Liderle takipçisini karşı karşıya getirdiği maçta,hem tribündeki taraftarlar ve hem de ekranları başındaki izleyiciler keyifli dakikalar yaşadılar. İlk yarıda daha iyi oynayan taraf konuk Erciyes idi. Daha fazla topa sahip oldular. İyi pas yapıp organize atak geliştirdiler. Bakmayın ilk yarının berabere bittiğine.

Eğer Kayseri takımının ileri ucundaki isimler biraz becerikli olsalar ve de kaleci David’in kurtarışları olmasa soyunma odasına çok farklı bir skorla gidebilirdik. Rakip takım ilk yarıda Rize’den daha iyi oynadı. Bunu kabul etmek lazım. Çok net pozisyon buldular. Kenan, Gohou, Emrah Bozkurt ve Alaattin gole yaklaşan isimlerdi. Erciyes’in direncini ev sahibi takımın süper bücürü cenk Ahmet’in attığı mükemmel golde kıramadı. Aksine daha iyi oynadılar. Erciyes takımı Rize ile birlikte hak ettiği yerde olduklarını ilk yarıda konuk takım ikinci yarıda ise ev sahibi takım oynadıkları futbolla adeta teyit ettiler. Deplasman takımının ilk gölü tamamen tesadüftü. Kenan’ın attığı şut defanstan döndüğünde Gohou’nun istem dışı ayağına çarpan top filelere gittiğinde eşitlik sağlanmıştı. Bu pozisyonda da kontripiyede kalan laleci David, belindeki ağrıları nüksedince ikini yarıya yerini genç kaleci Fırat’a bırakmak zorunda kaldı. Fırat ise belki de futbol hayatı boyunca unutamayacağı bir hatayla geri pasını uzaklaştırmak isterken topu Gohou’ya çarptırarak bu oyuncunun ikinci golü atmasına sebep olmuştu. Ç.Rizespor ikinci yarıya oranla daha istekli daha arzuluydu. Rakibe bu yarıda fazla pozisyon vermemişti ama ikinci golle adeta şok yaşadılar.

Maçın 90 dakika olduğunu unutan bazı taraftarlar yenilen bu golden sonra yönetimi istifaya davet etmesini ise anlamak mümkün değildi. Lider bir takımın taraftarı o dakikalarda takımına sahip çıkacağı yerde yönetimi protesto etmesi ise inanılır gibi değildi. Allahtan Uche’nin füzesini tamamlayan Murat, topu ağlara gönderdi de maç sonrası olabilecek olumsuzluklara mahal vermedi. Bu maçta Rize iki puan kaybetmedi bir puan aldı bana göre. Çünkü dünkü ilk yarıda oynadığımız futbolla kaybedebilir dikte. Aslında bu karşılaşmadan sonra futbolun dışında konuşulacak çok şey var. Birincisi maçın genelinde iyi bir yönetim göstermeyen, faul ve kart konusunda Rize’ye acımasız davranan ama rakibe aynı tutarlı tavrını göstermeyen orta hakem Tolga Özkalfa’ydı.

Bana göre bu maçta başarısız bir yönetim göstermiştir. Yine hafızalarda kalan orta sahada gününde olmasa da bu ligin oynadığı mevki itibariyle en iyisi olan Kenan’a soyunma odasına giderken bazı taraftarların gösterdiği tepkiye ise bir anlam vermek mümkün değildi. Sakatlıktan yeni çıkan ve hayatında ilk defa sakatlık yaşayan bu önemli oyuncuya bu acımasız eleştiri  niye? Eleştirilen hatta küfürlere maruz kalan bir başka oyuncumuz ise maçta yaptığı geri pasıyla ikinci golün yenmesine sebep olan genç oyuncu Orhan Ovacıklı’ydı. Bu istikbal vadeden ve her maçta elinden geldiğinin üzerinde oynamaya çalışan bu gence küfür etmek hakkını size kim veriyor beyler. Ayıptır, yazıktır. Şampiyonluğa giden bir takımın oyuncusuna bunlar yapılırmı? O oyuncunun küfürler sonrasında soyunma odasında krize girmesi sizi mutlumu etti? Ne yapmaya çalışılıyor. Bu takımı desteklemek yerine onlara hakaretler etmek ne Rizeliliğe ne de insanlığa sığar. Evet sayıları azda olsa bu kardeşlerimizi düzeltmek onlara da bu işin bir yarış, bir spor olduğunu söylemek lazım. Yoksa bu şekilde davranışla bir yere varamayız. Bu işleri düzeltmek de siz sağ duyulu vatandaşlarımıza düşüyor. Gelin birlik olalım. Birbirimize destek olalım. Çünkü ülke olarak buna ihtiyacımız var. Rize’mi, ülkemi ve  bu toprakların insanlarını seviyorum. Sporun kardeşlik, dostluk ve barış olduğunu unutmayalım.

Saygılarımla…