#EvdeKalRize... Bu İşin Şakası Yok!...
Bugüne kadar defalarca dile getirdik. Gün içerisinde şehir merkezinden farklı yerlerden görüntüler paylaştık. Amaç Dünyayı etkisine alan koronavirüs salgınının ilimizde yayılmasını en aza indirgemekti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın akşam saatlerinde yaptığı açıklama Rize’nin büyükşehirlerden beter bir hale geldiğini kayıtlarla tescil ettirdi. Çay’da 1.sürgünün başlamasına 1,5 aydan az bir süre kaldı. İstanbul’daki Rizeliler okullarında tatil olması, Ramazan ayının yaklaşması ve de tarla işlerinin başlaması dolayısıyla özel araçlarla adeta Rize’ye akın ediyor. Bu akını durduramazsak; ildeki hasta ve hastane kapasitesini de göz önünde bulundurursak hepimizi zor günlerin beklediğini kimse inkar edemez. Özellikle İstanbul’daki hemşehrilerimizin kendilerini iyi bir şekilde izole ederek iki haftadan önce ilimize gelmemeleri tüm Rize’nin geleceğini belirleyeceğini ve Koronavirüs salgınında süreci uzatacağını, ve çay sezonunun da olumsuz etkileyeceğini unutmayalım. Bu süreçte herkes bireysel izolasyonlarla önlem almalı. Zoraki kalmadıktan sonrada sokağa çıkmayalım. Bu arada İstanbul’dan gelen herkesin hasta olduğu kanısına varmanın yanlış olduğunu da unutmayalım. Ancak bu süreçte il değiştirmek şehirde sıkıntıları arttırır. İş işten geçmeden herkesin hasta olduğunu düşünerek hayatımızı evde sürdürelim.
Gelelim Rize’ye...Rize; Valisi, Emniyet Müdürü, Belediye Başkanı, Sağlık Müdürü ve personelleriyle koordineli çalışarak ilde vatandaşları evinde tutmaya çalıştı. Sokaklarda özellikle araç trafiğini azaltmak için iki önemli caddede araç parkını yasakladı. Banklarda oturmayı yasakladı. Özellikle kalabalık ortamlarda sosyal mesafelere özen gösterdi. Polisler ve sağlık ekipleri adeta arı gibi çalıştı. Hastanelerde özveriyle çalışan sağlık personellerinin yanında Bankamatik önlerinde oluşan kuyruklarda sürekli polis kontrolü akabinde bariyerli sosyal mesafe önlemi aldı. Türkiye’de ilk defa şehir girişlerinde önlemler aldı.
Ama maalesef önlemlerin alınmasına rağmen il dışından gelenleri kontrol altına alamadık. Ve sonuç ortada...İlde koronavirüs salgınında 92 pozitif vaka teşhisi konuldu. 3 ölüm vakası gerçekleşti. Koronavirüs ortalamasına baktığımızda Isparta, İstanbul, Konya’dan sonra dördüncü sıradayız. Umre ve yurtdışından gelenler Isparta ve Konya’da yurtlarda karantina altında tutulduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, Rize vaka sayısının Nufüs oranında baktığımızda ikinci sırada yer alıyor. Bu korkutucu istatistik havaların ısınması ile tarla işleri için ilimize gelecek kişileri de listeye eklemeye başladığımızda içinden çıkılmaz bir hal alması kaçınılmaz.
Haftalardır durumun ciddiyetini bildiğimiz için sürekli okuyucularımı evde kalması ve sosyal mesafeyi korumaları konusunda uyardık. Bölgemizde yaklaşık 200 bin ailenin geçimini sağlayan çayda hasat döneminin yaklaşması acil önlemler arttırılmasını zorunlu hale getiriyor.
Gönül ister ki ilimizde yaşanan koronavirüs olaylarınının günlük şekilde şeffaf bir şekilde basına servis edilmesi. Bilgi kirliliğini önlemenin en kolay yolu belli aralıklarla topluma haber akışını sağlamaktan geçtiğini unutmayalım. Ama maalesef Rize’de teyid etmekte zorlanıyoruz. Vakadan ölen sayısını bile açıkladığında kıyamet kopuyor. Hemen günah keçisi ilan ediliyoruz.
Tüm okurlarımızı evde kalmaya davet ediyoruz. Daha güzel ve sağlıklı günler için hayatımızı en az bir hafta daha evimize ailelerimizle birlikte geçirelim.
Sonuç olarak Bugünden sonra işi daha sıkı tutmalıyız. İstatistikler içaçıcı değil. İstanbul’dan ilimize gelecekleri karantinaya alamazsak 2020 yılı Rize’nin kepenklerini indirme yılı olur. Bu işin şakası yok. Çay olmadan Rize olmaz ancak sağlık olmadan da yaşam olmaz.
Sağlıcakla kalın...