Çare sadece İslam Sözleşmesi! ne zaman uygulayacağız!
Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allahımıza hamd; Başöğretmenimiz, Önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olanlara, Din ve Vatan muhafızı Gazi ve Şehidlerimize salat ve selam olsun.
“Yoksa onlar, İslam öncesi cahiliye döneminin Hak hukuk tanımayan kanun ve hükümlerini mi Hayata Egemen kılmak istiyorlar? Allah’ın yegâne Rab ve tek ilah olduğu gerçeğinin yok sayıldığı, sadece O’na kul köle olma imkânlarının yok edildiği, Vahyin hayata Hâkimiyet hakkının kaldırıldığı bir hayat tarzı mı istiyorlar? Hâlbuki yürekten inanan bir toplum için, Allah’tan daha iyi kim hüküm verebilir? (Maide S. 50 ayet)
“Yaratan bilmez mi?”( Mülk S.14) “Dikkat edin! Yaratmak da, (yaşatmak da) ve emretmek de (yönetmek de) sadece Allah’a aittir!”(Araf S.54) İlahi mesajları ve diğer Ayet-i Kerime’ler; yaratılanların, yaratıcımız Allah’a itirazsız ve tam teslimiyetle itaat etmesinin adı olan kulluğun olmazsa olmaz ilk şartı olduğunu açıkça ifade ediyor!
Çocuğuyla genciyle ve İhtiyarıyla Mü’mine kadınlar ve Mü’min erkekler olarak “İslam Sözleşmesi’ni okuyup, Kelime-i Şehadet’le imzalamamız; imanımız gereğidir!
Aslında tüm insanlar bedenen Dünya’ya gönderilmeden evvel Ruhlar âleminde İslam Sözleşmesine Kalu Bela (Evet) dediler!
İmtihan için geldiğimiz bu kısa dünya hayatında Şeytanın tuzaklarına düşen nefisler, Allah’a verdiği sözlerinden cayarak Kapitalizm, Sosyalizm, Kamalizm, Ateizm ve Laisizm gibi uyduruk şeytani tuzaklara uyarak helak oldular! Ve perişan olmaya devam ediyorlar!
Kimileri taştan putları ilahlaştırırken, kimileri de İslam dışı rejimleri putlaştırarak rezil-rüsva oldular! Ve oluyorlar!
Hakların tamamını sanatkârımız olan yaratıcımız Allah’tan ve Elçileri Peygamber Efendilerimizden öğrenip tatbik edeceklerine, haklarını gasp edenlerden hak arama cehaletine düştüler! Ve düşmeye devam ediyorlar!
İnsanları köleleştirmeyi ve nimetlerini sömürmeyi; modern ve çağdaş hayat zanneden işgalcilerin tuzağına düştüler! Düşmeye devam ediyorlar!
Hakkın insanlık için tek çaresi “İslam Sözleşmesi’’ Hak varken, bizim kıyamete kadar “İstanbul Sözleşmesi’’(!) gibi hiçbir batıl sözleşmelere ihtiyacımız asla yoktur!
Bu ve benzeri sözleşmelerin tamamı, insanları kendi köleleri olduğuna inanan Siyonist mihrakların tuzaklarındandır!
Bu tuzağın ana hedefi ‘’kadını koruma’’ numarasıyla; eşinden, ehlinden ve evinden koparıp şerefli Analık makamından indirerek Ailemizi ve Devletimizi yok etmektir!
Ahlak toplumunu çökerterek Devleti çökertmenin yolu da bu değil midir?
Kadın eşinin, ehlinin ve evinin gülü olmayı tercih ederse ‘’ezilen kadın, esir kadın!’’ Görevi olmadığı işlerde çalışıyorsa ‘’hür kadın!’’
Kendi eşine, çocuklarına bakıyorsa ‘’ezilen köle kadın!’’ Lokanta, Otobüs, uçak vs. yerlerde hostes vs. adlarla başkalarına hizmet ediyorsa ‘’özgür kadın!’’
Kendi bağında bahçesinde çalışıyorsa ‘’ezilen köle kadın’’, başkalarının bağ, bahçesinde ve fabrikalarında çalışıyorsa ‘’özgür ve hür kadın!’’
Sağlık ve eğitim başta olmak üzere fıtratına uygun işlerde istihdam edilmesi elzemken, sahası dışında kadına iş istihdamı programı tam bir aile intiharıdır!
Kadına; evinde iş istihdamı huzurdur, berekettir ve Cennete kadar mutluluktur!
Din ve Vatansever idareciler, kadını evinde sigortalı edip, analık maaşı vererek Din ve Vatanın geleceğini sigortalarlar!
Kadını; ‘’hürriyet-özgürlük’’ adına kurulan tuzaklardan kurtulmanın yolu, ilkelerini Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’nin tespit ettiği “İslam Sözleşmesi’ni acilen hayata geçirmektir!
İslam sözleşmesinde ne erkeğin krallığı ne de kadının kraliçeliği (Feminizm belası) var!
Sadece Allah’ın (c.c) hepimiz için uygulaması gerek hak ve hukuku olan buyrukları var!
Ve Önderimiz-örneğimiz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimizin, örnek aile yaşantısı ve benzersiz hayatı var!
Ne Doğu ne de Batı! Sadece Kabe-i Muazzama ve Medine-i Münevvere’den esen İlahi rüzgarların mutlu ettiği Kur’an ve Sünnet kuralları var!
“Her işimizde Kıblemiz ne erkek, nede Kadın, ne Roma ne de Telaviv sadece ve sadece Mekke-i Mükerreme ’deki Kabe-i Muazzamadır” inancımız var!
Yüz yıldır içimizdeki zalim ve hain şeddatların devrimlerle yasak ettiği “İslam Sözleşmesi!” içeriğinde daha neler var saymakla bitmez! Daha da kapsamlı şekilde gelecek haftaki yazımızda inşallah!
Allah (c.c), kendisine kulluğun yani imanın şartı olan “İslam Sözleşmesi”ni hayatımıza, ailemize ve Devletimize ilke eylesin!
İtirazsız uyan ve uygulayanlardan eylesin!
Aile müessesemize yönelik kurulan tüm şeytani şer tuzakları Rahmani tuzağıyla bozsun!
Amiin!
Salı akşamı Akit TV ve Kanal 68 ortak canlı yayının “Milli Diriliş” Programında İnşallah buluşmak ve daha kapsamlı konuşmak üzere Allah’a emanet olunuz!
Hak, Adalet, İlim, İman ve Terbiyeyle oluşacak ahlak ve İrfan toplumuyla Fethin sembolü Ayasofya’mızın açılması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle...
Salı akşamı Akit TV ve Kanal 68 ortak canlı yayının “Milli Diriliş!” Programında İnşallah buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz!
Selam, sevgi ve duayla...