Türkiye’yi imha planı: Askeri müdahale şart
Sınırlarımızın sıfır noktasına yığılan, tel örgüleri zorlayan, Türkiye'ye sığınmaya çalışan Türkmen ve Arap insan seli, sadece insani bir dramın göstergesi değildir. Bu sel, yarın Halep'ten bu tarafa, belki yüzbinleri Türkiye sınırlarına akıtacaktır. Korkunç bir insan seli, trajedisi Türkiye kamuoyunu sarsacak noktalara ulaşacaktır.
Çok önceden öngördüğümüz ve dikkat çektiğimiz bu gerçeği belki o zaman bile idrakten yoksun tavırlar içine gireceğiz. İnsanlık trajedisi olarak işleyecek, arkasındaki senaryoyu, derin demografik ve jeopolitik hesabı anlamamakta direneceğiz.
Dün, Suriyelilerin gelmesine sınıfsal bir küçümsemeyle karşı çıkanların bugün “kapıları açın” diye ikiyüzlülüklerini sergilemelerinin bile bu kapsamlı projenin bir parçası olduğunu, Türkiye'nin devlet aklının rehin alındığını, bir bölge planlamasının milletimize ve ülkemize dayatıldığını anlamaktan bile aciz olacağız.
Etnik temizlik seçim öncesi planlandı
Daha Irak işgal edilirken, ABD ordularının Türkiye'yi kullanması sırasında tartıştığımız gerçekler bugün yine önümüzde. Binlerce kişilik ABD birlikleri, Kuzey Irak-Akdeniz koridoru üzerine yerleştirilecekti. O zaman Suriye tarafına değil, Türkiye tarafına konuşlanacaklardı. Planlama, K. Irak-Akdeniz arasında Türkiye topraklarında bir kuşak oluşturma esasına dayanıyordu. Hesap ortadaydı. 2003 yılından beri de önümüzde duruyor.
Bugün Suriye'nin hali malum. Son derece elverişli bir ortam var. Neredeyse bütün örgütler, bir yerler adına savaş veriyor. Proje bu sefer PKK'nın Suriye kanadı üzerinden servis ediliyor. Ne zaman? Daha seçimler yapılmadan, bazı çevrelerin Türkiye'nin koalisyona gireceğini anladığı anda Kuzey Suriye'de Türkiye'yi etkisizleştirecek, Güney'le bütün bağını koparacak, K. Irak-Akdeniz koridorunu açacak operasyon hızlandırılıyor. Müthiş bir demografik planlama başlatılıyor, Türkmenler ve Araplara karşı bir tehcir, etnik temizlik başlatılıyor.
İki çok tehlikeli plan var
Bu, aynı zamanda Türkiye'yi çevreleme, on yıldır açıldığı bütün ülkelerde, bölgelerde sıfırlama, onu tekrar Anadolu'ya hapsetme stratejisinin belki de son safhası. Nasılsa içeride kurulmuş saat gibi, bu çevreleme harekatını yıllardır Türkiye'nin başarısız politikaları olarak pazarlayan bir çevre var. Dikkat edin aynı çevre bugün “sınırları hemen açın” diye yaygara koparmaya başladı.
Siz ne zaman Arapları, Suriyelileri seviyordunuz? Öyle değil, onlar dışarıdan çevrelemenin, içeriden güçsüzleştirmenin, yeniden vesayet altına almanın ülke içindeki operasyonlarını yürütüyorlar çünkü. Seçim öncesi uyguladıkları siyasi mühendisliğin büyük oranda başarılı olması, Gezi ve 17 Aralık'la ulaşamadıkları sonuçlara seçim sonuçlarıyla ulaşmış görünmeleri cesaretlerini artırmış.
Dışarıdan çevrelemenin içerdeki ortamı bu sonuçlar üzerinden oluşturulacak. Belki AK Parti'yi dışarıda bırakacak bir koalisyon için CHP-MHP ve ona dışarıdan destek verecek HDP formülü için bastıracaklar. Bunu başarırlarsa, iki sonuç elde etmiş olacaklar: Türk milliyetçiliğini tasfiye etmiş, gücünü kırmış, etkisizleştirmiş olacaklar. MHP tükenecek. İkincisi ise, dışarıdan çevrelemenin tam olarak zafere erişmesi için içerideki zayıf koalisyonu kullanıp, işin Türkiye ayağını tamamlamış olacaklar.
