İSRAİL VE YAHUDİLİK
Hani denir ya, “sözün bittiği yer” diye…. Aynen bu durumu yaşıyor gibiyiz.
Aynı şekilde karşılık versen, dünya rahatsız olacak, vermezsen sabretmesi de zor. Zor oğlu zor. Dedik ya, “sözün bittiği yer” diye….
Dinimize göre güçlülüğün ölçüsü haklılık iken, başta İsrail olmak üzere bazı Batı ülkelerinde haklılığın ölçüsü güçlülüktür. Yani daha açık ifade ile İsrail ve yandaşları diyorlar ki, “ben güçlüyüm o halde haklıyım.” Fakat biz Müslümanlar nezdinde ise “ben haklıyım o halde güçlüyüm” dür.
Bu konuyu teyid eden İslam tarihinde çok örnekler vardır. Başta Peygamber Efendimiz (asm) bir ceza uygulamasında en sevdiği evladı olan kızı Hz. Fatma’yı örnek göstermesi, Hz. Ali’nin (O zaman halifedir.) bir Yahudi ile aynı mahkemeye çıkmaları, yine Fatih Sultan Mehmed’in bir Rum mimar ile eşit şartlarda aynı mahkemede sorgulanması, bu tip olayların İslam beldelerinde geçerli olduğunu göstermektedir.
Gerçi konumuz bu değil, fakat bunları bilmez ve uygulamaz isek yanlış adım atarız. İsrail hep yanlış adım attığı halde ciddi bir tepki almıyor, fakat aynı durumu biz yaparsak dünya kamuoyu bizi tükürükle boğar. Böyle yapmaya önce inancımız müsaade etmez, acı bir gerçeği tespit için bunu söyledim.
Velhasıl şunu söyleyelim ki, bu tür olayları sadece lanetlemek yetmez. O lanetin içinin meşru daire de doldurulması gerekir.
Bu vahşet, İsrail için sonun başlangıcıdır diye düşünüyorum. O ruh yapılarıyla ne kendileri dünyada rahat eder, ne de insanlara huzur verirler. Dünya sahnesinden çekilmesine de az bir zaman kalmıştır. Hemen şimdi bir şiir aklıma geldi.
“Ne kendisi etti rahat, ne millete verdi huzur
Çekildi gitti dünyadan, dayansın ehl-i kubur.”
Tabii ki çekilene kadar da maalesef insanlara çektiriyor.
Yüce Rabbimiz “O Yahudilerin üzerine, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, bir zillet ve hakaret damgası vurulmuştur.” Buyurmuyor mu?
Peygamber Efendimize ve diğer Peygamberlere neler yaptıklarını unutmak mümkün mü?
Birkaç ayet meali ile bitirmek istiyorum: “ Allah’ın ayetlerini inkâr edip Peygamberleri haksız yere öldüren ve insanlardan da adaletle emredenleri katleden kimseleri pek acı bir azapla müjdele.” (Ali-imran 62)
“Onlar, İsa’yı inkâr etmeleri, Meryem’e pek büyük bir iftirada bulunmaları ve “Allah’ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa’yı biz öldürdük” demeleri sebebiyle de lanete uğramışlardır. Onu ne öldürdüler, ne de astılar, fakat başkası ona benzetildi de onu öldürdüler.” (Nisa Suresi 156-157)
“Yahudiler İsa’yı öldürmek için hile yaptılar. Allah’da onları kurdukları tuzağa düşürdü ve İsa diye kendilerinden birini öldürttü. Allah hileyi hile ile cezalandıranların en hayırlısıdır.”(Ali-imran 54)
Bizde son ayetteki dua ve buna katacağımız başka dualarla bitirelim: “ Allah hileyi ile ile cezalandıranların en hayırlısıdır.”
Fakat üzerimize düşen doğruları yapacağız, Allah’ın işine karışmayacağız. Çünkü mülk sahibi O ’dur. O istediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir.