Ahmet TAŞGETİREN

Ahmet TAŞGETİREN

Halep: Çok sesli bir ölüm

Halep: Çok sesli bir ölüm

Ölüm sırası Halep’e geldi Suriye’de.

Fransa’nın BM temsilcisi “2. Dünya Savaşından bu yana en büyük insanlık faciası” diye nitelemiş Halep’te yaşananları.  

Elhak doğru.

Halep yanıyor!

Ve biz “Halep yanıyor!” çığlığı atmaktan öte bir şey yapamıyoruz.

Cesetler, cesetler...

Bombalanmış evlerden, okullardan, hastanelerden kurtulmak için çırpınan kadınlar, çocuklar, babalar, dedeler...

BM’ye çağrılar bir sonuç verecek mi?

Vermez, biliyoruz.

Putin’le iki hafta içinde üç kere telefonla konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan. Halep’i söyledi mutlaka. “Bu kan dursun” demiş olmalı.

Esed ölüm kusuyor, Rusya Esed güçlerine antrenörlük yapıyor.

Putin nerede?

Putin’in bu ölümleri durdurma diye bir sorumluluğu yok mu? Halep konusunda ne der Putin? 1 milyona yakın insan öldü Suriye’de bugüne kadar. 3 milyon Suriyeli sadece Türkiye’de mülteci konumunda.

Ölümlerle, ölümden kaçışlarla neredeyse bir ülke insansız hale geliyor.

Sadece Esed ve Rusya kalsın.

Bu mudur bu çağın insanlık kriteri?

Rusya ile uçak düşürme krizinden sonra ilişkiler yeniden ısındı, ya da ısınma sürecine girdi. Batı ile ilişkilerimiz de sorunlu ve biz “Acaba Şanghay İşbirliği Örgütü yeni bir açılım alanı olabilir mi” gibi bakıyoruz. Orada da patron Rusya, Putin.

Öyleyse...

“Rusya ve Putin’le ilişkileri germeye gelmez” mi demek lazım?

...

Amerika, Çin, Fransa, İngiltere... Rusya ile beraber, BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi.

Ne derler Suriye için? Oradaki insanlık dramı onları ilgilendirmez mi? Yoksa üç maymunu mu oynarlar? Rusya ile Amerika, mesela DEAŞ’la mücadele için anlaşır da, neden Esed’in cinayetlerine karşı hamle yapmazlar?

Amerika neyi oynar Suriye’de, Rusya neyi oynar?

Avrupa Birliği...

Kapısını çalacak mülteciler için eteğinin tutuşması kadar, Suriye’de milyonlarca insanı memleketlerinden kopmaya zorlayacak şartları değiştirmek için hamle yapsaydı, ne Aylan bebekler faciası olurdu, ne Umran bebekler...

Esed - Putin Suriye’yi kan gölüne çevirsin, oradaki İslam medeniyet birikimi berhava olsun, milyonlarca mülteci Türkiye’nin ekonomik kıskaca sürüklenmesine yol açsın, Irak bir başka anaforun içine sürüklensin, Türkiye – Suriye – Irak – İran.... İslam ülkeleri olarak mezhep, etnik aidiyet, sınır mücadeleleri içine sürüklensin... Ve Türkiye adına seslendirilen “küresel sistem sorgulamaları” boğulsun gitsin...

Halep de böyle bir küresel anaforun kurbanı olsun... Kundaktaki bebelerine varıncaya kadar.

İnsanlık varsın ölsün.

İnsanlığın kaçıncı ölümüdür bu son yüzyıl içinde...

“Kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne bela” denildiği zamanlardan başladı bu çürüme.

Obama’nın iradesizliği mi bıraktı Suriye’yi Esed vahşetine?

Peki Putin’in nesi bıraktı, demirden iradesi mi?

Varil bombalarına kim göz yumuyorsa Halep’in katlinde onun parmağı vardır. Lamı cimi yok. Akdeniz kıyılarından cesetleri toplanan Aylan Bebek ‘i de onlar öldürdü, Umran Bebek’i de... Şimdi Halep’te, yıkılmış hanümanlar içinden çıkarılan bebeklerin kanında da onların parmağı var.

ABD görmüyorsa, insanlığa kör!

AB kör!

BM kör!

Rusya, Çin, İran ne?

İslam dünyası ne?

İnsanlık ne?

Ah Türkiye! Şu sıralar bu ülkenin yufka yüreğinde Halep için seferberlik çağrıları dolaşıyor. Kazaklar, eldivenler, ayakkabılar, hırkalar... Belki oyuncaklar... Hala can taşıyan çocuklar varsa? İyi ki varsınız bu toprağın insanları...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Ahmet TAŞGETİREN Arşivi