İbrahim KARAGÜL

İbrahim KARAGÜL

Suriye'de 'Güvenli Bölge' ve uzun soluklu müdahale

Suriye'de 'Güvenli Bölge' ve uzun soluklu müdahale

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın New York temaslarının sonuçlarını bugün gazetelerde geniş biçimde okuyacaksınız.

Seyahati izleyen gazetecilerden biri olarak edindiğim izlenimleri, tuttuğum notların bir kısmını kısaca paylaşmak istiyorum.

Öncelikle BM Genel Kurulu'nun gündemi İklim konusuydu. Ama Türkiye ve biz gazeteciler için, özellikle de ABD için ziyaretin ana gündemi IŞİD, Irak'ın içinde bulunduğu durum, bütün bölgeye istikrarsızlık yayan Suriye'nin ne olacağı konuları idi.

Erdoğan'ın görüşmelerinin de kendisine sorulan soruların da ana konusu hep bunlar oldu.

Bu ziyaret ve yapılan görüşmeler hem bölge için hem de Türkiye için yeni şeyler barındırıyor. Önümüzdeki haftadan itibaren çok yoğun bir Suriye-Irak gündemine muhatap olacağız. Hem uluslararası gündem hem de Türkiye'nin iç gündemi daha fazla bu konulara odaklanmış olacak.

IŞİD'İN DE ÖTESİNDE HEDEFLER VAR

IŞİD meselesi üzerinden iki ülkenin geleceğinde iz bırakacak adımlar atılabilir. Sadece IŞİD'in direncinin kırılmasının ötesinde gelişmeler olacağı izlenimi edindim. Örgütün Irak içi dengeleri etkileyecek bir faktör olmasının önüne geçilecek. Benzer şekilde Suriye'deki direnci de kırılacak. Tabi bütün bunların, Irak'ta Sünnilerin durumu netleştirilmezse, Irak içi siyasi dengelerde hak ettiği yer verilmezse ciddi bir travmaya da yol açabileceğini söylemek lazım.

Suriye için de IŞİD belirleyici olma durumundan çıkarılacak. Rejim ile muhalefet arasında üçüncü bir güç, üstelik Suriye'deki meseleyi belirleyici bir güç ortaya çıkmasına, varlığını devam ettirmesine izin verilmeyecek.

ABD için IŞİD'in tasfiyesi, direncinin kırılması öncelikli. Bir de Kuzey Irak yönetiminin zarar görmemesi ve Bağdat merkezli yönetim şeklinin devam etmesi önemli.

Ama Türkiye'nin bakışı ve beklentileri, IŞİD'in de ötesinde. Özellikle Suriye'de muhalefetin güçlendirilmesi, Suriye'nin normalleştirilmesi de en az IŞİD meselesi kadar Türkiye'nin hedefi durumunda.

ABD'nin oluşturduğu koalisyonun IŞİD hassasiyetini Türkiye de aynen paylaşıyor. Ama Ankara, bu hassasiyeti Suriye'nin geleceğine de yansıtmaya çalışıyor. ABD'ye, Şam yönetimine karşı da etkin tavır alması üzerine baskı yapıyor.

Bu baskılarda biraz mesafe almış gibi. Gerek Erdoğan'ın uçakta yaptığı konuşmalar, gerek Ankara'nın operasyon hazırlıkları bunun işareti. İlk başlarda Türkiye'nin tezlerine soğuk olan, mesafeli duran, 'IŞİD'i halledelim önce' şeklinde bir tutum takınan ABD yönetimi, son görüşmelerle Türkiye tezlerine daha da yaklaşmış görünüyor.

ANLAŞMA SAĞLANMIŞ

Bunun somut örneği Uçuşa Yasak Bölge ve Güvenli Bölge tezleri. Washington ilk başta bu tezlere aldırış etmiyordu. Gerekli görmüyordu. Hava operasyonu yapacak, bölge ülkelerinden ve Irak içi güçlerden bir kara müdahalesi de ekleyerek işi bitirecekti. Ama öyle olmadığı, bu şekilde hiçbir başarı sağlanamayacağı iyi anlatılmış olmalı ki, Güvenli Bölge, Uçuşa Yasak Bölge konusunda Türkiye ile benzer hareket etmeye başladı.

