Gece 4'lere kadar bilgisayar başında...
Benim eşim sorumluluklarını bilen bir insan.
İşten saat 8 gibi geliyor. Gece 4'lere kadar TV ve bilgisayar başında kalması beni düşünce olarak çok yoruyor. Acaba haram şeyler mi izliyor? Oysa ben süsüne ve giyimine dikkat eden biriyim. Eşimin ihtiyaçlarında da itaatkârım. Elimden gelse kamera koyacağım. Bana düşen doğru davranış nedir? (Rumuz: Beyazgül)
En doğru davranış, bulunduğu mekânı paylaşmak, yanında ve yakınında yer almak, kalbine girmek, duygularını kendinize çekmek ve üzerinizde yoğunlaştırmaktır.
Elektronik bir kamera değil de göz temasınızı artırın ve gönül kameranızı çalıştırın. TV'ye veya internete takıldığında yalnız bırakmamayı deneyin, sohbet etmeye, görüşlerinizi ve düşüncelerinizi dile getirmeye bakın.
Sıkmadan, tepki göstermesine meydan vermeden, bir muhabbet ortamı içinde sürekli üzerinde varlığınızı hissettirin.
Endişelerinizde haklı olabilirsiniz. Yanlış programlara girmesi konusunda şüphe edebilirsiniz.
Bir konuda araştırma ve bilgi toplama için bazı günler geç saatlere kadar bilgisayar başında kalınabilir. Fakat sık aralıklarla aynı tarzda devam etmesi normal bir davranış değildir.
Burada önemli olan eşinize sahip çıkmanız, ona suçlu gözüyle bakmadan kazanmanız, saygı perdenizi yırtmamanız, herhangi bir şekilde münakaşaya yol açmamanızdır.
Sorumluluklarını bilen, evine, işine, eşine bağlı birisi olması, sizin için bir artı değerdir. Bu yönünden azami derecede olabildiğince istifade edin. Fazla acele etmez de, sabır ve sükûnet içinde, telaşa kapılmadan akıllıca bir yol izlerseniz, bir sonuç alırsınız.
Bu konuda daha geniş bilgi için "Mahremiyet Okulu" setimizin "İhanetler ve Cinsel Sorunlar" kitabımızı gözden geçirebilirsiniz
Kız tarafı çok şey istiyor
Ben 30 yaşındayım. Evlenmek istiyorum ama maddi imkânım yok. Şimdiki kız tarafı, maddiyatı ön planda tutuyor. Bu da elimi, kolumu bağlıyor. Ne yapmamı tavsiye edersiniz? Bunun için çok sıkılıyorum ve bunalıyorum. (Rumuz: Ahmet)
Bugün maddi imkânı yerinde olanlar evleniyor da geliri zayıf olanlar, fakirler evlenemiyor diye bir iddiada bulunmak oldukça zor.
Herkes kendi durumuna, gelir seviyesine göre uygun birisini araştırıyor, buluyor ve yuvasını kuruyor. Günümüzde asgari ücretle çalıştığı halde evlenip aile geçindiren binlerce insan var.
Ancak bu meselede önemli olan, evlenecek kişinin belli bir işinin olması, düzenli bir çalışma hayatının bulunması, asgari ölçüde bir evi geçindirecek kadar bir gelir elde etmesidir.
Yoksa işsiz, güçsüz bir insanın evlilik hazırlığına girmesi düşünülemeyeceği gibi, böyle girişimde bulunsa bile tık nefes olacağı kaçınılmazdır.
Kız tarafının maddiyatı ön planda tutması genellikle bu yüzdendir. Çoğu aileler kızlarına talip olan kişiye işi gücünü sorarlar, gelirini giderini öğrenmek isterler, aileyi geçindirecek bir imkânının olup olmadığını araştırırlar. Ondan sonra kararlarını verirler.
Fakat bazı aileler bu konuda daha farklı tutum sergileyebilirler. Evi, arabayı şart koşarlar, kamu görevlisi gibi sabit bir gelire sahip olmasını isterler. Belli miktarda ziynet eşyasını ileri sürerler, ev eşyasında daha farklı talepte bulunurlar. Yani her yönüyle, dört başı mamur bir evin hazır olmasını beklerler.
İşte asıl problem burada ortaya çıkıyor. Bugün yüz binlerce genç bunun için evlenemiyor, yaşları ilerlediği halde bu yüzden yuva kuramıyorlar.
Sonra da önü alınmaz yanlışlar yaşanıyor, günahlar işleniyor, hatta cinayetler bile işlenebiliyor.
Sizin az da olsa bir geliriniz, belli bir işiniz varsa, hiç bunalıma girmeden, sıkılıp daralmadan önce kendi çevrenizden ve tanıdıklarınızdan size uygun birkaç adayı arayın, soruşturun. Sonra da size yol gösterecek, destek verecek bazı kimseleri bulun, "Bismillah" diyerek yola çıkın. Ümitsizliğe kapılmadan hazırlıklara başlayın.
Bu konuda Kur'ân şu yolu gösteriyor:
"Bekâr olanlarınız ile köle ve cariyelerinizden evlenebilecek durumda olanları evlendirin. Onlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Çünkü Allah'ın lütuf ve ihsanı pek geniştir; O her şeyi hakkıyla bilir." (Nisa, 4:32)