SEÇİM NİÇİN ÖNEMLİ?

Yazımızın başlığını düşünmek bile zor.

Hür olmayı ve özgür düşünmeyi sağlayan en önemli etkenlerden birisi de seçimlerdir. Özgürlük istemeyen, hak ve hürriyetleri önemsemeyen kişi ve grupların dolaylı(!) olarak tenkit ettikleri şeylerin başında hür ülkelerde yapılan seçimler gelir.

Dolaylı tenkit ederler. Çünkü direkt olarak seçime karşı çıksalar sözlerinin geçmeyeceğini anlarlar. Çünkü demokrasinin, hak ve hürriyetlerin temelidir seçim!

Aynı kişi ve gruplardan; işte her zaman seçim mi olur? Bir genel veya yerel seçim kaça mal oluyor? Bu paralar bizim cebimizden çıkıyor gibi tenkitler duyarız.

Bu tür veya buna benzer tez ve görüşlerin kaynağının art niyetli olduğunu anlamakta zorlanmayız. Çünkü devlet idaresinde ve yönetimde ciddi bir sakıntı varsa ve giderilmiyorsa, yönetimin hakiki sahibi olan millete gitmekten başka yol yoktur. Sisli ve bulanık havayı dağıtan seçimdir.

Her iyi şeyin tabii ki bir bedeli vardır. O bedeli ödemezsen o hayırlı şeye ulaşamazsın.

Yerel seçimler yaklaştığı için bu konuyu değerlendirmek istedim.

Bir idarecinin vazifesini layıkıyla yapabilmesi, ancak idare ettiği kimselerin çoğunluğunun desteğini almasına bağlıdır. Zamanımızda bu desteğin önemi daha da artmıştır.

Çünkü Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin dediği gibi eskiden insanlar bu kadar ihtisaslaşmamış, ihtiyaçlar bu kadar çoğalmamıştı. Bir kişi, kral veya padişah, devleti ağır aksak yönetebiliyordu. Fakat şu zamanda bu mümkün değildir. Ancak milletin hür iradesinden çıkan bir meclis devleti taşıyabilir.

Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s.m) kendisinden sonra devleti idare edecek yöneticiyi belirlememesinin altında seçim yatar. İsteseydi rahatlıkla benden sonra sizin idareciniz filancadır diye söyleyebilirdi. Sahabelerde hiç itiraz etmezlerdi.

Fakat öyle yapmadı. Ta kıyamete kadar ölçü olacak bir hakikat bıraktı bizlere. Kendisinden sonra idareci olan dört halifeden hepsi Müslümanların seçimleriyle belirlenmiştir.

Seçimlerin tarzı değişik olabilir. Ama nihayetinde yönetilenlerin görüşleri alınmıştır. Zaten önemli olan budur.

Karşı çıkanlar olmadı mı? Tabii ki olmuştur. Önemli olan çoğunluğun görüşüdür. Herkesin aynı kişiye destek vermesi insanın tabiatına da aykırıdır.

Adalet ve idareciliği ile meşhur olan Hz. Ömer halkın çoğunluğunun istediği bir valiyi yerinde bırakmaz, görevinden alırdı.

Birinci meclis mebuslarından, asrımız müfessirlerinden Mehmet Vehbi Efendi idareciyi seçmek gibi azletme, teslim ettikleri emaneti elinden alma hakkının da halka ait olduğunu ifade eder.

O halde bütün vatandaşlarımız idarecilerini seçmek hususunda üzerlerine düşen vazifeyi en güzel bir şekilde ifa etmeye çalışmalıdır. Bunu hem şahsi hem dini, hem de sosyal bir vazife olarak kabul etmelidirler. Aksi halde sorumluluk yükünü üzerlerinden atamayacaklardır.

Cenab-ı Hak, her şeye değeri kadar önem vermeyi hepimize nasip etsin!