Heykel, cami, palavra
Işıklar içinde büyük bir gemi büyük güvenle suları yararak menziline doğru ilerlerken, birden kaptan geminin rotasını değiştirip kayalıklarla dolu karanlık sulara doğru gitmeye başladığında, durumu görenler “orada kayalıklar var, yanlış rotadasın” diye bağırırlar.
Bunun cevabı, “ama sabah kahvaltısı çok güzeldi, beyaz peynir muhteşemdi, üst güvertede çıkan kavgayı ayırdılar” değildir.
Gemi, kaptanın yolculara daha önceden gitmeye söz verdiği doğru rotada ilerlediği sürece, geminin içindekiler konuşulur ama gemi rotasından saptığı ve kayalıklara doğru ilerlemeye başladığı andan itibaren, “geminin içindeki iyi işler” önemsizleşir.
Gemiyi bekleyen “hayati tehlike” tek ve önemli konu hâline gelir.
Durumu henüz görememiş yolcuları “yemekler çok güzel, kuşetlinin yatakları çok yumuşak, yüzme havuzunun suları çok temiz” diye kandırmaya çalışmanın yaklaşan tehlikeyi önlemekte hiçbir rolü yoktur.
Gemiyi karanlık sulara çeviren kaptanı “ikna etmeye” uğraşmanın da büyük bir faydası olmaz.
Gemiyi “kaçırmaya” karar vermiş kaptan öyle nasihatle falan dönmez yaptıklarından.
Durumu bütün yolculara anlatmak ve onların hep birlikte “doğru rotaya dön” diye bağırmasını sağlamak gerekir.
Bu da öyle fısıltıyla, yumuşak konuşmalarla değil, çığlık çığlığa yapılacak bir iştir.
Türkiye’nin rotası değişiyor.