Karşılıklı Güven Erozyonu
İnsan ilişkilerinin temelinde iyi niyet vardır.
Karşılıklı güven ve içtenlik erozyona uğramışsa ilişkinin kopması kaçınılmazdır.
Hayat budur. Evlilikler, iş ortaklığı, dostluklar, arkadaşlıklar..
Bunun birde futbol takımı versiyonu vardır..
Oda bizde maalesef yok. Hani o ilk haftalarda teknik ekibinden, yönetimine, futbolcusundan, taraftarına sımsıkı bağlanan samimi dostluklar karşılıklı güven erozyonuna uğradı.
Teknik kadro baştan beri haykırıyor..
Transferlerde geç kalıyoruz. Biz yeni bir lige yükseldik ve burası Süper lig. Biran önce listemde yer alan oyuncular alınsın , bu ligde kimin kimi yiyeceği belli olmaz, ona göre kaliteli oyuncular kadroya almamız şart..
Hoca devam ediyor..
Sakatlıklardan dolayı şans verdiğim oyuncular maalesef fos çıktı..Çok isteyip aldırdığım Hurşut’un tek maçı yok, bu oyuncu ayağını konuşturacağına, sadece ağzını konuşturuyor..
Rıza hoca en son çok güvendiği taraftara da Kayserispor maçı öncesi ;” Hani neredeler” dedi…
Yönetim kanadı derki…
Ayak, yorgan, bütçe meselesi..
Mali disiplinden asla taviz vermeyiz..
Hoca her maç sonu ağlayacağına işine baksın . Teknik, taktik onun işi..
Biz kendisine iyi bir hamur aldık. O da göstersin ustalığını..
Futbolcu derki..
Hocanın prensleri var. Kötüde olsa, onları oynatıyor, idmanlarda onlara yakınlık gösteriyor..
“Ah ulan o as oyuncular bir sakatlık yaşasa da, hoca bize gebe kalsa..Biz o zaman yapacağımızı biliriz”…
Ben zaten oynasam da, oynamasam da kontratıma yazan paramı alırım, sevginin olmadığı, bana güven duyulmadığı yerde ne kendimi yırtacağım…
Taraftar derki..
Ben zaten yıllardan beri esas oğlanı hiç sevmedim..
Aha en son Karabük deplasmanına bir midibüs giderken sarhoşun biri biçti bizi , ölümden döndük..
Yönetimden bir Allahın kulu neyiniz var ? Geçmiş olsun , yardıma ihtiyacınız var mı? Demedi..
Oysa ki aynı hafta Bursa taraftarı Sivas’a giderken yol üstü lokantayı talan etti, iş yeri sahibi darp etti ve karakolluk oldular. Ne yaptı Bursa yönetimi? Ta Sivas’tan Çankırı’ya geri döndüler. O sarhoş taraftarlarını karakoldan tek tek toplayıp Sivas’a kadar eşlik ettiler.
Tabi bizim yönetiminde Allahı var, es geçmeyelim..
Bir çok gruba sezon öncesi kombine dağıttılar, bir nevi sadakat belirtisi..
O kombineleri almayıp, kendi çoluk çocuğun rızkından kesip kart alanları ayrı tutuyorum..
Taraftardan devam edelim ve sahaya inelim..
Hoca diyor ki bu maçta taraftara güveniyorum, gelsinler bize destek olsunlar..
Bir insan dükkâna niye girer?
Yok bir şey. Dükkan boş.. İlk beş hafta mücadele vardı, hırs vardı, ligde oturmayan takımlardan alınan üç puanlar vardı.
Şimdi onlarda yok. Kaleye gidemiyorsun, ortada top yapamıyorsun, haftalardır tökezliyorsun, hücumda etkisizsin, yediğin goller kopya goller ve önlem alamıyorsun.
Hani her hafta dalgalı bir oyun oynarsın da, bu takım ne yapacağı belli olmaz diyeceğim, o da yok ! Ligde yoğun bakımda olan takımlara bile “İlaç değil, serum takviyesi” oluyorsun..
Sebebi belli. Gücün yok, kaliteli ayağa sahip değilsin, lig oturdu ve en önemlisi yukarda saydığım dört saç ayağında karşılıklı olarak “güven erozyonu” hat safhaya ulaştı.
Kayserispor maçını irdelemeye gerek yok. Kayseri takımı Rizespor’u bundan 15 gün önce oynadığı ve 3-0 mağlup olduğu Beşiktaş maçı bitiminde kazanmıştı zaten bu maçı.
Hırvat teknik adam ustaca istifa etti ve takımına şarj verdi. Yani ters manipülasyon yaptı. İşte o futbolcular kenetlendi ve senin için varız diyerek, hocalarına sarıldılar.
İlk devrenin bitimine beş hafta kala biz dibe vurduk. Siz bakmayın puan durumuna haftalardır yazıyorum, yanıltır diye..
Aynı şarjı ben hocadan bekliyorum. En azından bir Uğur Tütüneker’in Konya’da yaptığını yap. 3-4 idmana çıkma, birilerine mesaj ver. Tabi o cihazda o mesajı atabileceğin şarjın kaldıysa?