Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allahımıza (cc) hamd, başöğretmenimiz, önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehl-i Beyt’ine, ashabına, canımız ana ve olanlara salat babamıza, mü’min kardeşlerimize ve Allah’ın (cc) ilke ve inkılabı İslam’a tabi ve selam olsun..

 “Allah size yardım ederse artık hiç kimse sizi yenemez! Ama ya O sizi terk ederse kim size yardım edebilir! O halde Müminler Allah’a güvensinler! (Ali İmran S.160)” İlahi mesajı, hayatımızın her safhasında, her yerde ve her şeyde başarımızın sadece Allah’ın (cc) yardımına bağlı olduğu gerçeğini bize hatırlatmaktadır!

Ayet-i Kerime ve Sünnet-i Seniyye’de belirtilen İlahi yardımın kesilmesine sebeb olan ve bu nedenle İktidarların yıkılmasına hatta Devletlerin çökmesini hazırlayan Ehliyetsizlik, Adaletsizlik, Meşveretsizlik, Sevgi ve Saygıda Ayarsızlık, Vefasızlık ve Sadakatsizlik hastalıklarından geçen haftalardaki yazımızda bahsetmiştik!

Hepimizi ilgilendiren her sahada mağlubiyetin sebebi diğer hastalıklarla gelince;

-İrtibatsızlık!

Sağlıklı bir vücutta tüm organlar, merkezi sinir sistemine bağlı olarak tam bir insicam, düzen ve koordinasyon ile çalışır! Sağlıklı bir vücutta olduğu gibi, organların birbirleriyle uyum içerisinde ki irtibatı gibi olamazsak, organları irtibatsızlaştığında hasta olan vücut gibi oluruz!

STK’lar, Ticari kurumlar, İdari kurumlar, Siyasi Kurumlar sağlıklı bir Vücut gibi birbirleriyle Organizeli çalışmaz birbirlerine rakip-alternatif olma hastalığına bulaşırlarsa yenilgi kaçınılmaz olur!

Bütün kurumlarımızı, bilhassa; iktidarla toplumu, devletimizle vatandaşımızı irtibatsızlaştıran Irkçılık, Hemşericilik, Mezhepçilik, Tarikatçılık, Particilik, Mehdicilik gibi vs. tefrika bıçaklarının saldırılarından korumak başarının, zaferin ve fethin en önemli şartıdır!

Bilhassa başta TRT olmak üzere Milli Medyamız dizi ve diğer yayınlarında Kürt, Arap vs. vatandaşlarımızı üzücü ve terör örgütlerinin tuzağına düşürücü ırkçı söylemlere dikkat etmeli ve varsa acilen terk etmelidir!

1071 Sultan Alpaslan ve onun Ümmet ruhuyla oluşan ordusunun başarısıyla başlayan Anadolu topraklarında kıyamete kadar var olma davasında tüm zaferler; biz Türklerle beraber tüm Kavimlerin, Mezheplerin ve Tarikatlarımızın birliği ve irtibatı sayesinde gelen Allah’ın (cc) yardımıyla sağlandığını asla unutmamalıyız!

Amerikalı Haydut kovboyları öven, Kızılderiliyi yeren filmler yerine, yeryüzünün tüm Mazlumlarını destekleyen yayınlar artırılmalıdır!

“Ey İman edenler! Allah’ın koparılamaz İpi İslam İlkelerine hep birlikte sarılın! Tefrikaya (Parti, Irk, Mezhep, Tarikat vs. … izm ayrılığına) düşmeyin…” ilahi ültimatomu İmanımız, ahlakımız ve şiarımız olmalıdır!

Ve “Girmeden tefrika bir Millete düşman giremez! / Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez! ” gerçeği asla unutulmamalıdır!

-Dengesizlik! ve Ümitsizlik!

“İnsanın çoğu (mal makam gibi) zenginliği görmeye dursun mutlaka azar!”

