Kekeme yazı
Suriye’de sıcak çatışmalar yeniden başladı. PKK ve PYD kamplarına dönük operasyonlarda bir Anka düşürüldü.. Bölgede Ruslar ve Amerikan askerleri aktif. Doğumuz, Batımız, Kuzeyimiz ve Güneyimizde sıcak gelişmeler yaşanıyor. Ben bugün, son sıcak gelişmelerden bağımsız, kekele bir dille, bazı şeyler anlatmaya çalışacağım.
Ermenistan’ın komşuları, batısında Türkiye, kuzeyinde Gürcistan, doğusunda Azerbaycan ve Rus barış gücünün yer aldığı Laçin Koridoru, güneyinde ise İran ve Azerbaycan'ın bir parçası olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti yer alır. Bu tatbikat hangi düşmana karşı? Daha dün de ABD Ermenistan ordusu ile sınırımızda tatbikat yapıyordu!.
Buradaki ülkeleri aslında Türkiye ve Azarbaycan’ı, Nahcıvan’ı “bir” sayabilirsiniz. “2 dövlet tek millet” yani. Kars İslam Cumhuriyeti gibi bizimkilerin Ruslardan alıp kurdukları bir devlet. İran - Rusya ile birlikte hareket ediyor. Gürcistan taraf değil, geriye kim kaldı. Fransa Ermenistan’a askeri yardıma hazırlanıyor. Niçin, kime karşı!
Bu arada biz NATO üyesiyiz değil mi? AB kapısında yarım asırdır, “domuz ağılının kapısında, anaç domuzun emzirmesi için bekleyen koyun gibi” 50 yıldır bekliyoruz. Laikçiler toplumsal dönüşümü sağlayamadı diye, sopa işe yaramayınca içeriden birileri ile bu işi becermek istediler. İl zamanlarda AB üyeliği için geri sayan bir saati Ankara meydanlarına bile diktiler ama yine olmalı. Şimdi birileri HABAT, AGARTA üzerinden bu işi halletmeye çalışıyor ama, şu Adnan Oktar davası da nereden çıktı ise. Adnan Hocanın Patronlarını sahi BEŞTEPE’ye kim taşıdı. Erdoğan’ı Hacı Bektaş için Nevşehir’e gim götürdü. AGARTA şenliği yapıldığı gün, bu ziyareti denk getirdi.
Epatein, RasPutin karması çakma Mehdi’nin kim derdi ki sırtını HABAT’a dayıyor. Sakın bu gün HABATı Beştepeye çıkartanların abileri, dün bir yüzü ile Kemalist, öteki yüzü ile, Adil Düzenci, Milli görüşçü bir yapının içinde gizlenen, ellerinde İskenderpaşa’nın Ramuz-el ehadis’i ile, bize Masonluğu, Siyonizmi, Darvini ve Mehdiliği anlatacaklar. Komünizme, Dinsizliğe karşı Risale-i nuru referans gösterecekler. Bu nasıl bir şey! Öte yandan, Adnan Oktar’ın aile bağlarına, sponsorlarına bakmak gerek. Adamla Kemalist maskesini takıp eş zamanlı, Koçlarla birlikte, iç içe hareket ediyorlar.
Adnan hocanın arkasında duran güçler şimdi bir yandan İslam dünyasındaki mehdilik konusunda Şii-Sünni arasında fitneyi örgütlerken, öte yandan NUHİ YASALAR ile Yahudilik, Hristiyanlık, Müslümanlık ve artık kimleri için din haline getirilen Kemalizm’i ve biraz Asya rüzgarı olsun diye kök ve anaç bir din olan Brahmanizm karması bir dinin misyonerliğine soyunuyorlar.
Hay Allah, HABAT bir yandan da BEŞTEPE ile yan yana, öte yandan bunlar OKTAR’ın ana sponsoru, ama OKTAR içeride. “Kızıl Soros” içeride, “Kızıl sorunun arkadaşı” BEŞTEPE’de. TESEV neyin nesi idi? Bir yandan bu işlerin başındaki isme Devlet nişanı vereceksiniz, öte yandan o aynı ekipteki birilerini sanık sandalyesine oturtacaksınız. Uluslararası sistemle can-ciğer kuzu sarması olacaksınız, sonra da emperyalizme meydan okuyacaksınız! Adama sormazlar mı, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diye.
