Mehmet PAKSU

Mehmet PAKSU

Eski bir kız arkadaşıma takıldım

Eski bir kız arkadaşıma takıldım

Ben 10 yıllık evliyim, çok mutlu bir erkeğim.

Ama işim gereği bilgisayarla çok meşgulüm. Ne zaman vakit bulsam hemen çetleşmek beni oyalıyor. Eski okul arkadaşımı buldum, onunla görüşüyoruz. Bir taraftan günahtan korkup harama bulaşmamak, bu huyumdan ve bu arkadaştan kopmak istiyorum, bir taraftan da hoşuma gidiyor.

Kız arkadaşım "Çok yalnızlık çekiyorum, buraya işin düşerse mutlaka yüz yüze de görüşelim" diyor. Ben de nedense istiyorum ama sonra sevgili eşimi, canım çocuklarımı düşünüp bu harama götürebilecek olan gereksiz ilişkiyi bir an önce bitirmek istiyorum.

Arkadaşımı kırmadan nasıl kopabilirim? Telefonda ya da internetten görüşmeye devam etsem mi? O evli değilmiş, görüşsek ben kendimden eminim, ama yanlış mı yapmış olurum? Bu konuda ne tavsiye edersiniz? Eşim fark etse çok üzülür. "Bunu bile bile yapıyorum" diye kendime de kızıyorum. (Rumuz: Eski Kız)

Burada nefsinizle bir mücadele içindesiniz. Aklınızla duygularınız arasında kalmışsınız. İnancınızla hissiyatınız arasında bocalıyorsunuz. Aklınız ve inancınız bu görüşmeyi kesmenizi istiyor, fakat nefsiniz ve hissiyatınız bundan "zehirli bal lezzeti" aldığı için "hoşuna" gidiyor ve bırakmak istemiyor.

Eski bir tanıdıkla görüşmeye kimse bir şey demez. Ancak arkadaşınızın hanım olması, ilişkileriniz duygusal boyuta kayması, kendi ifadenizle "günahtan korkup harama bulaşmama" ve "harama götürebilecek bir ilişki" endişesi taşıdığınız ve nihayette çok sevdiğiniz eşinizin hatırı ve çocuğunuzun geleceği için nefsinize söz geçirin, bu görüşmeye ve konuşmaya nokta koyun.

Arkadaşınızı kırmadan söylemeniz mümkün. "Eşim görüşmemizi öğrenirse çok üzülür, aramız açılır" gibi gayet makul bir gerekçeyle "dostça" ayrılırsınız. Telefon görüşmesini ve internet irtibatını da kesmeniz lazım ki bir daha geriye dönüş ümidiniz kalmasın.

Çünkü bu tür ilişkiler baştan masumca başlıyor, daha sonra önüne geçilemeyecek hal alıyor, öyle ki kopamayacak, ayrılamayacak duruma geliyorsunuz. Bir de bakıyorsunuz, ne aile huzurunuz kalmış ne de moraliniz ve maneviyatınız...

Bir eş ve baba sorumluluğu sizi makul davranmaya götürmeli, inanç ölçüleriniz sizi kendinize getirmeli, kendi elinizle kendi "ipinizi" çekmemelisiniz, sonu pişmanlıklarla dolu bir hayatı göze almamalısınız.

Halamın kızıyla evlenmem ne kadar doğrudur?

"Kısmeti aramak gerek" diyoruz, yalnız benim her iki halamın hem yaşıtım olan, hem de takvalarıyla, İffetleriyle belki başkalarına bile yakıştıramadığım kızları var. Ailem içindekiler de uygun olduğunu söylüyorlar. Şimdi böyle bir durum varken, bunu kabul etmeyip, akraba evliliklerinin olumsuz etkilerinden bahsedenleri de dikkate alırsak, "akraba dışından olsun" demek ne ölçüde doğru olur? (Rumuz: Behzat)

Doğru olmaz herhalde. Bu kızlar hem yakından tanıdığınız insanlar, hem takvalarına, iffetlerine imreniyorsunuz hem de başkalarına "yakıştıramadığınız" özellikler taşıyorlar. Onların gönlü ve gözü sizde varsa, halalarınız da razı iseler, artık akraba "bahanesini" bir tarafa bırakın.

Gelin bir sünnet işleyin. Peygamberimiz gibi yapın. Peygamberimiz halasının kızı Hz. Zeynep ile evlenmiş, huzurlu ve mes'ut bir aile hayatı geçirmiş.

Bu evlilikle aynı zamanda bir Kur'ân âyetini hayatınıza geçirmiş olursunuz. Kur'ân Peygamberimizin şahsında şu ölçüyü veriyor: " Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amca kızlarını, hala kızlarını, dayı kızlarını ve teyze kızlarını helâl kıldık..." (Ahzab, 33:50)

Bu ölçüler her yönüyle mevcutken başkalarının sözlerini pek ciddiye almayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Mehmet PAKSU Arşivi