Sevgisizlik sorununu nasıl aşarım?
Ben 11 yıllık evliyim. Eşimle aramda "sevgisizlik" sorunu var. Birkaç kez boşanma aşamasına geldik ama boşanmış bir bayanın, erkeğe göre daha fazla zarar gördüğünü düşünerek boşanmadım.
2 yıl evvel eşimin telefonda biriyle görüştüğünü anladım. O da bunu kabul etti. Ama ben yine aynı sebepten boşanmadım. Bir kızımız var, içimde dağ gibi büyümüş bir mutsuzluk bulunuyor, gün geçtikçe artıyor. Bir ömür bunun yükünü çekmeli miyim, yoksa boşansam eşim için de benim içinde daha iyi mi olur? "Sevebileceğimiz birini bulmak için" kendimize bir şans daha tanımalı mıyız, yoksa "kaderimizmiş" deyip ömrümüzü böyle mi tüketmeliyiz? (Rumuz: Saliha)
Sevgisizlik sorununu evliliğinizin 9. yılında yaşamaya başlamışsınız. Daha önce böyle bir problem olmamış. Şimdi yeniden "sevebileceğiniz birisini bulmak için" kendinize bir "şans" tanıyacak olsanız, aradan birkaç sene geçtikten sonra aynı sorunu yaşamayacağınızı garanti edebilir misiniz?
Eşinizden ayrılsanız bile, sizin de dediğiniz gibi "boşanmış bir kadın" olacaksınız, yeni baştan bir evlilik yapmanız, "sevecek/sevilecek" bir hayat kurmanız da kesin değil.
Üstelik bir de "annelik" vasfınız/sorumluluğunuz var. Sadece kendi rahatınızı düşünecek haliniz de yok. Kızınızın da geleceğini hesap etmek durumundasınız.
Oysa hayat varsayımlar ve hayal üzerine kurulamaz. Gelecek akıl/mantık merkezli, iman/inanç boyutlu olmalı ki sağlıklı olarak yürüsün.
Eşiniz "itiraf" ettiğine göre pişman olmuş, size dönmüştür. Sizin gönlünüzü almak, mutlu etmek için çaba sarf ediyor olması lazım.
Yapılması gereken en kestirme yol, "sevgi tamiri"ne gitmeniz. Karşı taraftan pozitif sinyaller alıyorsanız bütün olumsuzlukları bertaraf ederek, bir an için evliliğinizin ilk yıllarına adım atmaya çalışın.
Çünkü erkek psikolojisi kadının yaklaşımını geri çeviremez. Affedildiğine inanırsa, kusurunun örtüldüğünü anlarsa kalbini size tekrar yaslar. Nefsinizi yener de şeytanın verdiği soğukluğu reddederseniz yeni/yenilenmiş bir "koca" bulursunuz.
Buna ister "kader" deyin, ister "hayatın zorlaması" deyin, isterseniz "Allah için davranmak" deyin, ne derseniz deyin, kazanan siz olacaksınız. Bir de kızınızı birlikte hayata hazırlayacaksınız.
Yalan üzerine evlilik kurmak istemiyorum
Ben bir Avrupa ülkesinde yaşayan 21 yaşında bir bayanım. Dininde, imanında olacak, bana arka çıkabilecek bir eş için dua ediyordum. Bir yıl önce oyun esnasında bir gençle tanıştım. Önce arkadaşça konuşmaya başladık, daha sonra karakterlerimizin uyumlu olduğunu düşünerek evlilik konuşmalarımız oldu. Bu durumu ailesi de onayladı. Ben size sorulan soruları ve cevaplarınızı okudum, gerçekten çok etkileyici ama bir türlü kendimi tatmin edemedim.
Önümüzdeki yaz beni istemeye gelecekler. Ben işin "caiz olarak" yürümesini istiyorum fakat kendisi Türkiye'den gelme, ben ise Avrupa'da doğup büyüdüm. Aileme, "Biz oyunda tanıştık" desem, kabul etmeyecekler, bana kötü gözle bakacaklar.
Bu da kader değil mi? Ben yalan üzerine evlilik kurmak istemiyorum. Sırf ailemin yüzü yere değmesin diye yalan söylesem, ileride bu evliliğime zarar verir mi? Nasıl halledebilirim? (Rumuz: Sema)
Nasıl tanıştığınızı ailenize olduğu gibi söylemeniz şart değil. İlla yalan söylemeniz de gerekmez. "Bir yerde karşılaştık, bir arkadaş vasıtasıyla tanıştık" gibi yalan da olmayan bir gerekçeyle ailenize konuyu açarsınız.
Yahut o gencin ailesi olayı bildiğine ve sizi istemeye geleceklerine göre mesele yoktur. Nasıl tanıştığınızı, sizi nasıl gördüklerini uygun bir dille, münasip bir şekilde anlatırlar.
Bunda korkulacak, endişe duyulacak, büyütülecek bir durum görünmüyor. Çünkü gizli/kaçak, aileden habersiz bir iş yapmıyorsunuz.
İkincisi: Karakteriniz, ahlaki anlayışınızın, inanç ve düşünceniz uyuşuyorsa, onun Türkiye'de, sizin Avrupa'da yetişmiş olmanız, ciddi bir problem teşkil etmemeli. Çünkü evlilik, çiftlerin bazı alışkanlıklarından fedakârlık göstererek müşterek bir hayata adım atmalarıdır. Evliliğin ilk yıllarında görülen bazı pürüzleri de sevgi ve hoşgörü ortamında gidermeye çalışmalarıdır.
O kişi çalışıyor, gelir durumu yeterli ise, hayatı birlikte yürüteceğinize kanaat getiriyorsanız düşüncenizi gerçekleştirirsiniz.