“Gevşemeyin, şımarmayın, üzülmeyin, paniklemeyin eğer inanıyorsanız mutlak üstün geleceksiniz!”

”Müminseniz onlardan değil Benden korkunuz!” İlahi mesajlarında uyarılan Mal ve Makamlarla şımarmak, ne oldum delisi olmak, hizmetlerde gevşemek, başarıları kendimizden ve liderden sanarak Allah’ı unutmak ve düşmanların güçlerinden korkarak paniklemek gibi hepimizin dengesini sarsan mikroplar her toplum ve İktidarın sonunu hazırlayacak en mühim hastalıklardandır!

Huneyn Savaşında, sayılarının çokluğuna ve liderlerinin Peygamber oluşuna güvenen ve galibiyetleri kendi güçlerinden ve Liderlerinden sanan Ashab-ı Kiram’a yeryüzünü dar eden Allah’ın (cc) bizlere asla torpil yapmayacağını da unutmayalım! Başarı ve zafer sadece Mutlak Galip olan Allah’ın (cc) yardımıyladır!

Ayrıca “Bittik, eriyoruz, hezimet kaçınılmaz, anketler çok kötü vs..” gibi kasıtlı yayılan ve yaygınlaşan gıybet, dedikodu, iftira vs. planlı propagandalar karşısında yılmak, paniklemek, korkmak, üzülmek ve tembelleşmek bindiğimiz güç, kuvvet ve moral dalını kesmektir! 

Bu hastalıkları tedavinin yolu; aşk ve moral verici sohbetlerle “İt ürür kervan yürür!” diyerek ‘’durmak yok diyerek bu kutlu yola azimle, inatla ve engin bir Sabır’la devam etmektir!

-Tedbirsizlik! ve Sabırsızlık!

Allah’ın yardımını almanın en mühim vasıtalarından biri de kul planında tedbirlere tevessül ederek sabretmektir! Çünkü “Sabır acı, meyvesi tatlıdır!” 

Sabır; Pes etmeden, yılmadan ve kimseden korkmadan dikkatli, rikkatli ve tedbirli olarak hedefe doğru yürümektir!

Tedbir; Güç ve kuvvet hazırlamak için çalışmak, gayret etmek ve sabrederek neticeyi dualarımızla Allah’a havale etmektir! Dinimize, Vatanımıza, nefsimize, neslimize saldıran düşmanların silahıyla silahlanmaktır! “Armut piş, ağzıma düş!”tembelliğini bırakarak gücümüzün ve nefesimizin sonuna kadar çalışmaktır!

Bu sebeple; 

Duayı, yani maddi dua Zekâtı ve manevi dua olan Namazı terk etmek tedbirsizliktir! Maddi ve Manevi Kalkınmayı ihmal etmek tedbirsizliktir! Ana, baba vs. akraba bağlarını koparmak tedbirsizliktir! Sandık yoluyla İktidara geldiğimizi unutmak tedbirsizliktir! Seçmeni ihmal etmek tedbirsizliktir! Vatandaşın bedduasını ve ahını alacak haksızlıklar tedbirsizliktir! Verilen sözleri unutmak tedbirsizliktir! Giderek artan esrar, eroin, alkol ve modakolik hababam sınıfı vurdumduymaz idealsiz nesillere sahip çıkmamak en büyük tedbirsizliktir!

Tedbirsizlik ve Sabırsızlığın hastalığı ise diğer saydığımız hastalıklar gibi hezimetin, yenilginin kaçınılmaz habercisidir!

Haftaya başarının ve yenilginin en büyük sırlarından “BAŞSIZLIK!” belasını anlatmak ve Salı akşamı saat 21’de Akit TV Canlı yayını MİLLİ DİRİLİŞ Programında görüşmek üzere Allah’a emanet olunuz.

Allah(c.c), başarımızı önleyerek hezimet yollarını açan tüm bela, fitne ve hastalıklardan hepimizi kurtarsın!

Selâm, sevgi ve dua ile..