Bu gün AK Partinin kongresi var değil mi? Bu kongrede bunlar konuşulacak mı? Bu günkü kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan parti yönetiminde doğru yönde ileri doğru bir adım atılacak mı, Çakma Ömerler’in yerine Adil Ömer’ler öne çıkartılabilecek mi? Bunlar konuşulmayacak, olmayacaksa bu kongre niye yapılıyor ki. Gazi Mustafa Kemal Atatürk hazretleri zamanındaki Tek Parti CHP kongrelerinden ne farkı kalır kongrenizin. Her şey önceden belirli ise, geriye Demokrasicilik oynamak kalıyor. Sonunda bu işin içine Şeytan karışıyor tabi. Ve ne Adalet kalıyor ne de kalkınma oluyor sürecin sonunda. Zaten bizim vakıf, dernek, hatta şirketlerde, kooperatiflerde de böyle oluyor. “Çarıklı erkanı harp” görünümünde bizim çakma lobilerimiz, PR şirketi şeklinde bu işin ihalesini alıp, trollerle filan, algı operasyonları ile bu işleri yapabiliyorlar. Biz bu tür oyunları oynamaya bayılıyoruz. Pahalı, gerçekte “eli ayağı boş değil, tuttuğu iş değil” bir iş de olsa, sonuçları itibarı ile, siyaset piyasasında bu tür şeyler iş yapıyor!
Aha size bir başka haber: ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House'un “İnternette Özgürlük raporu”nun “2023 sonuçları”na göre, “Türkiye'de internet özgürlüğü bu yıl da geriledi. Raporda Türkiye'de hükümetin, seçim döneminde yapay zekayı kamuoyunu manipüle etmek için kullandı”, iyi mi!? Tam yerine denk geldi, “manzara” olsun diye, bu haberi koyduk! Batılı dostlarımız yine bizi KEKLEMİŞLER.. Biz de Keklene keklene KEKEME olduk, nitekim! Onlar biliyorsunuz AİHM kararı ile, FETÖ’den tutuklanan binlerce kişinin salınmasına kapı aralayan bir karar aldı. Yarın benzer bir kararı PKK için alırlarsa şaşmayın. Hadi çıkın bu işin içinden çıkabilirseniz. Biz NATO üyesiyiz, AB’ye adayız. Öte yandan PKK ile “savaşıyoruz”!?, Ama müttefiklerimiz FETÖ’yü de, PKK’yı da bize karşı himaye ediyor, eğitiyor, donatıyor. Biz de Terörle mücadele ediyoruz kahramanca! Bu ifritten durumun kılını çekmez akıl. Bu yazı onun için KEKEME oluyor.. “Uluslararası sistemle uyum içinde ilerlemeye devam. İşaret geldiği gün batıdan İstanbul sözleşmesi, Lanzarote örneğinde olduğu gibi, AK Parti / CHP, MHP/HDP oy birliği ile. Gazi zamanında da öyleydi, bazen tercüme kadınlar, tercüme yanlışları ile TBMM’ye geliyor, gerekçesiz olarak genel kurula getirilen teklifler, müzakeresiz olarak oy birliği ile kabul ediliyordu. Çatlak ses çıkartanın kellesi, boynu üzerinde durmayabilirdi icabında.. Bugünde çok da farklı değil, tercüme yanlışı ile genel kurula geliyor, teklifi okumamış birilerini konuşturuyorlar ve sonra da oybirliği ile kabul ediyorlar. O “kellesi boynu üstünde olmayabilecekler”, bugün, o koltuk üstündeki adam tümden oradan koparılıp, “Ehliyet ve liyakat / İstişare ve Şura” bağışık bir takım işlemlerle, Bankamatik kadrosundan “canlı cenaze”ye dönüştürülüyor. “Nefes alıp vermekle canlımı sayılır sanki şerir / Demirci körüğü de hava alır ve verir.” Politik magazin faslından size iki haber daha.. Biraz nefes alın, rahatlayın diye buyurun: Bu arada Ayşenur Aslan serbest bırakıldı da, Merdan Yanardağ gözaltına alındı. Yanardağ “alev, kül ve duman” demek! Nereden bizi bulur bu işler. Zamanla, olay ve adı geçen isimler, ilginç. CHP’ye Gündoğdu. Yanardağa sahip çıkacaktır. Yar bana bir eğlence! (bizim eğlence de böyle, biraz Sadistçe ve biraz Mazoşist, yani SadoMazo, taraflar birbirine işkence etmekten ve işkence etmek için işkence görmekten memnun. Bunun keyfini SadoMazolar daha iyi anlar.) Stres atmak isteyen, her iki taraftan birilerine gün doğdu bu vesile ile.. “Terör” iyi bir sakızdır bu arada. Herkes uzun süre çiğneyebilir, çeneleri yorulana kadar!. Son bir haber: Altın portakal film festivali de iptal edilmiş.
