“İLLUMİNATİ” KORKUTMACASI!
25-30 yaş üstü insanlar bu kelimeye pek alışık değillerdir. Belki de hiç duymayanlarımız vardır. Çünkü yeni yeni literatürümüze girmektedir. Daha çok gençler arasında biliniyor!
İlluminati, dünyayı yönettiğine inanılan ve insanlardan oluşan bir teşkilat olarak tarif ediliyor. Yani bu teşkilatın onayı olmadan kişiler yükselemiyor veya en azından bu teşkilatın her şeyden haberi vardır iması pompalanıyor!
Bu fikir, gençlerin zihnine değişik şekillerde sokuluyor. Çizgi filmlerle, iletişim araçlarıyla veya medya vasıtasıyla sokuluyor!
Diyelim ki, topluma faydalı olabilecek her hangi bir insan, kaza sonucu veya faili meçhul şekilde ölür veya öldürülürse, hemen o teşkilata mal ediliyor. Kısacası gençlere şöyle bir imaj enjekte edilmekte; ayağınızı denk alın o teşkilattan (illuminati) habersiz adeta memlekette kuş uçmuyor.
Bu bir aldatmaca ve korkutmacadır! Yani fitne ve fesat şebekeleri, gençlerin elini kolunu bağlamak ve her hangi bir alanda atılım yapmalarını önlemek için senaryo uyduruyorlar. Ta ki korksun ve gelecekleri hakkında endişe edip tedirginlik yaşasın!
Hâlbuki bizler Allah’a ve O’nun isim ve sıfatlarına inanan insanlar olarak, itikadımız şu ki, yeri göğü yaratan, sonsuz gücü olan, her şeye hâkim olan bir Allah’ımız vardır. O her sesi duyar, her şeyi görür, O’ndan habersiz hiçbir şey olmaz olamaz!
Bu inanışımız şayet lafta kalmazda fiiliyata geçerse, o tür engellemeler önümüzde duramaz. Allah’ın izni olmadan bir yaprak bile sallanmıyorsa, daha neden korkalım ki… Yani korkacak olduğumuz merci bellidir. Goethe’nin şu sözünü unutmamalıyız: “Korkacağımız tek şey, korkunun kendisidir.”
Bizleri korkaklığa sürükleyen ve korkak yapan her şeyden uzaklaşmalıyız. Çünkü korkaklık, her hayırlı faaliyete çelme takar. Publilius Syrus’un dediği gibi: “ Korku bütün faziletlerin önüne set çeker.”
Onun için uyanık olalım gençler! Elimizden gelen her hayırlı hizmete koşalım! Bunu yaparken de, başkasına misilleme olsun diye değil, haklara riayet ederek ve Allah’ın rızasını gözeterek yapalım!
Sonuç olarak Eflatun’un şu sözünü hiçbir zaman unutmayalım: “ Korkaklar, hiçbir zaman zafer abideleri dikmemişlerdir.”
Korku hissimizi yerinde kullanmak dileğiyle saygılar sunarım.