Başbakan Davutoğlu ve Türkiye devrimi..
Yeni Türkiye bir slogan değildir.
Bir parti söylemi, siyasi şov değildir.
Yeni Türkiye bir projedir. Yüz yıl aradan sonra Türkiye'nin yeni baştan dizayn edilmesi, yeniden kurulması projesidir.
Yeni Türkiye, Birinci Dünya Savaşı'nın bitişinin, yeni bir ülke inşa edilmesinin ilanıdır.
Her felaketten sonra yepyeni bir yükseliş başlatan Anadolu'nun, Dünya Savaşı'na ve ondan sonraki yüzyıllık vesayet dönemine cevabıdır, meydan okuyuşudur.
Yeni bir kuruluş sözleşmesi, yeni bir toplumsal sözleşmedir.
Zihinlerimizdeki sınırları kaldırmadır. Bize dayatılan çatışma alanlarına, yapay siyasi kimliklere göre kamplaşmaya son vermedir. Ülke olarak, millet olarak, Anadolu olarak bir Selçuklu, bir Osmanlı idrakiyle; tarihi, kardeşliği, dayanışmayı, ortak hafızayı bugüne çağırma girişimidir.
Yeni Türkiye demek dış politikada, ekonomide, sosyal politikalarda ve Türkiye'nin yüz yıllık perspektifinde köklü, yapısal değişimler demektir. Ezberlerin bozulması, siyaset dilimizin yenilenmesi, ülkeye ve dünyaya bakışımızın kökten değişmesi demektir.
ULUS DEVLETTEN DÜNYA DEVLETİNE
Ulus devletten dünya devletine dönüşün yol haritasıdır. İçe dönük devlet olmaktan dışa dönük, coğrafya ve dünyaya açılan Türkiye demektir.
İster kabul edin ister etmeyin, Tayyip Erdoğan bu büyük dönüşümün mimarıdır. Bu öncülüğünü Türkiye'nin doğrudan halkoyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak çok daha güçlü bir şekilde devam ettirecektir.
Ahmet Davutoğlu'nun AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak tercih edilmesi Yeni Türkiye projesinin en kritik eşiklerinden biridir. Büyük yürüyüş, bugüne kadar olandan çok daha güçlü biçimde devam edecektir. Erdoğan ve Davutoğlu, güçlü bir kabinenin ve güçlü halk iradesinin desteğiyle yirminci yüzyıl parantezini kapatacak, defterini dürecek, yeni Türkiye'nin kuruluşuna imza atacaktır.
Türkiye'nin siyasi tarihinde hiçbir dönemde, doğrudan seçilen ve Türkiye'ye öncülük eden güçlü bir Cumhurbaşkanı, onunla aynı perspektife sahip güçlü bir Başbakan ve arkasında millet desteği olmamıştır.
Bu tarihsel kırılma döneminde, yeni bir tarihin başlangıç döneminde bütün bunların rastlantı olduğunu sanmak kör olmak demektir. Selçuklu-Osmanlı birikimi, hafızası ve bilinci Erdoğan ve Davutoğlu üzerinden Cumhuriyet'e aktarılıyor. Dünyanın en güçlü siyasal mirası ile yeni bir kuruluş şekilleniyor.
Bu dönemi, Türkiye'nin geleneksel siyasal geçmişinin bir parçası olarak görmek talihsizlik olur. Bu dönem, sadece Türkiye'nin değil coğrafyanın siyasal şekillenişinde derin izler bırakacaktır. Yeni Türkiye, bu anlamda, ilk kez küresel iktidar paylaşımında bir aktör olarak öne çıkacaktır.
TARİH İHANETİ YAZACAK
İşte bu yüzden; yeni bir ülke inşa edenlere, coğrafyaya bir şeyler söyleyenlere, küresel iktidar alanından pay isteyenlere bu denli saldırılması anlaşılabilir bir şeydir. Ama saldırı içeriden geliyorsa, dışarıyla, bu sürece karşı olanlarla iş tutuluyor demektir ve bu ihanettir. Öyle gelişi güzel bir karşı duruş değil, Türkiye'nin siyasi tarihinde sayfalar işgal edecek bir ihanet türüdür. Zaman kimin ne tür bir pozisyon tuttuğunun en önemli olduğu zamandır.
Güçlü Cumhurbaşkanı, güçlü Başbakan, güçlü kabine ve güçlü toplumsal destek/akış güçlü bir Türkiye'nin temeli atılıyor. Erdoğan yeni Başbakan'ın kim olacağına dair sorulara hep bu formülle cevap verdi.
Öyle de oldu... Davutoğlu, Anadolu'nun bağrından çıkan yeni Başbakan, bütün donanımıyla bu büyük projenin Erdoğan'dan sonraki en büyük uygulayıcısı olacaktır.
SELÇUKLU-OSMANLI BİRİKİMİ
Davutoğlu ile birlikte tarihsel hafıza, ortak bilinç, ortak kimlik çok daha belirgin bir şekilde öne çıkacak. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonraki ikinci kuruluş dönemi olacak. Birinci Dünya Savaşı'nın savurduğu coğrafyada Anadolu'ya sığınanların, var olanı koruma adına verdikleri mücadeleden sonra Türkiye için yeni bir kuruluş stratejisi uygulanacak. Selçuklu ve Osmanlı birikimleri bugüne çağrılacak. Çatışma ve ayrışmanın, ulus devlete sıkışmanın yerini güç ve dayanışma, meydan okuma, coğrafyayı şekillendirme, yeni ortaklıklar alacak.
Davutoğlu, bu dönemi okuyabilen, o donanıma sahip tek isim. İnanıyorum aynı iddialar, idealler ve azim çerçevesinde şekillendirilmiş güçlü bir kabine ile desteklenecek. Erdoğan'ın güçlü liderliğinin öncülük ettiği büyük yürüyüş asıl bundan sonra kendini gösterecek. 'Çözülürler mi' diye beklenti içine girenler Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde AK Parti iktidarlarının en güçlü hükümetine tanık olacak.
İnanıyorum oluşacak yeni kabine de, bu idealler etrafında şekillenecek.
Siz siz olun, Davutoğlu öncülüğündeki yeni hükümeti, öyle sıradan bir hükümet olarak görmeyin. Türkiye devrimini tamamlayacak bir yeniden yapılanmadan söz ediyoruz.