Biz bu ahval şerait altında, bir türlü “Hayır” diyebilen bir ülke olamadık. “One minute” “Dünya 5’den büyüktür” sloganları bir hıçkırık gibi boğazımıza takıldı kaldı. Sonunda birileri bizi Habatın kapısına mecbur etti. İnşallah 2.YY’girerken bu hikaye 50 yıl daha sürmez.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın 5 Ekim'de 3. Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) toplantısının yapılacağı İspanya'nın Granada kentinde görüşmesi planlanmıştı. Ama Erdoğan toplantıya dahil edilmeyince Aliyev de katılmaktan vazgeçti. Bu arada Erdoğan’ın “soğuk algınlığı” sebebi ile bu toplantıya katılamayacağını açıklandı.. Zaten bu toplantından 2 gün sonra da AK Parti kongresi var. O kadar yolculuk, orada yoğun bir mesai, Ankara’da ise hem parti kongresi var ve hem de ülkenin yoğun bir ekonomik ve siyasi, acil çözüm bekleyen stresli bir gündemi var..
Bu toplantı aslında son derece önemli. Aralarında Kıbrıs adına Rumların da olduğu 50 ülkenin devlet veya hükümet başkanlarının katılması beklenen AST’de “dijitalleşme”, “enerji, ekolojik geçiş” ve “çok taraflılık”, Avrupa’nın siyasi geleceği” konusu konuşulacak. Ve Azarbaycan sorunu. Aliyev ve Paşinyan’ın yapacağı görüşmeye AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz’ın katılacağı açıklandı.. Erdoğan da olmayınca Kurtlar sofrasında tek başına bir Aliyev karşılarında. Yani, ABD’den sonra AB’de konuya el atıyor. İster misiniz, AB ile Ermenistan arasında AB’ye üyelik süreci başlatılsın ve Türkiye’nin AB üyeliği, Yunanistan, Ermenistan ve Kıbrıs’ın onayına bağlansın.
Ah şu “bölücü terör örgütü“ olmasa biz onlara ne yaparız da!? Bakın, Ankara HABAT ve Hazara üzerinden Rothchildlerle yakınlaşma, bu süreçte bir işimize yarayacak mı?
Şikayet dilekçelerinde, bir STK olan, “Cumhurbaşkanımızın kızının kurucu olduğu dernek” olarak KADEM muhtemelen ülke genelinde bütün teşkilatları ile bu kongrede yerini alacaktır. Bakalım bu vesile le, AK Parti Genel Merkezi, Kadın Kolları Genel merkez yöneticileri, eskisi-yenisi ile, Kadın Milletvekilleri, (Ben “Türevleri” de dedim, sahi neden Erkekleri alınmıyor. Davada tek erkek Erdoğan, o da genel başkan sıfatı ile. Zaten o lanet olası eylem de tek başına yapılmaz) ve 81 il kadın kolları başkanları bir araya gelecekler, sahi kendi aralarında bu konuda bir bilgi alışverişinde bulunmayacaklar mı? Genel merkezler ve 81 ili ilgilendiren, karar aşamasındaki bir dava konuşulmaya değmez mi? Sahi, İstanbul sözleşmesi, Lanzarote, CEDAW Trans Humanizm, 5G, NeuraLink, Aile, Adalet, Ekonomi, Tarım, Fuhşiyat, HABAT, LGBT, İklim, Gıda, Hayvan Hakları, UNWOMAN, AB, KKTC, DSÖ, G20 bildirisini konuşmayacaksanız, niye bir araya geliyorsunuz ki. Erdoğan’ı Zoom’dan da dinleyebilirdiniz!
Yazının kekemesi olur mu demeyin.. Böyle konuların ayrıntılarına girmeden daldan dala atlarsanız o yazı Kekeme olur. Ama bazı konuları yazarken de insan kekeme oluyor, işte böyle. Akif’in dediği gibi “Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım”.
Selam ve dua ile.