Sevdiğim mi, ailem mi?
Üniversitedeki ev arkadaşım beni eşinin kardeşiyle tanıştırdı.
Başlangıçta annem müsaade etti. Babam sıcak bakmasa da sesini çıkarmadı. Okul bitip memlekete gelince bir daha lafını andırmadılar. Sebebi de boyu kısaymış. Kendisi dini yaşantısı düzgün bir insan. Vazgeçirmek için annem uzun süre uğraştı ama biz ayrılamadık. Ailem, "Evlenirsen bizi unut!" diyor. 3 yıl görüştüğüm kişiyi mi, ailemi mi tercih edeyim? Yaşı benden büyüktü. Yalnız boy mevzuu sonradan bana "acaba" dedirtti. Ne yapmalıyım? (Rumuz: Sevgi)
Okul döneminde anne babalar çocuklarının isteklerine hemen karşı çıkmazlar.
Onlar için önemli olan, bir an önce okulunu bitirmendir. Bu süre içinde moralini bozmamak, şevkini kırmamak için, "Gençlik hevesidir, geçer" düşüncesiyle ya geçiştirici cevap verirler veya sessiz kalırlar.
Okulunu bitirip eve dönünce mesele ciddiye binmiştir. Bu sefer niyetlerini açıklamışlardır.
Siz de 3 yıllık süre içinde aranızda sözleşmiş, evlilik planları kurmuşsunuz, belki de nasıl bir hayat geçireceğinizi uzun uzadıya konuşmuşsunuzdur.
Şimdi ne olacak? Olacağı belli gibi. Sen de zaten "boy" meselesinde tereddüt etmeye başlamışsın.
Bir genç kız olarak annenizi, babanızı bertaraf ederek evlilik hazırlığı içine girmeniz ve bu işin içinden çıkmanız neredeyse imkânsız gibi...
İyisi mi, daha ortada hiçbir şey yokken, ailenle tartışma ve çatışma içine girmeden, "Bir gençlik hevesiydi, bir rüyaydı, geçti" deyin, bundan sonra geleceğinizi ailenizle birlikte hareket ederek kurmaya çalışın.
Böylece ne siz üzülün ne de en çok sevdiğiniz ve hayatlarını sizin rahatınız ve mutluluğunuz için harcamaktan çekinmeyen anne babanızı üzmemiş olursunuz.
Bir de şunu unutmayın: "Dini yaşantısı düzgün olan bir insan" sizin gibi kendisine dinen yabancı olan bir kızla üç sene boyu hangi dini ölçüyü esas alarak görüşmüştür? Bu konuda da rahat mısınız? Takdir size ait.
Mesafeli ve soğuk davranmam suç mu?
Ben 27 yaşında bir kızım. Dini görevlerimi yerine getirmeye çalışırım. Şimdiye kadar bu vasıfta, uygun biri olmadığı için evlenmedim. En son bir ay biriyle evlilik niyetiyle görüştüm. O da benim gibi dini konularda hassastı. Bu görüşmeyi çok uzatmak istemediğimi söyledim. O acele davranmamamı istedi. Bir hafta sonra mesafeli ve soğuk olduğumu söyleyerek ayrıldı. Ben ondan hoşlandım ve unutamıyorum. Geceleri uyuyamıyorum. Nerede yanlış yapmış olabilirim? (Rumuz: Umut)
"Dini konularda hassas" olan bir insan sizin "mesafeli ve soğuk" davranmanızdan memnun olmalıydı aslında. Bu halinizi takdir etmeliydi. Sizi tam olarak evlenecek bir insan olarak görmeliydi. Niye mi?
Evlenmeden önce size dinen yabancı bir erkeğe karşı dikkatli olmasanız, mesafeli hareket etmeseniz, ciddi davranmasanız araya nefsin, dolayısıyla şeytanın girerek yavaş yavaş yanlış yapamayacağınızı kim garanti edebilirdi?
Evlenme niyetinde ciddi olsaydı bir aylık süre içinde sizi çoktan tanımış olmalıydı.
Ama siz ciddi ve soğuk davranarak bir yerde akıllı hareket ederek onun heveslerini kamçılamamış, arzularına boyun eğmemiş, olacaklara meydan vermemişsiniz.
Bunun için üzülmenize, uykusuz kalmanıza gerek yoktur. Bir yanlış da yapmış değilsiniz. Yanlışı, onun istediği gibi samimi ve sıcak davrandığınızda yapmış olurdunuz.
Bu konuda bana gelen e-postalar içinde "Nasıl olsa evleneceğiz" deyip de samimiyeti ilerletip geleceğini karartan o kadar genç kız var ki, ondan sonra pişmanlıkların bir anlamı kalmadığı gibi, geleceği de kararıyor.
Kendisine iyi niyetle yaklaşan, evlenme vaadinde bulunan, ardından yanlış üstüne yanlış yaptıktan sonra izini tozunu kaybettiren öyle "kendini bilmezler" vardır ki, haddi hesabı yoktur.
"Dini görevini yerine getirme"nin bu konudaki anlamı, nikâh kıyılıncaya kadar kızın ve erkeğin yanlarında ikinci birisi olmadan baş başa kalmamaları, konuşmalarını belli sınırlar içinde tutmaları, bir edep ve erkân içinde hareket etmeleridir.
Çünkü kalıcı ve huzurlu evliliklerin temeli iffetin korunmasına, hayânın muhafazasına, evlenmeden önce hassas hareket edilmesine bağlıdır.