Kenara koymayalım...
Bazen kısacık bir cümle, bütün ülkedeki temel sorunu ortaya koyabiliyor.
Başbakan Erdoğan, Abdullah Öcalan’la ilgili olarak şöyle diyor:
“Ailesiyle görüşmesinde bir engel yoktur ama avukatlar noktasında onu bir kenara koyun.”
Kenara koyulacakmış.
Herhangi bir ülkede bir başbakanın bir mahkûmun avukatlarıyla görüşemeyeceğine karar verme yetkisi var mıdır?
Hukuka saygılı hiçbir ülkede böyle bir yetkisi yoktur.
Amerika’da, Almanya’da ya da Fransa’da, Obama, Merkel ya da Hollande, “o mahkûm avukatlarıyla görüşemez” diyebilir mi, diyemez.
Böyle bir yetki Suriye’de, Sudan’da, Kuzey Kore’de diktatörlere tanınmıştır belki ama “hukuk sistemiyle” yönetilen hiçbir ülkede mahkûmların kimlerle görüşeceği kararı başbakana ait değildir.
Bizim sistemimizde de başbakanın böyle bir yetkisi yoktur.
Başbakan Erdoğan, hangi hukuki yetkisine dayanarak bir mahkûmun avukatlarıyla görüşemeyeceğine karar verebiliyor?
Abdullah Öcalan kim olursa olsun, suçu ne olursa olsun, bu ülkenin hukuk sistemine göre mahkûm olmuş ve bu ülkenin hukuk sistemine göre hakları bulunan bir mahkûm.
Ne onun ne de başka bir mahkûmun haklarını bir başbakan yasaklayabilir.
Bunu yapmaya tevessül ettiği anda hukuku çiğner.
Öcalan’ın akrabalarıyla ve avukatlarıyla görüşmemesi için bir “disiplin” cezası alması, bu cezanın da bir süresi olması gerekir.
Hapishanedeki hangi davranışından dolayı ve ne kadar süreliğine “tecrit” cezası aldı?
Eğer “tecrit cezası” aldıysa akrabalarıyla nasıl görüşecek?
Eğer “tecrit cezası” almadıysa avukatlarıyla neden görüşemeyecek?
Bizim hukuk sistemimizde bir mahkûmun “akrabalarıyla görüşüp, avukatlarıyla görüşemeyeceğini” söyleyen herhangi bir madde var mı?
Hukukta böyle bir madde olabilir mi?
“Ben bir mahkûmu akrabalarıyla görüştürürüm ama avukatlarıyla görüştürmem” diyen bir başbakan, “ben hukuku tanımam” demiş olur.