Son günlerin en çok konuşulan konularından birisi de bedeli askerlik oldu. Bedelli askerlikle birlikte, yaklaşık 450 bin kişinin bedelli askerlik beklentisine cevap verilmiş olacak. Gerçekten çevremde bir çok kişinin mesleki durumlarından dolayı askere gidemediklerini görüyorum. Bedellinin bu durumda olanların mağduriyetlerini çözeceğini düşünüyorum. Ayrıca, en kısa zamanda profesyonel askerin, ordunun çoğunluğunu oluşturması gerekiyor. Yine, diğer bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, öğrencilerin yaz aylarında veya hafta sonlarında temel askerlik hizmetlerini tamamlayarak yaşamlarında askerlik sorununun olmayacağı bir model oluşturulması ve askeri hizmetlerin etkin ve vurucu gücü yüksek profesyonel askerlerce yerine getirilmesinin yararlı olacağı düşüncesindeyim. Askerlikle ilgili düşüncem bu. Ama, şimdi bedelli askerlikten yararlanmayı düşünenlerin bu parayı nereden, nasıl bulacağı konusu önem taşıyor.
Bedelli askerlik uygulamasının yürürlüğe girmesiyle 31 Aralık 2011 itibariyle (bu tarih dahil) 30 yaşından gün alanlar, 30 bin TL karşılığında bedelli askerliğe hak kazanacak ve 21 gün temel askerlik hizmetinden muaf tutulacak. 30 bin TL bedel, başvuru sırasında peşin ödenebileceği gibi, 15 bin TL’si başvuru sırasında, kalan 15 bin TL’si de başvuru tarihinden itibaren 6 ay içinde ödenebilecek. Askerde olanlar yararlanamayacak. Sadece henüz fiili askerlik hizmetine başlamamış olanlar kapsama alındı. Yasanın resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe girmesinden itibaren bedelli tutarının ödenerek 6 ay içinde askerlik şubesine başvurulması gerekiyor. Yasadan yararlananların yoklama kaçağı ve bakaya durumlarından dolayı haklarında başlatılmış idari ve adli soruşturma varsa, sona erdirilecek. Bedelin yüksekliği dikkate alındığında, bir çok kişinin işyerinden ayrılarak kıdem tazminatını alıp, bedelli parası yapmayı düşündüğü görülüyor.
Kimlerin kıdem tazminatı alabileceği, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde yer almaktadır. Muvazzaf askerlik dolayısıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda kıdem tazminatı alınması mümkündür. Yani, önceki bedelli askerlik uygulamalarında 21 gün temel askerlik hizmeti yapılmasından dolayı kıdem tazminatı ödenebiliyordu. Oysa bu kez 21 gün temel askerlik hizmeti yapılmayacak ve kişiler bedelli askerlik parasını yatırdıklarında bu yükümlülüklerini yerine getirmiş olacaklar. Dolayısıyla da muvazzaf askerlik dolayısıyla iş sözleşmesi feshedilmediği için kıdem tazminatı da ödenmeyecek.
Askerliği borçlanan vergiden düşebilir mi?
Bedelli askerlik yapanların bu hakları yanında, askerliğini fiilen yapanlar için de askerlikte er veya erbaş olarak silah altında yapanların da borçlanma hakkına değinmek istiyorum. Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen sürelerin emeklilik açısından borçlandırılması mümkündür. Askerlik yapmayanlar, muaf tutulanlar askerlik borçlanması yapamazlar. Borçlanma, günlük asgari ücret ile günlük asgari ücretin 6.5 katı arasında olmak üzere, sigortalının belirleyeceği günlük kazancın yüzde 32’sinin, borçlanılacak gün sayısı ile çarpılması suretiyle hesaplanacak.
Örneğin, asgari ücret 01.07.2011’den itibaren 837,00.-TL oldu. Bu tutar üzerinden hesaplama yapıldığında, 18 aylık askerlik borçlanması yapan bir 4/a sigortalısının (SSK’lı), en az 837,00.-TL X 0,32 = 267,84 TL üzerinden 18 aylık askerlik borçlanması karşılığı 18 X 267,84 = 4.821,12 TL olacaktır. Bunun bir ay içinde ödenmesi gerekiyor. Sigortalılık borçlanması ile aylık bağlanmasına hak kazanılması durumunda, ilgililere borcun ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanacak.
Sigorta başlangıç tarihinden önce askerlik yapanların borçlanmaları halinde, hem sigortalılığın başlangıç tarihi borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür, hem de prim gün sayısı artar. Ancak askerden önce sigortalı olanlar için sadece prim gün sayısında artış getirir.
SGK’ya ödenen askerlik borçlanması priminin (ücretin gerçek safi tutarının hesaplanması sırasında) gider olarak indirilmesi gerekir.
Emeklilik aidatı ve sigorta primlerinin gider olarak indirilmesi kanunen kabul edilmiş olan kurumlara, kanunlarında öngörülen şekilde ücretten kesilmek suretiyle ödenen borçlanma aidat ve primlerinin miktarına ve nispetine bakılmaksızın, kesildiği aya ait gelir vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekir. Aidat toptan ödenmişse, tutara ulaşılıncaya kadar bu miktarın ücretlerin, vergiye tabi tutarından indirimi mümkün.