Kültüre ve gençliğe sahip çıkamazsak, yok oluruz!
Kültür”, bir toplumun ruhunun, ruh köklerinin kaynağıdır; gençlikse, bu ruhun yaşamasını ve yaşatılmasını sağlayan umudun pınarı.
“Kaynak” kurursa, “pınar” akmaz, zamana direnen asırlık “çınarlar” yıkılır...
“Kültür”ün çözülmeye, gençliğin çürümeye, “çınarların” yıkılmaya ramak kaldığı zorlu günlerden geçiyoruz...
“Kültür”leri çözülen toplumların kurucu “kaynakları” kurumaya, gençliği yok olmaya, “çınarları” tarih olmaya mahkûmdur.
KÜLTÜR POLİTİKASI OLMADAN ASLÂ!
Türkiye’nin güçlü ve köklü bir kültür politikası, şehircilik politikası, gençlik politikası, uzun soluklu bir medya politikası ve stratejisi yok. Bizim medeniyetimizin ruhunu yansıtan bir şehircilik politikası ve stratejisti de yok. Kentsel dönüşüm, tam bir fâciâ, katliam, tek kelimeyle, intihar!
Gerçek bu.
Acı ama gerçek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son şehircilik ve çevre konulu bir toplantıda yaptığı konuşmada (kentsel dönüşüm faslı hâriç) bunları açık açık itiraf etti. Bundan sonraki süreçte bu konuların üzerine hassasiyetle gidileceğini söyledi.
Hangi kadroyla, hangi köklü kültürel sermayeyle ve hangi medeniyet bilinci ve birikimiyle?
Bu soruların cevabının verilmesi lazım.
Medeniyet bilincinin yeşerttiği güçlü, köklü bir fikir, sanat, kültür ve medya hayatının geliştirilemediği, bu hayatî meseleleri dert edinen çaplı kadroların ve uzun soluklu kurumların olmadığı bir yerde, bu hedeflere ulaşılması zordur.
Meselenin püf noktası burası.
EYÜPSULTAN’I İHYA VE İMAR PROJESİ
Bu ön ve zorunlu teorik tespitlerden sonra yazıya giriş yapabiliriz.
Bugün iki belediyemizin çalışmaları üzerinden konuyu özlü bir şekilde ele almak istiyorum.
Eyüp Belediyesi, İrfan Çalışan’ın gecesini gündüzüne katarak gerçekleştirdiği uzun soluklu bir projeye imza atıyor: Eyüpsultan ve çevresini ihya ve imar çalışması bu.
Bu hafta içinde bu uzun soluklu projeyle ilgili yaklaşık iki saatlik bir sunum yaptı ilgili arkadaşlar.
Tarihî yarımada, İstanbul’un ruhu, Eyüpsultan kalbi.
Tarihî yarımada ölüyor, can çekişiyor... Tarihinin en büyük yıkımına maruz kalıyor. Başta Babıâli olmak üzere tarihî yarımada Sultanahmet’ten Beyazıt’a, Fatih’ten Eyüp’e kadar aslına ve ruhuna uygun bir şekilde yeniden ihya ve imar edilemezse, yaşanan yıkımın hesabını aslâ veremeyiz gelecek kuşaklara da, tarihe de.
Hiç olmazsa Eyüp Belediyesi, yaklaşık beş yıldır Eyüpsultan ve çevresini aslına ve ruhuna uygun bir şekilde yeniden ihya ve imar etmek için yoğun gayret gösteriyor. Başkan Remzi Aydın, projeyi, “hayatımın projesi” diyerek sahiplendiğini söyledi.
Hem tecrübeli hem de genç bir ekiple yoğun bir şekilde çalışıyor İrfan Çalışan.
Bu arada Eyüp Sultan Araştırmaları Merkezi adıyla Eyüp’le ilgili her tür akademik araştırmanın yapıldığı türünün ilk örneği olacak çok önemli bir kurum da kurmuş Eyüpsultan Belediyesi geçen yıl.
Eğer Eyüpsultan’ın manevî havasını ve atmosferini yeniden yakalayabilir ve ihya edebilirlerse, çok büyük hizmet etmiş olacaklar İstanbul’a; böylelikle can çekişen tarihî yarımadanın kalbinin durmasını da önlemiş olacaklar Eyüp’ün yöneticileri.
Sunum sırasında da söyledim: Eğer büyük hata yapmazlarsa, titiz ve özenli bir çalışma ortaya koyarlarsa, tarihî bir işe imza atmış olacaklar.
Bu projeye, hükümetin ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tam destek vermesi şart.
Boyunlarının borcu bu.
Eyüpsultan Belediye Başkanı Remzi Aydın Bey’i ve bu projenin hayata geçmesi için yoğun gayret gösteren İrfan Çalışan Bey’i kutluyor, bu çalışmanın diğer belediyelere de örnek olmasını umuyorum.
ÇAYIROVA’NIN ÖNCÜ İŞLERİ...
Bu hafta içinde Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde dolu dolu bir gün geçirdim. Önce Çayırova Belediyesi’nin özel olarak ilgilendiği ve özenle yetiştirdiği liseli genç arkadaşlara pürdikkat dinledikleri bir konferans verdim. Genç arkadaşlar Mustafa Kutlu ve Rasim Özdenören’i yutmuşlar! Sezai Karakoç okuyorlar...
Ne kadar sevindim bilemezsiniz!
Bu güzel atılımın gerisinde Çayırova Belediye Başkanı Şevki Demirci, Başkan Yardımcısı Mustafa Malkoç, Kültür ve Sosyal İşler Müdiresi Aysun Melek Çolak ve Çayırova’nın başka illere ve ilçelerimize örnek olacak güzel işlere imza atan Millî Eğitim Müdürü Azmi Tunç var.
Akşam bir okulu gezdik Azmi Bey’le. Akşemddin İHL. Müdürü de, öğretmenleri de, heyecanlı, dertli, güzel insanlar; ne güzel işler yapıyorlar öyle!
Okul ziyaretinden sonra okul müdürlerine Ivan Illich’in “Okulsuz Toplum” kitabı çerçevesinde bir konferans verdim. “Beyin trafoları yandı” müdür arkadaşların! Bana söylenen bu.
Çayırova Millî Eğitim Müdürü Azmi Bey’i çok sevdim; ayrıksı, idealist ve örnek bir yönetici!
Eyüp’ten de, Çayırova ilçemizden de umut biriktirdim, sevincimi sizlerle paylaşayım istedim.
Şehircilikte, eğitimde, kültür, sanat ve medyada dökülüyoruz ama Eyüp ve Çayırova, akışı tersine çevirebileceğimizin güzel örneklerini sunuyor bize -tıpkı Şehir Düşünce Merkezi’yle Esenler Belediyesi, Fikir ve Sanat Akademisi’yle Serdivan Belediyesi gibi...
Bu hafta bir de nefis bir eğitim projesine tanıklık ettim Düzce de. Okur Yayınları’nın sahibi Ünsal Ünlü kardeşimin bu çığır açıcı projesini de sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım.
Güzel işler oluyor her şeye rağmen.
Umudumuzu diri tutacak, “kültür”ümüzü canlandıracak, gençliğimizi geleceğe hazırlayacak...