Sırada kimler var?
Acaba Jandarma Genel Komutanlığı'nda görüşmeye çağrılan patronlar arasında Yeni Şafak'ın sahibi veya yayın yönetmeni veya Ankara Temsilcisi de var mıdır? Var ise, komutanlıkta kendileriyle neler görüşülmüş olabilir? Yok ise, kendileriyle neden görüşülme ihtiyacı duyulmamıştır?
Gazeteleri ve televizyon kanalları da bulunan önemli bir işadamı ile Jandarma'da görevli bazı üst düzey subaylar arasında geçen, Taraf gazetesinin önceki gün metnini yayımladığı görüşme kaçınılmaz olarak bu soruyu akla getiriyor. Elimizde metni bulunan görüşmede, pek çok başka konu yanında, televizyonlar ve gazetelerin yayın çizgisi ve bazı çalışanlarının durumu da gündeme gelmiş...
Patronu kendi çizgilerinde yayın yaptırdığı için özellikle tebrik etmiş askerler; lâfın gelişine göre, aynı patronun cep telefonu şirketinden yararlanmalarına izin vermesinden daha hararetli olduğu anlaşılan bir tebrik bu. Tek üzüldükleri konu, kendilerinin tavsiye ettiği birinin medya grup başkanlığının sona erdirilmesiymiş; itiraz olarak Bize yılda 9 milyon dolara mal oluyor denildiği halde o kişinin göreve döndürülmesi için ısrar üstüne ısrar etmişler...
Kendimi görüşülen patronun televizyonları ve gazetelerinde yazan-çizen, yayın politikalarından sorumlu olan insanların yerine koyuyor ve irkiliyorum. Ne kadar 'bağımsız', 'kendi çizgisinden şaşmaz' biri oldukları yolunda bugüne kadar etrafa verdikleri imajı bir düşünün, bir de patronlarının komutanlarla yaptığı görüşmenin günyüzü görmesinden sonra düştükleri durumu...
Patronla görüşen komutanların veya aralarında Çok nazik biridir diye hakkında konuştukları genel komutanın Ergenekon Davası sanığı olmaları değil manzarayı çirkinleştiren; Ergenekon sanığı olmasalardı dahi, medya grubunun yayın politikasının Jandarma Genel Komutanlığı çatısı altında belirlendiği bilgisi bile, o gruba ait televizyonlar ve gazetelerde çalışanları herhalde çok rahatsız etmiştir.
Bundan sonra (tabii bundan önce de) yazdıkları her şey, ekrana taşıdıkları her konu -ister istemez- grubun askerle ilişkisine bağlanacaktır.
Acaba bizim patronlarla da görüşmüşler midir, o medya grubunun patronuyla görüşen komutanlar? Bizim gazetenin genel yayın yönetmeni ve Ankara Temsilcisiyle aynı düzeyde bir temas veya görüşme yapmışlar mıdır? Merak bu ya: Acaba ülkemizin en büyük medya grubunun patronuyla da diğer patronla yapılana benzer bir görüşme olmuş mudur?
Jandarma'da patronlarla temasları yürüten kadronun konuklarına hissettirmeden görüşmeleri kayda alma ve bilgi notu haline getirme alışkanlığı sebebiyle, eğer aynı çatı altında başka medya gruplarının patron ve yöneticileriyle de görüşmeler yapılmışsa, o görüşmelerin görüntüleri veya bilgi notları da yakında piyasaya düşecektir demektir...
Bizim patronlarla neler görüştükleri kadar, askerlerin ülkemizin en büyük medya grubunun patronuyla veya yayın yönetmeniyle veya Ankara Temsilcisiyle neler görüştüklerini de merak ederim.
Umarım, görüşme yapılanların hiç değilse birinin aklına basının özgür olduğu, gazetecilerin bağımsızlıklarına düşkünlükleri gelmiş ve kendilerine politik çizgi çizmeye çalışanlara gerektiği biçimde tepki vermişlerdir. Sivillere karşı aslanca sürdürdükleri 'yayınlara karıştırmama' mücadelesini kendilerini hesaba çekmeye kalkışan sivil-olmayanlara karşı neden vermesinler ki?
Bir patron yanlış yaptıysa bütün patronlar da yanlış yapacak değiller ya!
Bakalım merakımı giderecek gelişmeler yaşanacak mı? Ne zaman?