Burhan OKUTAN

Burhan OKUTAN

FİTNE MEYDANLARA İNDİ!

FİTNE MEYDANLARA İNDİ!

“Cami” ve “Cuma” kelimeleri Arapçada; toplanma, bir araya gelme manasına gelir. Araplar “cami”  yerine daha çok secde ve kulluk edilen mekân manasında “mescit”  kelimesini kullanmaktadırlar.

Camiler bütün Müslümanların ortak ibadet mekânıdır. Cuma Günü ise bütün Müslümanlara tahsis edilmiş haftalık bayram günüdür. Bu günde Müslümanlar hayatın muhasebesini yapmak üzere toplanırlar ve Cuma’ya ait namazlarını toplu şükür ve dua anlayışıyla eda ederler, yerine getirirler.

Camiler, nitelik itibarıyla İslam Ümmeti’nin ortak malıdır. İşlevi yönüyle evrensel bir kimliğe sahip olan camiler, mesajını duyurmak için minarelerinden ezan sesleri yükselir.

Allahü ekber; Allah en büyüktür.

Eşhedü en la ilahe illallah; Allah’tan başka ilah(tanrı) olmadığına şahitlik ederim.

Eşhedü enne Muhammeden Resulullah; Muhammet (s.a.v) Allah’ın resulü(elçisi) olduğuna şahitlik ederim.

Hayye alessalah, hayye alelfelah; haydi namaza, haydi kurtuluşa.

Allahü ekber; Allah enbüyüktür.

Lailaheillallah; Allahtan başka ilah(tanrı) yoktur.

Camilerimiz Akif’in ifadesiyle  “Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli” derken, bu ortak parolayla dinin evrensel kimliğine işaret eder. Camilerin ulusal kimliği ise sadece fiziki yapısıyla alakalı olup tanımlamak amacıyladır. Tarihsel bir kimlik olarak; Türk camileri, Arap camileri, Osmanlı camileri veya Emevi camileri derken, camilerin kimler tarafından inşa edildiğini, mühendislik, mimari ve estetik yönlerini daha iyi anlamamızı ve öğrenmemizi sağlar…

Bazı camilerin isimleri şahıs isimleriyle anılır olması ise cami inşasına olan teşvikten başka bir şey değildir. “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahret gününe iman eden, namazı kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar edebilir. İşte bunlar doğru yola erenler olabilirler.”Tevbe 18

Camiler;  hükümetlerin, halkların, şahısların, mezheplerin, ekollerin, partilerin, derneklerin veya başka kurum ve kuruluşların tasarrufunda amaç dışı hizmet vermesi düşünülemez. Sadece Allah’a kulluk adına onun rızasını kazanmak için bu mekânlar hizmet verir. Hatta evrensel kimlik taşıması hasebiyle cami minarelerine Müslüman halklara ait ulusal bayrakların asılması dahi uygun mütalaa edilmemektedir. Zira camilerimiz İslam Ümmeti’nin ortak değeridir.

Bunun bir ileri boyutu da vardır ki; camilerin amaç dışı hizmet vermesi durumunda bu camilerin “Dırar Mescidi” yani “zarar veren cami” olarak nitelenmesidir...

Allah’ın elçisi Medine’de İslam Devleti’ni kurunca münafıklar bu durumu hiç hazmedemediler. Ebu Amir adında bir münafık savaş meydanındaki mağlubiyeti sebebiyle Şam’a kaçar. Şam’dan haber göndererek Kuba Mescidi yanında bir cami inşa etmelerini ve Peygamberi de bu camiye davet etmelerini söyler. Böylece o camiye rağbet artacak ve kendiside camide imam olup çirkin emellerini gerçekleştirecekti. Ama Allah buna fırsat vermedi. Peygamber (a.s) uyarıldı ve “Dırar Mescidi” Allah’ın emriyle yıktırılmıştır…

“(Münafıklar arasında) bir de (müminlere) zarar vermek, (hakkı) inkâr etmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulüne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescit kuranlar ve: (Bununla) iyilikten başka bir şey istemedik, diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Hâlbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder” Tevbe 107

Şimdi camiler ve Cuma namazı üzerinde biraz tefekkür edelim. Şu sıralar cereyan eden tuhaflıklara bakalım…

Evet, fitne meydanlara inmiştir. “Sivil itaatsizlik” adı altında İslam Dini’ni çirkin emellerine alet ediyorlar. Cuma namazını meydanlarda eda etmek suretiyle Müslümanların birliğini, dirliğini ve kardeşliğini bozmak istiyorlar. Ayrılıkçı tohumlar ekerek içimize fitne ve fesat sokmak istiyorlar.

Lütfen bu tür maskeli eylemlere karşı uyanık olalım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Burhan OKUTAN Arşivi