Venezuela’da ABD’nin ‘iç işgal’ girişimi çöktü! * Türkiye dünyaya “yeni İstiklal mücadelesi yöntemi”ni öğretti.
Venezuela, “darbe” adı altında bir işgal girişimini savuşturdu. ABD’nin, Avrupa’nın, bir ülkenin petrol ve altınlarını yağmalama teşebbüsü, şimdilik boşa çıkarıldı.
Venezuela devleti, askeri birimleri, meşru kurumları ve halkı, “iç işgal” şeklinde planlanan ama “tam bir dış müdahale” olan saldırıyı atlattı.
Türkiye’nin yaşadığı, FETÖ üzerinden servis edilen “15 Temmuz iç işgal girişimi” gibi Venezuela’da da Juan Guaido üzerinden bir deneme yapıldı. Yöntemler, söylemler benzer olduğu gibi, müdahaleye karşı koyma formatı da çok benzer.
TÜRKİYE DÜNYAYA “YENİ TÜR İSTİKLAL MÜCADELESİ MODELİ”Nİ YAYIYOR.
Öyle görünüyor ki; her ne kadar Türkiye’de unutturulmaya çalışılsa da, 15 Temmuz direniş modeli, ABD ve Batı’nın yeni sömürge girişimlerine karşı bir “direniş yöntemi” olarak yayılıyor, yayılacak.
Onlar nasıl müdahale yöntemleri geliştirip birçok ülkeye uyguluyorsa, Türkiye’nin 15 Temmuz günü verdiği mücadele de, birçok ulus tarafından direniş yöntemi olarak kabul ediliyor, edilecek.
Birinci Dünya Savaşı ile çöken bir coğrafyada Anadolu’da başlatılan İstiklal mücadelesi nasıl ki; Güneydoğu Asya’dan Afrika’nın derinliklerine kadar “emperyalizmle mücadele” ruhunu uyandırmışsa, bu da yeni sömürge müdahalelerine karşı bir direniş ruhu oluşturuyor, oluşturacak.
“GUAİDO MODELİ”: AÇ BIRAK, HALKIN DİRENCİNİ KIR, YÖNETİMİ ZAYIFLAT, SONRA DA MÜDAHALE ET.
ABD’nin seçilmiş Devlet Başkanı Nicolas Maduro yerine kukla lider olarak atadığı, Avrupa ülkelerinin sıraya girip tanıdığı Juan Guaido’nun, bazı askeri birliklerle ülke yönetimini ele geçirme girişimi Venezuela’nın bağımsızlığını ve zengin kaynaklarını hedef alıyordu.
Asla demokrasi ve özgürlük meselesi değildi. Aç bırakarak, ilaçsız bırakılarak, elektriksiz bırakılarak, petrol satışı engellenerek halkın direnci kırılacak, mevcut yönetim zayıflatılacak sonra da müdahale edilecek… Uygulanan yöntem bu.
“Guaidomodeli” dedikleri yeni saldırı biçimi bu. Irak ve Afganistanişgallerinden sonra, Libya müdahalelerinden sonra bu formatı keşfettiler. İçeride bir grubu eğitip hazırla, artık kendilerinin bile dile getirmediği demokrasi ve özgürlük söylemleriyle donat, o ülkenin liderini ve meşru yönetimini tanımadığını ilan et, bir eyalet valisi ataması yap sonra da ”iç isyan ve iç işgal”e başla.
İNSANLIK, ABD VE ORTAKLARINA ÇOK ACI BİR SÜRPRİZİ YAŞATACAK
Küresel sistem diye bir şey zaten yok. Uluslararası kurum ve sözleşmeler zaten yok. Dünyanın ekseni kaymış, güç kimde ise onun hoyratlığı, açgözlülüğü, saldırganlığı öne çıkmış, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar her yerde ağır ABD saldırıları almış başını gidiyor. Hiçbir ahlaki, insani değer yok. İnsanlık için, bütün yeryüzü için tarihin en tehlikeli dönemi başlamıştır.
ABD ve Avrupa’nın Venezuela’dan sonra birçok ülkede uygulamayı deneyeceği format bu. Yeni tür işgal, iç savaş biçimi bu. Yeni uluslararası yağma ve talan şekli bu. Trump ve ABD şahinlerinin dünyayı kasıp kavuracak kötülüklerinin yeni şekli bu.
Ama bence insanlığın, kadim insanlık birikiminin ABD ve müttefiklerine çok acı bir sürprizi olacak. Bu kontrolsüzlük bir şekilde etkisizleştirilecek. Zaten öyle bir dönem de başladı.
Batı, Atlantik dünyası, belki dört yüz yıl sonra merkez iktidar alanı olmaktan çıkıyor. Böylesi Birinci ve İkinci Dünya Savaşları döneminde bile olmadı. İlk kez güç dağılıyor, Doğu’ya kayıyor, ilk kez ABD ve Batı’nın temsil ettiği düzen gerçekçi bir meydan okumayla karşı karşıya.
