Her şey yolunda mı?
Alıştık! Adrenalini yükselten bir süreç yaşıyoruz. Evet, her an her şey olabilir. Her şey mümkün. Ama öte yandan tarihin akış yönü belli ve gelişmeler doğru yönde ileri doğru.
Tarihin kavşak noktalarından birindeyiz. 3’ün 3.’sü, yani faşizm ve komünizmin yıkılışından sonra kapitalizmin yıkılışına şahitlik ediyoruz. Buna dayalı olarak Siyonizm için de “tarihin sonu” geldi gibi. Korktukları bir şey vardı, o da gerçek oluyor. Hani şu “Medeniyetlerarası çatışma” dedikleri şeyden söz ediyorum. Şimdi onlar için “Tanrıyı kıyamete zorlamak”tan başka yapacak bir şey kalmadı.
Kimse bugünden yarına işlerin yoluna girmesini beklemesin. Ama bu işlerin kötüye gittiği anlamına gelmiyor. En azından çalan çanlar, batı dünyası için. Baksanıza ABD’nin iki yakası bir araya gelmiyor. İspanya’da işler karıştı derken şimdi İtalya’da referandum tartışmaları başladı. Avrupa kaynıyor. Batıda faşizmin önlenemeyen yükselişi, liberal, sol, demokrat kesimi derinden kaygılandırıyor.
Bizdeki duruma gelince, Anadolu cephesinde yeni bir şey yok. CHP eski CHP, HDP eski HDP. Akşener bakalım ne yapacak. Medya desteği fena olmasa da, bir varlık göstermesi çok zor. Görünen o ki, yeni bir “Cem Uzan vakası” bile değil.
Suriye, Irak malum. Barzani geç de olsa kaçtığı şeye doğru koştuğunun farkına vardı. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu garibim. Kürdistan hayalleri yerle bir oldu.
ABD yönetiminin kutladığı PYD zaferi tam bir komedi. Hani, Rakka’yı DEAŞ’tan geri aldılar ya! Sahi Rakka’yı PYD’ye kim, nasıl verdi. Cevap açık değil mi? Musul’u’ kim verdi ise Rakka’yı da onlar verdi. Ya da Rakka’yı kim verdi ise Musul’u onlar verdi. DEAŞ’ın PR’nı yapmak için kelle kesme seanslarını kimler düzenlemişlerdi? Rakka’nın PYD’ye geçmesi, basit bir devir teslim olayından başka bir şey değildir. “İslam”a hizmet eder gibi görünen DEAŞ ile, karargahında ABD bayrağı asılı, ABD’nin ellerine tutuşturduğu silahla savaşan PYD Marksist bir örgüt değil mi, idi. Sahi, Selahaddin’in çocuklarını yeni haçlılara asker yapan anlayış nasıl bir anlayıştır! Maalesef soğuk-savaş döneminin yöntemleri hâlâ revaçta. Her şey çok açık: Birileri aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye devam ediyor. Şii, Sünni, Vehhabi etiketli çatışma da bundan başka bir şey değil. Aslında “DEAŞ” ya da “Haşdi Şağbi” arasında ne fark var.! Şii-Sünni, Kürt-Türk, Arap farketmiyor.. FETÖ ile PKK’yı bir araya getiren akıl hangi akıldı! Aslında BÇG ile FETÖ çatışsa da, bunların arkasında aynı ülkenin kriptoları var! Bakın DEAŞ gidiyor, PYD geliyor. Değişen bir şey yok. Senaryo aynı olduktan sonra oyuncuların değişmesi fazla bir şey ifade etmiyor.