Şahsi kanaatim bu konular üzerine anlaşma sağlandığı yönünde.

Suriye'de belli derinlikte bölgeler oluşturulacak. Aynı bölgeler için de uçuşa yasak bölge şartı getirilecek. Havadan ABD ve koalisyon ortakları bu kuşağı denetleyecek. Tabi Türkiye ile birlikte. Ancak hava denetiminin yeterli olmayacağı bir gerçek. Bu bölgelerin güvenliğinin karadan da sağlanması gerekiyor.

Bir tür uluslararası barış gücü mü oluşturulur, bilmiyorum ama en azından ABD ve Türkiye bu kara denetiminin iki asli üyesi gibi duruyor.

Bu da Suriye'deki güvenli bölgelere Türk askerinin konuşlandırılması sonucunu doğuruyor. 2 Ekim'de çıkarılacak tezkere ile Türkiye'nin kara birliklerini güvenli bölgelerin korunması için bölgeye göndereceğini düşünebiliriz.

İzlenimlerim; bütün bu konularla ilgili Türkiye ile ABD'nin anlaştığı yönünde. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, konunun detayları hakkında bilgi vermeyi bu aşamada doğru bulmuyor.

Tezkere çıkarılacak. Ardından Güvenlik zirvesi yapılacak. ABD ile yürütülen görüşmeler masaya yatırılacak. O toplantıda Türkiye'nin kararı netleştirilecek ve ilan edilecek. Tabi bu arada, Türkiye'nin operasyonda ne kadar ve nasıl yer alacağına ilişkin ön hazırlıklar da bütün ciddiyetiyle yapılmış, hazırlıklar tamamlanmış olacak.

Yüze yakın ülkenin destek verdiği IŞİD operasyonu elbette Türkiye'nin önceliklerinden. Ancak Ankara'nın Suriye hassasiyeti çok öne geçmiş durumda. Suriye meselesi çözülmeden bu konuların hiç birinde başarılı bir sonuç alınamayacağına inanıyor. Temel hedef; Rejimin zayıflatılması ve muhalefetin güçlendirilmesi. Bu operasyon kapsamında konuya ilişkin ABD'nin kanaatlerinin bu görüşmelerde ciddi biçimde etkilendiğini ve Türkiye haline değiştiğini söyleyebilirim.

UZUN SOLUKLU MÜDAHALE

Bu bir terörle mücadeledir ama aynı zamanda değildir. Daha ötesi vardır. Cumhurbaşkanı, kara müdahalesi olmadan hiçbir savaşın tamamlanamayacağını, sona ermeyeceğini söyledi. Öyleyse bundan, teknik anlamda terörle mücadeleden, geçici operasyondan daha fazlası olduğu anlamını çıkarabiliriz.

Uzun soluklu bir müdahale geliyor. Türkiye uzun yıllar bölgede kalabilir. Suriye istikrara kavuşana kadar uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge kalacaksa eğer, oradaki askeri varlık da uzun soluklu olacaktır.

Bu yüzden yeni bir durumla karşı karşıyayız. Irak-Suriye hattında taşları yerine oturtacak, bölgedeki istikrarsızlığa kalıcı bir müdahale başlayacak gibi.

Önümüzdeki haftalar oldukça hareketli geçecek ve bizler uzun süre Irak ve özellikle Suriye'ye odaklanacağız.

Önceki gün The Penninsula Hotel'de yapılan Erdoğan-Biden görüşmesinde düğüm çözülmüş görünüyor. Obama'nın da aradığını düşünürsek, üçlü görüşme de diyebiliriz buna.

Bu konuları tartışmaya devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İbrahim KARAGÜL Arşivi