Benim öğrenmek istediğim mesele, bebek sahibi olmak için "cinsiyetin önceden belirlenme" durumu.

İbrahim Hakkı Hazretleri'nin "Marifetname" isimli eserinde, cinsiyet isteğimize göre kız çocuğu ya da erkek çocuğu ile ilgili bazı bilgiler vermektedir. Bu durumda merakımızı celbediyor. Bir hanım hamile kalmadan önce çocuğun cinsiyetini belirlemek adına "bir ay korunma ya da korunmama" gibi bazı tedbirlere başvurması yahut "Çin takvimi" denilen şeylere tenezzül etmesi dinimizce caiz midir? (Rumuz: İstanbul)

Önce "caiz" olduğunu kabul edelim. Böyle bir yönteme neden başvurulur? Daha çok kız çocuk değil de erkek çocuk olması için değil mi?

Diyelim ki, istediğiniz cinsiyette bir çocuğumuz oldu. Onun bizim için hayırlı olup olmadığını nasıl bileceğiz? Cinsiyetini belirlesek dahi ruhi yapısını, huyunu ve karakterini belirlemenin imkânı var mı?

"Çin takvimi"ni soruyorsunuz. Bir defa Çinliler böyle bir takvimden sonuç alsalardı, uzun yıllar hamile kadınlara müdahale edilerek kız çocukları kürtajla alınmazdı. Öyle ki, bugün Çin'de 50 milyona yakın erkek evlenecek olsa bile "kız" bulması mümkün değil. Çünkü denge erkeklerin aleyhine sarsılmıştır.

Zaten Çinliler "Çin takvimi" yöntemiyle yüzde doksan başarılı olduğunu iddia etseler bile, bilim adamları bu takvim yönteminin herhangi bir bilimsel geçerliliğinin olmadığı inancındalar.

İbrahim Hakkı Hazretleri'nin Marifetname'de verdiği bilgileri 40 sene önce merak edip okumuştum. Bana çok enteresan gelmişti. Sorunuz üzerine tekrar bir gözden geçirdim fakat bu bilgilerin bir varsayımdan, bir tahminden, kendine özgü bir söylemden öte geçmediğini gördüm. Verilen bilgilerin zaten ne dini ne de ilmi bir yönü söz konusu olmadığı gibi, pratikte de bu bilgilerin takibi ve uygulanması bir anlam taşımıyor.

***

Diğer yandan bugün İngiltere gibi Batı dünyasında, Amerika'da ve bilimsel araştırmaların yapıldığı diğer ülkelerde cinsiyet belirleme çalışmaları üzerinde çok araştırmalar yapılmış ve şöyle bir sonuca varılmış:

Şu an için dünya üzerinde bebeğin cinsiyetine yön vermek için rutin olarak kullanılan bilimsel bir metot bulunmamaktadır.

Tarihten bu yana kulaktan kulağa halk arasında anlatılan bazı teoriler ve görüşler vardır. Bunların hiçbiri ispatlanmış veya tıbbi geçerliliği olan yöntemler değildir.

***

Ayrıca bugün tüp bebek merkezlerinde kalıtsal bazı hastalıkların tespiti amacıyla uygulanan bir yöntemle bebeğin cinsiyetinin yüzde yüze yakın belirlenmesi mümkün olsa da "preimplantation genetic diagnosis" adı verilen bu yöntemin veya "Cinsiyet Testi Kiti" olarak bilinen bir başka yöntemin bu amaçla kullanılmasının ahlaki, vicdani ve insani bir yöntem olmadığı kanaatine varılmıştır.

Geçtiğimiz yıllarda böyle bir yöntem söz konusu olduğunda dönemin kadın bakanı şöyle konuşmuştu:

''Bu gelişme, toplumda varolan kadın erkek oranına dayalı doğal dengeyi bozduğu gibi, kadınlara karşı çok ciddi ayrıma yol açacaktır. Az gelişmiş ülkelerde kız çocuklarının ana rahminde öldürülmesiyle karşı karşıyayız. Şimdiki bu gelişme kız çocuklarının hiç doğmaması sonucunu doğuracaktır. Bu bir insanlık suçudur.''

Bu İlahi dengeye saygılı olmak için şu âyetler son sözü söylüyor:

"Göklerin ve yerin egemenliği Allah'ındır. O ne dilerse yaratır. Dilediğine kız çocuklar bağışlar, dilediğine erkek çocuklar bağışlar.

"Yahut erkekli, kızlı, ikisinden de verir. Dilediğini de kısır bırakır. Çünkü Onun ilmi her şeyi kuşatır, kudreti her şeye yeter." (Şura, 42:49,50)