HALKI SİYASETE ALET ETMEYİN
Siyaset Arapçada “seyis”(at bakıcılığı) kökünden gelmektedir. Siyasal manada siyaset, devleti ve halkı idare etme sanatıdır.
Demokrasilerde bu idare tepeden inme değil, seçimle, tüme varım metoduyla yapılır. Bu manada demokrasi, “halkın iradesine dayalı bir sistem” olarak tanımlanır.
Cumhuriyet, “halkın kendi kendini yönetmesi” ise; demokrasi de bu yönetimde en önemli argümandır. O halde “demokrasi” amaç değil, araçtır.
Demokrasinin olmazsa olmazı, seçimlerdir. Türkiye’de zaman zaman bu sisteme eleştirel yaklaşanlar olmaktadır.
Demokrasinin “salt parmak sayısıyla” adaleti tesis edemeyeceğini savunanlar var…
“Dağdaki çobanın oyu ile” kendilerinin oyunu bir saymayan bir kesim var. Bu kesim, kendilerimi toplumda imtiyazlı görürler. Hatta daha da ileri giderek halkı “bidon kafalı, aptal” gören sanatçı ve aydın güruhu var…
Bu güruhun sahip oldukları şan, şöhret, mal, mülk ve refahlarının halka borçlu olduklarını göremezler. Görmek istemezler. Halkı sadece kendi saltanatlarını sürdürmek içim “basamak” görürler. Halktan nemalanırlar, halkçılıktan dem vururlar. Halka nimet paylaşımında çok az pay ayırırlar. Yeter ki “kendi saltanatlarına bir halel gelmesin” isterler. Zira halk, onların nezdinde avamdır, her türlü fakr-ü zarurete alışıktır. Kendilerinin tuzu kurudur…
Puslu havalarda, saltanat davasında, zora kaldıklarında “dağdaki çobana” sığınırlar…
Halkı demokrasiye alet ederler. Gerçekleri gizlerler. Politikanın çok yüzlü yönünü bütün yüzsüzlükleriyle tatbik ederler. Halkın önemli bir kesimi, “bu insanları biz seçiyoruz” zanneder. Halk için siyaset yapıyoruz derler ve halkı demokrasiyle yönetime alet ederler. Demokratur…
Siyaseti “dağdaki çobana ve bidon kafalı aptal halka” pazarlarlar…
İşte önümüzde 12 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi var. Milletvekilliği için geri sayım başladı. Siyasi partiler aday adaylarını belirlemeye başladılar. Hadi hayırlısı bakalım…
De ki: "Ey mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Hiç kuşku yok sen her şeye kadirsin. Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Ve dilediğine sayısız rızık verirsin." Al-i İmran Süresi, 26-27
Halkı “siyasete” alet etmeyelim…