Burhan OKUTAN

Burhan OKUTAN

ERBAKAN HOCA

ERBAKAN HOCA

Fikirleri ve icraatlarıyla bu toprakların sınırlarını aşmış, İslam coğrafyasının umutlarını yeşertmiş, Batı’nın korkulu rüyası olmuş bir liderden bahsediyoruz…

Gelecek neslin merakla tanımak isteyeceği, hakkında akademik çevrelerce bilimsel araştırma tezlerinin yazılacağı, Türk Siyasal Tarihi açısından “toplumsal dönüşümü muhafazakârlığa kaydıran” bir liderden bahsediyoruz. 

Erbakan Hoca; bir “toplumsal kimlik inşa etti” ama toplum şimdilik bunun farkında değildir…  

Erbakan Hoca; “inançlı insanların toplumsal dönüşümüne” önayak oldu…

Erbakan Hoca; “muhafazakâr olmayan” kesimlerin bile “övgüsünü ve sempatisini” kazandı…   

Erbakan Hoca; örnek yaşantısıyla “kırsal kesimin muhafazakârlığını, kentli Müslüman” örneği ile buluşturdu…

Erbakan Hoca; bu gün ülke siyasetinde etken olan muhafazakâr kesimin kamuda kendini ifadesinde “kamusal bilinç ve ufuk” araladı…

Erbakan Hoca; muhafazakâr kesimin direnç noktalarını belirleyip “mücadele ruhu” aşıladı…

Erbakan Hoca; “İslam Davası ve cihat şuuru” hayatının tamamını kuşattı ve O,  ülkesine hizmet etmenin “cihat” olduğunu haykırdı…

Erbakan Hoca; “Müslüman gibi düşünmek, düşündükten sonra idrak etmek, idrak ettikten sonra da şuuruna varıp eyleme dönüştürmek” gibi bir gayretin önderi oldu…

Erbakan Hoca; “Şahsiyetli Dış Politika ve Milli Duruşu”  Kıbrıs’ta bize gösterdi…

Erbakan Hoca; D-8’i kurarak “Yeni Bir Dünya” kurulabileceği mesajını bütün dünyaya duyurdu, böylece “Emperyalizm ve Siyonizm” için korkulan rüya oldu…

Erbakan Hoca; bu gün Türkiye’de “Ağır Sanayi” adına bir şeyler varsa bunda kendi payının ne kadar büyük olduğunu “Ağır Sanayi Hamleleri” ile gösterdi…

Erbakan Hoca; Türk Siyasal Tarihi açısından, Türkiye’deki istisnasız “bütün siyasi partileri ve liderlerini” bir şekilde kendi sınırlarına çekmeyi başardı…

Erbakan Hoca;  ekonomik kalkınmada “Anadolu Sermayesi’ne” lokomotif oldu…

Erbakan Hoca; “54. Refah-Yol Hükümeti’ni kurmakla” İslam ülkelerini etkileyerek halklara özgüven aşıladı…

Bütün bunların ötesinde;  Erbakan Hoca kendi içinde onu üzenler oldu…

Yalnız bırakıldı…

Belki “tarihin akışı içinde”, “kader çizgisinde” buna mani olmak mümkün değildi. Birçoğu bu ayrışmayı “samimiyet” çerçevesinde algıladı. Öyle olduğuna inanıyoruz. Zira hocalarına asla garezleri olmadı…

Erbakan Hoca’da “ayrışanların Milli Görüşçülüğü noktasında” asla ayrı tutmadı. Sadece“gidişatlarını” eleştirdi ve bunda da “emek sahibi biri olarak” hakkı vardı!  

Bu süreçte “Refah Partisi’nin radikalleştiği” söylemine kulak kabartanlar oldu.   Hoca; bu söylemin patentinin kendilerine ait olmamasına rağmen bunu dillendirenlere “sitemkâr” olması gerekirken hiçbir zaman yüzlerine vurmadı, vuramazdı.  Zira “Taksim’e ve Çankaya’ya Cami Projesi”,  “Beyoğlu’nda trotuarları yeşile boyama” uygulaması, “Konya’da otobüsleri erkek-bayan ayrışması” fikri Hoca’ya ait değildi.    Kalabalıkları fırsat bilip  “ahkâm kesenlerden”  de değildi.   Ama Erbakan Hoca bütün bunlara rağmen her şarta “bunlar bizim kardeşlerimiz”diyerek sahiplenmek zorunda kaldı ve siyaseten çok ağır bedel ödedi…

Aynı şekilde ayrışanlar da Hocalarına karşı adaba aykırı hiçbir tavır sergilemedi…

Bazı radikal söylemler peşinde olan partinin “flaş” isimleri “yeni oluşumda” da yer bulamadılar ve daha sonra fikirlerindeki radikallikten de eser kalmadı. Bu “flaş” isimler sadece “nostalji” olarak kaldı. Zira “radikalizmin her çeşidi” tahripkâr ve muzırdı, dönüşümleri de o derece “ters orantılı”oluyordu!     

Erbakan Hoca; bunca ayrışmaya rağmen hiçbir zaman bu insanları gönül dünyasından silmedi, hep davayı, kardeşliği önde tuttu ve nasihatte bulundu...

O günün şartlarında belki olması gereken buydu!

Bir zamanlar 28 Şubat sürecinin faturasını Erbakan Hoca’ya kesenler şimdi onu daha iyi anlıyorlar. Kim bilebilir; Erbakan Hoca ayrışanları destekleseydi kendisinin başına gelenleri aratmayacak aynı hal başlarına gelebilir ve   “evlatlarına” en büyük kötülüğü yapmış olurdu!

Ama öyle yapmadı…

Erbakan hoca; “İslamcı refleksleri sisteme entegre ederek demokratik yollarla iktidar olunabileceğini” kanıtlamış ve Türkiye’nin en büyük siyasal partisine zemin hazırlamıştır…

Şimdi Erbakan Hoca’nın vefatının birinci yılındayız. 28 Şubat döneminde yalpanlar hafızalarımızda capcanlı duruyor. Demokrasiye yapılan bu ihanetin bedelini dün Erbakan Hoca ödedi.   Bu gün ise bu bedeli ödemesi gerekenlerin askerin vesayetinden arınmış hukukun önünde “tedirgin” olma zamanıdır!  

 En son referandum sürecinde “28 Şubat’ı niçin yargılamıyorsunuz” diyenler, şimdi sesleri çıkmıyor. Umarız tam yargılanmaya başlayınca “siyasetin çok yüzlü yönüyle” karşılaşmayız!

Bu topraklarda Hoca’yı herkes üzmüştür, bir tek onu üzmeyen ‘toprak’tır.  Allah rahmetiyle kuşatsın ve cennetinde bizi de komşu etsin.(amin)

Seni seviyoruz Savunan Adam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Burhan OKUTAN Arşivi