Haritaya bakın, bir de koalisyon çalışmalarına
İki şeye dikkatle bakın: Yakın bölge haritalarına ve koalisyon çalışmalarına. İkisi arasında müthiş bir koordinasyon, benzerlik göreceksiniz ve ortak noktaları Türkiye'yi durdurmak üzerine olacaktır. Türkiye içinde seçimlerin hemen öncesi başlayan, seçim sonrasında da en güçlü ses haline gelen söylemlere bakarsanız, Kuzey Suriye'de nelerin tezgahlandığını, ABD'nin bu işin neresinde olduğunu, içeride nasıl bir iç politika dizayn edilmek istendiğini ve yine ABD'nin bu işin neresinde olduğunu çözersiniz.
On yılı aşkındır devam eden müthiş yükseliş döneminin intikamını almak isteyen bir süreç başlatılıyor. Rövanşist, acımasız bir hırpalama dönemi bu. İntikam Türkiye dışında hazırlanıyor, içerideki siyaset ve medya çevreleri üzerinden servis ediliyor. Bizler de bunu, tamamen Türkiye içi bir sorun olarak algılıyoruz.
Yeni Truva Atı ve Türkiye'nin imhası
Eğer içeride zayıf bir koalisyon dönemi yaşanırsa, eğer “Sisi Koalisyonu” dediğim CHP-MHP ve dışarıdan destek verecek HDP koalisyonu inşası başarılı olursa dört bir taraftan kurşun yağmuruna tutulacağız. Türkiye'nin milli güçleri tasfiye edilecek. Kuşatılmış, kafasını kaldıracak mecali bile olmayan bir ülke haline geleceğiz. Dikkat edin, içerideki istikrarı hedef alan proje Kürt milliyetçiliğini kullandı. Dışarıdaki çevreleme harekatının son safhası da Kürt milliyetçiliği üzerinden servis ediliyor. İkisinde de PKK bir Truva Atı olarak kullanılıyor.
Maalesef ülkemizdeki muhalefet aklı bu gerçeklerin çok uzağında. Daha Tel-Abyad olayının ne anlama geldiğini bile idrak edecek durumda değil. Sadece haritaya bakmaları bile yeterli iken, birilerinin bunu “insani dram” olarak servis etmesinden son derece memnunlar. Bir adım sonrasına ilişkin ne bir öngörüleri, ne de bir endişeleri var. Böyle bir basiretsizlik, ufuksuzluk bu ülkeyi imha edecektir.
Kuşak değil Türkiye'ye karşı cephe kuruluyor
K. Irak-Akdeniz koridorunda, hemen güneyimizde bir tampon kuşak oluşturulduktan sonra Türkiye'nin eli Akçakele'den öteye uzanamayacaktır. Ortadoğu'nun hiçbir yerinde olamayacaktır. Arap dünyası ile bütün bağlantıları kesilecektir. Hesap budur.
Ancak ondan sonrası çok daha vahim. Bu kuşak, Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaya, yeniden iç çatışmalara sürüklemeye, parçalamaya dönük son adım olacaktır. Türkiye, mezhep savaşlarından kaçarken yeniden etnik savaşın içine sürüklenecektir. Tampon bölgenin güneyinde ise İran'dan başka bir güç olmayacaktır. Irak'ta olduğu gibi…
İşte bu kuşak projesi başarıldığında, Suriye sınırı boyunca uzanan Türkiye karşıtı bir cephe inşa edilmiş olacaktır. Bunun bir adım sonrası, bu cephe üzerinden Türkiye içlerine saldırmak olacaktır. Çevreleme harekatının son safhası budur. Bu aşamadan sonra içeride, kendi geleceğimizi kurtarıp kurtaramayacağımızı tartışacağız.
Eğer içerideki yeni hükümet şekli de bu senaryoya ayarlı olursa, vah Türkiye'nin haline! Türkiye derhal tampon bölge planlarına müdahale etmeli. Gerekirse askeri müdahalede bulunmalı ve kendini korumalı. Çünkü doğrudan Türkiye'yi hedef alan bir cephe kuruluyor. Yarın çok geç olacaktır.