ölümsüz görür, sonsuza kadar yaşayacakmış gibi "dünyaya saldırır."
Aşırı bir hırsla, açgözlülükle "muhabbetle dünyaya atılır." Çıkarını gördüğü her şeye bağlanır.
Kendini şefkatle terbiye eden Yaratıcısını unutur. Âhiret hayatını düşünmez, sonunda ahlakı bozulur.
İşte Ramazan orucu en gafil insanlara bile âciz bir kul olduğunu hissettirir. "Açlık vasıtasıyla midesini düşünür, midesindeki ihtiyacını anlar."
Vücudunun ne derece çürük olduğunu hatırlar. Ne derece merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu idrak eder.
Böylece nefis firavunluğu bırakır, İlahi dergâha sığınır.
Manevi bir şükür eliyle rahmet kapısını çalmaya hazırlanır-eğer gaflet kalbini bozmamış ise!