İşte yeryüzünün asıl eksen kayması bu olacak. Bunu bildikleri için de, gücün ellerinden kayıp gittiğini gördükleri için de, alabildiğine saldırganlaştılar. Ama saldırganlaştıkçada karşılarında güçlü bir küresel ittifak biçimleniyor.
VENEZUELA’DA BİR KİRLİ DOSYA!
2 Şubat’taki notları hatırlatayım: ABD ve Batı; terörü bütün insanlığa karşı kanlı bir silah olarak kullanır. Bütün terör örgütlerini besler, büyütür, silahlandırır, ülkelere saldırtır. Sonra da terörle mücadele diye küresel ölçekte bir kampanya başlatır. Bu kampanyaya katılmayan ülkeleri teröre destek veren ülke ilan eder.
Dünya genelindeki askeri üslerinin hemen hepsinde terör örgütleri istihdam eder. Onları orada eğitir, toplantılar oralarda yapılır. Sonra o örgütü, askeri üssün bulunduğu ülkeye karşı kullanır.
LİDERLER, ÜLKELER NASIL, NEDEN CEZALANDIRILIR?
Kaynaklarını sömürüye, talana açmayan ülkeleri doğrudan “Haydut Devlet” ilan eder. Zenginliklerine sahip çıkan ülkeleri açık açık tehdit eder, küresel finans sistemi üzerinden baskı altına alır.
Hemen ardından o ülkeyi istikrarsızlaştırma süreci başlatır. Darbe girişimleri, liderlerin tasfiyesi, terör saldırıları, etnik çatışmalar, ekonomik krizler, kitlesel protestolar ardı ardına gelir.
Bu ülkelerin tamamına uygulanacak şablon bellidir: Ekonomik ambargo. Ülkelerin ekonomilerini vurur, halkını cezalandırır, ambargoya uymayan ülkeleri incelemeye ve baskı altına almaya başlar.
PETROLÜ, DOĞALGAZI MİLLİLEŞTİREN HER ÜLKE SALDIRIYA UĞRAMIŞTIR..
Petrolünü, doğalgazını, altınını, madenlerini, suyunu, tarımını, pazarını Batılı şirketlerin himayesine ve denetimine vermeyen her ülkeyi tehdit eder. Savaşla, işgalle, iç çatışmayla, suikastlarla tehdit eder.
Petrol şirketlerini millileştiren ülkelerin hemen tamamına yakını saldırıya uğramıştır. Petrol ve doğalgazına sahip çıkan ülkelerin neredeyse tamamı kaosa sürüklenir.
Libya böyledir. Irak böyledir.. Paramparça olmuşlardır. Bazıları da S. Arabistan gibi, tamamen teslim olmuş, rehin alınmış, zenginlikleri yağmalanmıştır.
ALTINI, PETROLÜ ABD ŞİRKETLERİNE PEŞKEŞ ÇEKMEZSEN BÖYLE OLUR!
Şimdi Venezuela’da aynı senaryoyu bir kez daha yaşıyoruz. Dev petrol üreticisi, petrolünü ABD’ye peşkeş çekmediği için, ABD şirketlerine teslim olmadığı için darbeyle, savaşla, işgalle tehdit ediliyor.
Altınını ABD’ye peşkeş çekmediği için, altın madenlerini ABD ve Batılı şirketlerin işletmesine izin vermediği için, altınını ABD denetiminde piyasaya sokmadığı için açıkça tehdit ediliyor.
MADURO GİDECEK GUAİDO GELECEK: ALTIN DA, PETROL DE “SAHİBİNİ” BULACAK..
Maduro gidecek Guaido gelecek. Çünkü Guaido, ABD ile, İngiltere ile, Avrupa ile, onların kontrolündeki Latin Amerika ülkeleriyle beraber. Çünkü Guaido petrolü de, altını da, ülkenin pazarlarını da daha şimdiden ABD ve Batılı şirketlere taahhüt etti. Varlık sebebi bu zaten. O güçlerin, o şirketlerin tayin ettiği bir kişi çünkü.
MESELE SİYASİ DEĞİL, YAĞMA MESELESİDİR.
Mesele siyasi değil, yağmadır. Talan edilecek ülke listesinde sırada Venezuela var. Petrolünü de, altınını da, ülkenin varolan zenginliklerini de yağmalayacaklar.
Zenginliğini koruyorsan, ülkeni koruyorsan, yerlileşiyorsan, sömürüya tavır alıyorsan saldırı altındasın demektir. Batı’nın yüzyıllardır devam ettirdiği sömürgecilik aynen devam ediyor.
TÜRKİYE DE BU YÜZDEN SALDIRIYA UĞRAMADI MI?
Ya o ülkeyi yok edip yağmalıyorlar, ya kukla bir yönetim ve lider atayıp teslim alıyorlar, ya da bütün halkı cezalandırıp, diz çöktürerek yağmalıyorlar.
Türkiye’ye yaptıkları da bu değil mi? Türkiye’ye yönelik bütün saldırıların arkasında ülkemizin yerlileşme mücadelesi yok mu? Bu da öyle bir şey… Kimse gizli Amarikancılık oynamasın, süslü cümlelerin arkasına sığınmasın.