Misafirler ‘umduğunu’ yemeli
Bayram ziyaretine gidenin de misafir bekleyenin de aklı ikramlıklardadır. Gelin bu kez değişiklik yapıp misafirlerinize hayalini kurdukları daha hafif, çok leziz bir tatlı ikram edin.
Bu Ramazan Bayramı’nda ikramlık olarak mevsime uygun, mideyi yormayan şöyle güzel bir şeyler olsun diye düşündüm ve yepyeni bir tarif çıkartmayı hedefliyorum. Daha önce bu tatlıyı ne düşündüm ne de yaptım. Ama birinci denememde bingo! Gördüğünüz gibi gerçekten pek güzel oldu. Bu tatlının en önemli özelliği yenilikçi gibi görünse de geleneksel aromaları bünyesinde birleştirmesi. Açık söyleyeyim kendimle gurur duydum tattığımda. Umarım siz de beğenirsiniz.
Çam fıstıklı kayısılı tart
Öncelikle işe tartın tabanını hazırlamakla başladım. Tart şeklinde olsa da aslında tart hamuru kullanmadığımdan tadı çok daha farklı oldu. Tabanını en sevdiğim kurabiye hamurundan hazırladım. Bir yumurta, 200 gram oda sıcaklığında tereyağı, biraz vanilya ve aldığı kadar unu kabartma tozu ilave etmeden iyice yoğurdum. İçine biraz da dövülmüş sakız ilave ettim. Çünkü sakız aromasının kayısıyla harika bir uyumu olduğunu düşünüyorum.
Hamuru incecik açıp tart kalıbına dikkatlice yaydım. Bu aşamada sabırla hamuru inceltmelisiniz. Hamurun eşit olarak kalıba yayılması hem görsel hem de lezzet olarak önemli. Ardından hamuru hafif pembeleşinceye kadar yaklaşık 15 dakika pişirdim.
Yanında dondurmayla nefis
30 adet kayısıyı ikiye bölüp iki su bardağı şeker ve iki bardak suyla komposto kıvamında kaynattım. Süzdüğüm suyunu da dökmeyip sos yapmak üzere ayırdım. Kayısının yarısını bütün olarak ayırıp diğer yarısına bir adet şeftali iki yemek kaşığı tahin koyup blender’dan geçirdim. İçine iki yemek kaşığı toz şeker ekleyip karıştırıp kenara ayırdım. Bu dolguyu pişen hamurun içine boşaltıp üzerine geri kalan kayısıları dizip bolca fıstık serptim. Fıstık yerine başka bir şey önermem. Çünkü aynı lezzet dengesini yakalayamayabilirsiniz.
Fıstıklar pembeleşene kadar 180 derecede pişirdim. Ayırdığım komposto suyunu biraz nişastayla pişirip kıvam verip soğuttum ve içine yine biraz tahin ekleyip iyice çırptım. Fırından çıkan tatlının ne kadar hafif olabileceğini tahmin edemezsiniz. Özellikle yanına bir top sütlü dondurmayla nefis oldu. Afiyetle!
Aydan’ın bayram top 5’i
1. Kalburabastı: Çocukluğumun unutulmaz lezzeti rahmetli babaannemin kalburabastısıdır. Tadı gerçekten müthişti. O yüzden kalburabastı deyince akan sular durur. Şöyle bol cevizli, kıtır kıtır, şerbeti kıvamında, tadı tam kararında bir kalburabastı gibisi olamaz benim için!
2. Güllaç: Güllacı herkes yapabilir ama lezzetini tutturabilir mi? Bilemem... Benim için bol sütle hazırlanmış şekeri süt tadını bastırmayan, bol cevizli ve mümkünse gül suyu kullanılmadan hazırlanmışı en güzeli...
3. Büryan Pilavı: Sanırım birçoğumuzun evinde sadece bayrama özel hazırlanan koca bir tencere yemek olur. Kimi tandır yapar, kimi Elbasan tava, Muş köftesi, kimi dolma, sarma... Bana göre en güzel bayram yemeği ailemden devraldığım Büryan pilavıdır. Çanakkale domatesini bolca kullandığım, kuzu incikle hazırladığım bu pilav en sevdiğim bayram yemeği.
4. Börek: Şeker yiyemeyenler, tatlı sevmeyenler için her evde mümkünse el açması bir tepsi börek bulunmalı. Top 5’in ilk ilki sırasına tatlıları koysam da sağlık nedeniyle ben de tatlı yiyemeyenlerdenim aslında. Sadece ucundan küçük bir parça tadına bakarım ama güzel bir böreğe asla “Hayır” demem. Elbette tereyağı ve zeytinyağı karıştırılarak hazırlanmış kıymalısı favorim! Yani tıpkı Fahriye teyzemin el açması böreği gibi... O şimdi hazırlamıştır bile böreğini!
5. Şerbet: Sakız, ıhlamur, gül gibi farklı aromalarla hazırlanan meyve şerbetleri üzerine bolca kavrulmuş yemişle bence bayram için çok güzel bir ikram. Özellikle buzdolabında iyi soğutulursa... Ben tatlandırıcıyla hazırlayıp içine bol nane ezip koyuyorum. Tatlandırıcı şeker tüketemeyenler için de iyi bir alternatif. Portakal, taze biberiye ve yeşil limon kabuklarıyla da çok güzel lezzetler yakalanabilir.