Beddua etmek çare mi?
Ben 24 yaşındayım. 4 aylık bir evliliğim oldu. 2 sene önce eşimden ayrıldım. Aramızda pek sorun yoktu ama bir evde 9 kişi yaşıyorduk. Her gün bir tartışma oluyordu. Özellikle annesi hep benim oğlunu elinden aldığımı söylüyordu. Çok üzüntülü günler yaşadım. Psikolojik tedaviler gördüm. İçimden eski kayınvalideme hep beddua etmek geliyor. Lütfen beni aydınlatın. (Rumuz: Ayşe)
"Zeval-ı elem lezzettir" diye güzel bir vecize vardır. Elemin, acının, sıkıntının geçmesi ve bitmesi lezzettir.
O bunalımlı ve bunaltıcı günlerden kurtulmuşsunuz. Şimdi kafanız rahat. Geriye dönecek değilsiniz. Bu da mümkün değil zaten...
Bunun için şimdi, "Şöyle sıkıntılar yaşamıştım, böyle dertler çekmiştim, tedaviler görmüştüm" demenizin size hiçbir faydası yoktur ve olmaz da...
İki sene önce olmuş bitmiş günler için artık üzülmeyin, "İyi ki geçmiş, iyi ki bitmiş" deyin, şükredin.
Zihninizden silin, hayalinizden kazıyın, hayatınızdan çıkarın, o kötü günleri bir kâbus olarak görün, artık gözünüzü açtınız, uyanıksınız ve huzurlusunuz.
Size acı ve ıstırap yaşatan o insanları da âleminizden çıkarın. Düşünce dünyanızda ve beyninizde yer etmesinler, hepsini, herkesi Allah'a havale edin, kendi dünyanıza çekilin.
Size işkence yaşatan kayınvalideniz dahil hiç kimse hakkında kötü düşünmeye de gerek yoktur. Ona beddua etseniz elinize ne geçecek, bundan sevap mı kazanacaksınız, içiniz mi rahatlayacak?
Hayır, her aklınıza geldikçe tekrar moralinizi bozarak beddua edeceğinize, nisyan/unutma perdesinin arkasına atın, uğraşmayın.
Olayı kader boyutuyla düşünün. "Kaderimde böyle bir olay varmış, yaşamam gerekiyormuş" sözleriyle biraz kadere verin, rahatlayın.
Bir yönünü de nefsinizin ıslahına verin, bundan dersler çıkarın, aynı hatalara bir daha düşmemeyi tecrübe hanenize yazın. Bundan sonraki hayatınızı daha dikkatli ve ihtiyatlı olarak geçirmeye çalışın.
Son olarak Peygamberimizin "Mümin bedduacı, lanetçi değildir" sözüne uyarak kalbinizde hiçbir mümine, Müslüman'a karşı bir kin ve intikam duygusu taşımayın. Bu duygulardan kalbinizi temiz tutun.
Bu dertten nasıl kurtulabilirim?
Ben kendimi odaya kapatıyorum. Kaynatam beni çok kırıyor. Maddi-manevi çok sıkıyor, bunaltıyor. Eşim biraz zekâ özürlü, el ayaktan da özürlü. Benimle konuşamıyor, yalnızlıktan bunalıyorum. Boşanmak istedim, ailem kabul etmedi. 1 tane çocuğum var, "onun için dayan" diyorlar ama ne insanlara ne de duygulara dayanamıyorum. Herkes "normal evlilik oldu" sanıyor. Çok mutsuzum. 8 yıldır dua ediyorum boşanmak, kurtulmak için ama olmuyor... (Rumuz: Gül)
Boşanmak, ayrılmak, çekip gitmek son çare midir? Aklınıza gelen başka bir şey yok mu, hiçbir seçeneğiniz kalmadı mı? Bu hayat sizin için bir çile ve bir işkence haline mi geldi? 8 yıl az bir zaman değil...
Böyle bir durum söz konusu ise dünyaya bu azabı çekmek için gelmiş değilsiniz. Hayatınızı bu şekilde geçirmek zorunda kalmayın. Yakınlarınızla görüşün, konuşun çocuğunuzla kendi küçük dünyanıza çekilin.
Fakat yüzde on, yüzde yirmi de olsa bir çare, bir çıkış ve kurtuluş imkânı varsa onu arayın, araştırın, sorun, soruşturun.
Zaten eşinizin hali ciddi bir imtihan olarak karşınızda duruyor. Elini ayağını kullanmakta zorlanan, zekâ seviyesi yeterli olmayan bir insanla yaşamak büyük bir fedakârlıktır.
Kayınpederinizin size karşı sert tavır içinde olmasının sebebi nedir? Bunu engelleyemez misiniz yahut azaltamaz mısınız, aile içinde bir hal çaresini bulamaz mısınız, size yardım edecek, sizin yanınızda yer alacak kimse yok mudur?
O kişiyi ve kişileri bulun. Mesela kayınvalideniz ne diyor? Kadın olması hasebiyle sizi en iyi anlayacak olan odur. Onunla samimiyeti ilerletin, derdinizi paylaşmaya çalışın. Yardımcı olursa ne âlâ! Değilse çevrenizden destek alabileceğiniz başka kimler var, onları arayıp bulun.
Derdini söylemeyen derman bulamazmış, dertler paylaşıldıkça azalırmış. Her derdin mutlaka bir çaresi vardır. Elinizi, gönlünüzü Allah'a açmayı da unutmayın.