Böyle Gitmez Kurban
Bursaspor karşısında teknik direktör Mehmet Özdilek önceki haftalardan formsuz ve sakat oyuncuları nedeniyle rotasyona giderek başladı. Bu sezon ilk kez Ludovic, Oboabona ve Engin ilk onbirde yerini alırken, fatura Lua ve Ümit Korkmaz’a kesildi. Lua’dan başlayayım. Geçen sezon devre arasında bize geldi, oynadığı her maçta üst düzey katkı vererek, takımını ligde tuttu. Bu geçmişi.. Futbolda geçmiş yok, hep önüne bakacaksın, ileriyi hedefleyeceksin. Lua, üst düzey bir topçu, o gidebileceği yerleri geçmişte gitti, maddi manevi doyuma ulaştı. Bu tip topçuya özel ilgi göstereceksin, arkasını sıvazlayacaksın, aksi takdirde takmaz, oynamaz. Bu sözlerim başta yönetime sonra hocaya.. Ya bu oyuncunu kazanacaksın, yada neşteri vuracaksın. Taraftarın ona verdiği gaz bir yere kadar, taraftarın kredisi bir yere kadar, hiç iyi değil… İkincisi Holosko.. İyi bir Holosko’yu Kim istemez? Maalesef eski Filip’ten esinti yok. Bu futbolcu da bir sıkıntı var. Maç öncesi hemşerisi sayılan Holmen’e gösterdiği ilgi, alaka kaldığı sürede sahada ona gösterdiği enerjinin esintisini bile bize vermedi. Kötü oynuyor ve taraftarda haklı olarak protesto ediyor. Rizespor’da Lua ile birlikte çözülmesi gereken 2. Büyük sorun Holosko sorunudur.. Diğer iki büyük sorun ise Kıvanç ve Ali Adnan’nın yokluğu. İkiside bizim olmazsa olmaz oyuncular. Maalesef iki oyuncunun yokluğu pahalıya patlıyor. Kıvanç’ın enerjisi, sertliği o bölgede oynayan oyuncularda yok. Dönen toplar rakibe gidiyor, yıldıran, defans önüne dikenli tel çeken, emniyet supabı görevini yapacak takımda 2. Bir Kıvanç yok. Ali Adnan’ı yazmama gerek bile yok. O bindirmeler, duran toplarda kavisler ve asistler.. Iraklı’nın yokluğu da büyük handikap.. Bunlar Rizespor adına baş eksikler. Artı olarak Engin’i yazalım en başta. Gerçekten geçen hafta da yazdım Mersin maçına oyuna girdi, sorumluluk aldı. Bursaspor maçında da tek o var. Sahanın en genci, en tecrübesizi sorumluluk aldı, insiyatif kullandı. Ludovic , uzun haftalar sonrası formasına kavuştu. Kaldığı süre içinde kötü görünmedi, bildiğimiz Ludo.. Bence Mehmet hoca onu çıkarmaması lazımdı. Tam hazır değilse, onu bilemem ama sahada kalsa , kalanlardan çok daha iyi katkı verirdi diye düşünüyorum. Takımın genel röntgeni bu. Neticede Mehmet hoca kimi oynatırsa oynatsın bu takımın kilit oyuncuları başta Kıvanç, Ali Adnan ve Kwekue iyi olmadıktan sonra, Lua ve Holosko sorumluluk almadıktan sonra hep sancı çekeriz. Bu ligde kimse gözünün yaşına bakmaz. Beşiktaş maçından sonra bir hafta usta teknik adam Şenol Güneş basını bir güzel işledi. Hakemden dert yandı. Sonuç, Rize’de kendi evimizde hakem Bülent Yıldırım, tüm takdir haklarını Şenol hoca’nın takımından yana çaldı. Adamlar yerden kalkmadı ilk devreye bir, ikinci devreye dört dakika. Bu bile ne demek istediğimi anlatıyor. Önümüzdeki hafta Eskişehirspor maçının alt yapısını da Beşiktaş maçı sonrası Ertuğrul Sağlam yaptı, şimdiden uyarayım. Bizim hoca ve yönetimde maç sonu hakemler hakkında tek bir ses yok. Bu takımın eti yıllardır sevilir. İlk önce sen güçlü takım olacaksın. Futbolun doğrularını yerine getireceksin, özellikle altını kalın harflerle çizerek yazmak istiyorum, bizim takımda bir çok oyuncu geçmişle yaşıyor. Sorumluluk almıyor. İsim vermiyorum, birkaç hafta daha ağzımdan kan damlasa da kızılcık şurubu içtim diyeceğim. Takıma zarar gelmesin ama bu böyle gitmez. Bir takım üçe yerli, yabancı ve gurbetçi diye bölünmez. Bir çok oyuncu yazlık topçu havasında. Yani plaj günlerini özlüyorlar. Beyler lig başladı, dört hafta biti. Ha birde tesisin kapısına promil cihazı koyun, üfletin öyle girsinler içeriye! Yaklaşan Kurban Bayramı öncesi şimdiden uyarayım. Bu böyle gitmez kurban! Maçla ilgili teknik, taktik yazacak bir şey yok. Bursa takımı Anadolu’nun son şampiyonu. Bu doğrultuda başlarında duayen bir hoca, onun himayesinde çok profesyonel ve kaliteli topçuları var. Özel uçakla geldiler, birlik beraberlik altında Rize’de gövde gösterisi yaptılar. Bekleri Aziz ve Şener gitti, geldi. Önlerinde ki oyuncular Volkan ve Ozan hem kendi işlerini yaptı hemde defansa yardıma geldi. Santraforları bu ligin üstünde bir oyuncu. Josue denilen 10 numara tam bir çilingir. Futbol zekası üst düzeyde. Stoper Civelli ve Serdar hem defansta kendi işlerini yaptı, hemde duran toplarda takımlarına ekstra katkı verdiler. Son olarak bize döneyim. Senin iki bekin Orhan ve Eren iyi niyetleri ile mücadele ederken, önlerinde yer alan Holosko , Murat ve sonradan giren Ümit maç boyunca yarım gram katkı vermedi. İki stoperin Viera ve Giray bir Fernando’yu durdurmadı. Girenler takıma kakı vermezken, Kwekue ilerde yalnızları oynadı. Kurban bayramı öncesi iki takımı erkenden tartıya koyarsak maalesef onlar bizden daha ağır geldi. Tabi burada kasap`ın ( Hakeminde ) katkısı var. Bu tip maçları yürek alır. O da bizde sahada yoktu. Tribünlerde Çiğer veya böbrek var mıydı diye sorarsanız? Maalesef yüzde 80’i boş olan bir tribünden onu da beklemek hayal olurdu. Ne vardı peki? Dışardan gelen ağır “Kebre” kokusu vardı.